Bakır mutfak eşyaları, üzerlerindeki kaplamanın soyulması sebebi ile zehir saçtığından, belli aralıklarda kalaylanmak zorunda. Bu nedenle de bundan yaklaşık 20 yıl öncesine kadar kalaycılar ve kalaycılık mesleği revaçtaydı. Kalaycılık, önceki yıllarda seyyar olarak da yapılırdı. Gelişen teknoloji ile birlikte, bakır eşyanın yerini krom, çelik ve alüminyum alaşımlı mutfak ürünleri aldı. 1960'lı yıllardan sonra alüminyum alaşımlı paslanmaz mutfak gereçleri ortaya çıktı ve kalaycılık mesleğine olan ilgi o günden günümüze düşüşe geçerek şimdilerde tükenme noktasına geldi.
Dedeleri de kalaycıEskişehir'de 40 yıllık kalay ustası Ramazan Kalay, ilgisizliğin devam etmesi halinde bir sonraki neslin kalaycılığın ne olduğunu bilmeyeceğini ifade etti. Dedelerinin Osmanlı döneminden itibaren kalaycılık yaptığını, Cumhuriyet döneminde de bu nedenle Kalay soyadını aldıklarını belirten Ramazan Kalay bakırın kalaylanma süreci hakkında şöyle konuştu;
“Bu zanaatı ben dededen öğrendim, babamın yanında yetişerek öğrendim. 10 yaşımdan bu yana devam ettiriyorum. Kalay işi için ilk gelen bakırın bir kat yanması oluyor. Ondan sonra yakılıp, ilaçlanıp, asitleniyor. Daha sonra asit ve sürtmelerle doğrult, düzelt aksamına geçiyoruz. Son işlem ise ocakta kalaylama oluyor.”
“Bakırın en iyi ilacı kalaydır”Bakırın kalaylandıktan sonra ister şark köşelerinde, ister mutfakta kullanımında daha sağlıklı hale geldiğini aktaran bakır ustası Kalay, “Bakırın en iyi ilacı kalaydır. Bakırı kalay tutuyor. Kalaylandığında, hem kullanımda hem şark köşelerinde eski antika türlerinde her yönüyle daha sağlıklı oluyor” ifadelerini kullandı.
"Bu eski mesleklere pek fazla talep yok"Mesleğin unutulmaya yüz tuttuğunu sözlerine ekleyen Ramazan Kalay, artık çırak yetişmediğine ve yok olmak üzere olan bu mesleğin Eskişehir’deki son ustası olduğuna değindi. İnsanların başka eşyalar kullanmaya devam edeceğini aktaran Ramazan Kalay, “Çırak yetişmiyor şimdi bu eski mesleklere pek fazla talep yok. O nedenle biz yapabildiğimiz kadar yapacağız tek başımıza. Ondan sonra bitiyor, yani dahası yok. Bitmiş olan bir meslek. Bittiğinde, yapıcısı kalmadığında yeni ürünlerle devam edecek. Yapacak kalaycı olmayınca yeni ürünlerle devam edecek yani. Başka türlü yapacak bir şey kalmıyor. Tabandan yetişen olmayınca bitiyor yani sonuçta. Eskişehir’de ben yapıyorum tek başıma. Biz de yapmadığımızda bıraktığımızda dahası yok. Tabandan kalfa çırak yetişmesi lazım işin devam etmesi için. Çıraklıkla, ustalıkla, öylelikle devam eder. Biz yapabildiğimiz kadar yapacağız” şeklinde konuştu.
Oğuzhan Demir
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com