TBMM (AA) - CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, Kamu Denetçiliği Kurumunun (KDK) kararlarının uygulanması ve başvuru yöntemine yönelik yasal düzenleme yapılarak kurumun güçlendirilmesi önerisinde bulundu.
Sarıhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TBMM'ye bağlı bir denetim mekanizması olarak 2013 yılından bu yana faaliyet gösteren ve Ombudsmanlık olarak da bilinen Kamu Denetçiliği Kurumunun daha etkin ve bilinir hale gelmesinin önemine değindi.
Sarıhan, idarenin işleyişi ile ilgili şikayet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlendirilen Kurumun, insan haklarının korunması ve özgürlüklerin geliştirilmesi açısından önemini vurguladı.
Sarıhan, "Yargıya gitmeden idare ile birey arasındaki ilişkiyi dostane şekilde çözebilecek bir kurum. İdarenin işlemini denetleyip yanlış eylem ve işlemlere ilişkin de tavsiye kararında bulunma hakkına sahip, değerli bir kurum." diye konuştu.
Kurumun tavsiye kararlarının bağlayıcılığı bulunmadığına işaret eden Sarıhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yaptırım olmadığı için idareler kurumun kararına uymayabiliyor. Benim önerim; eğer bir tavsiye kararı, 30 günlük süre içinde uygulanmamışsa uygulamayan idare neden uygulamadığına ilişkin gerekçesini bir itiraz metni gibi oluşturarak Kamu Denetçiliği Kurumuna gönderecek. Kurum eğer bu gerekçeyi hukuka uygun bulmazsa, belli bir süre içinde kararın uygulanmasını isteyecek. Buna rağmen karara uyulmaması halinde kararı uygulamayan idare hakkında görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunacak. Bu bir yaptırım getirir. Hukuk çerçevesinde atılmış bir adımdır. Kararı uygulamayarak işleri daha sarpa sardıran ve idare ile halkın arasını açan yetkili hakkında suç duyurusunda bulunma imkanı karara bir güvence getirebilir."
"Resen müdahale hakkı da olmalı"Sarıhan, Kuruma başvurulara ilişkin de düzenlemeye ihtiyaç olduğunu, mevcut durumda herhangi bir sorunu inceleyebilmesi için buna ilişkin bir şikayetin bulunması gerektiğini anlattı.
"Kurumun, resen müdahale hakkı da olmalı" diyen Sarıhan, kamu yararına hizmet veren, halk adına avukatlık yapan KDK'nin, halkın önüne getirmediği bir konuda da, ciddi bir eylem ve işlem hatası olduğunu düşünüyorsa, kendiliğinden müdahale edebilmesi, karar verebilmesi ve bu kararı ilgiliye gönderebilmesi gerektiğini bildirdi.
Kurumun böyle bir yapıya kavuşturulmasının hak ihlallerinin tespiti ve engellenmesi konusunda olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını ifade eden Sarıhan, kamu denetçilerinin de gözlemleri sonucunda, bu yöndeki talepleri kendilerine ilettiklerini aktardı.
Sarıhan, KDK'yla ilgili bu konularda bir kanun teklifi hazırladıklarını, en kısa sürede TBMM Başkanlığına sunmayı planladıklarını belirtti.
"Yeterince tanıtamadık"Kurumun bilinilirliğinin de önemli olduğuna işaret eden Sarıhan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kamu Denetçiliği Kurumunu ne yazık ki yeterince tanıtamadık. Muhakkak bundan sonraki süreç içinde kurumun kendisini, örneğin görsel yollarla, kamu spotlarıyla, halka anlatması gerekiyor. Ne yazık ki parlamenter arasında bile bu kurumun işlevi, görevi, yararı konusunda bilgisi olmayan milletvekilleri olabilir."
Kurumun, üyelerinin parlamentoda belirlenmesinin hükümetten bağımsız bir yapı oluşması açısından önemli olduğunu vurgulayan Sarıhan, ancak üyelerin belirlendiği Meclis Komisyonlarında çoğunluğun iktidar partisine mensup üyelerde olduğuna da dikkati çekti.
Sarıhan, KDK'nın üyelerinin belirlenmesi için, tüm partilerin eşit olarak temsil edildiği bir yapının oluşturulmasının hakkaniyeti sağlamak açısından gerekli olduğunu da savundu.
"Raporlar ivedilikle görüşülmeli"TBMM Genel Kurulunda, Kurumun 2013, 2014, 2015 ve 2016 raporlarının birlikte ele alındığını hatırlatan Sarıhan, bu durumu da eleştirdi.
Sarıhan, kurumun her yıl raporlarını hazırladığını, ancak parlamentonun gündeme almadığını belirterek, raporların zamanında ve ivedilikle görüşülmesini istedi.
KDK ve benzeri kurumların hak arama bilincinin gelişmesinde etkili olduğunu vurgulayan Sarıhan, "Bu tür kurumların en önemli katkısı hak arama bilincini oluşturmaktır. Haksızlığın giderilmesini sağlamaktır. Bir toplumun, bir ülkenin insan haklarına dayalı bir işleyiş içinde olduğuna ilişkin yüzünü yukarı kaldıracak, alnını ak edecek bir tablo yaratmaktır." diye konuştu.