Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, “Ortadoğu’daki yaşananları görünce milletin laikliğe dört elle sahip çıkacağı konusunda endişem yok. Laiklik kimsenin tekelinde değil. Kanla kurulan kanla yıkılır” dedi.
TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplayan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’in sözlerine ilişkin olarak, CHP’nin rotasının Kuvayı Milliye ile çizildiğini söyledi. Altay, “Bize rota çizmek, siyasi etik konusunda laf etmek kimsenin haddi değil, onların hiç haddi değil. Daha düne kadar ‘Verin özerkliği, alın başkanlığı’ pazarlıkları yapan bir partiden alacağımız siyasi etik ve ahlak dersi yok, demokrasi dersi de hiç yok. Biz dokunulmazlığı temiz siyasetin önündeki en büyük engel görüyoruz ve programımıza ‘dokunulmazlığı temiz siyasetin önündeki en büyük engel olmasına son vereceğiz’ demişiz, yetmemiş, ’görüyoruz olmasını son vereceğiz’ demişiz. Türkiye Büyük Millet Meclis İç Tüzük 131 ve takip eden maddeler çerçevesinde Karma Komisyon’dan Genel Kurul’a gelen bütün dokunulmazlık dosyaları ile ilgili dokunulmazlığın kalkması için kabul oyu vermişiz” ifadelerini kullandı.
"HDP’nin önerisine CHP’li vekillerden destek gelir mi?" sorusu üzerine Altay, “Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri haklarında olan ve dokunulmazlığı kaldırılmak suretiyle fezlekeleri mahkemelere gönderilen milletvekillerimiz arzu ettikleri takdirde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabileceklerdir. Kimler yapacak henüz bilmiyorum. Parti olarak her türlü lojistik, hukuki desteği veririz. HDP’nin açacağı imza föyünde bir tek Cumhuriyet Halk Partili imza olmayacak. Olursa, onunla Cumhuriyet Halk Partisi’yle işi kalmamıştır. O Cumhuriyet Halk Partisi’yle ilişiğini kesmiştir. Bizim disiplin mekanizmasını çalıştırarak ilişkiyi kesmemize gerek yok, arkadaşımız gidip buraya imza atarsa onun Cumhuriyet Halk Partisi’yle kendisi bağını ve ilişkisini kesmiş olur” cevabını verdi.
Altay, AK Parti Kongresi’ne ilişkin olarak, “Türkiye’nin en uzak yerlerinden Bayburt’tan, Hakkari’den, Van’dan insanlar geldi. Ellerine bir liste verildi. ‘Bu listeyi sandığa atın ve gidin’ dendi. Çok disiplinlilerdi. Lidere biat, itaat siyasette vardır. Benim gördüğüm orada ben lidere ibadet gördüm. Liderlere ibadet başka bir şey. Lidere teslimiyet var. Burada demokrasimiz açısından doğru değil. Tek adamın her şeye karar verme noktasında parlamento içinde büyük zafiyet oldu. 317 milletvekilinin özgür iradesinin olmadığı görüldü. AKP için milletvekillerinin özgür iradeleriyle yasama faaliyetinde bulunması mümkün değil” diye konuştu.
Hükümetin normal bir hükümet olmadığını savunan Altay, “Bu hükümet darbe hükümetidir. Ulusu hükümeti gibi bir hükümettir. Bülent Ulusu hükümeti ile Binali Yıldırım hükümeti arasında bir fark yoktur. İkisi de darbe hükümetidir” ifadelerini kullandı.
Laiklik tartışmaları ile ilgili olarak ise Altay şunları söyledi:
“Bu millet laikliği benimsedi, sevdi. Orta Doğu’daki yaşananları görünce milletin laikliğe dört elle sahip çıkacağı konusunda endişem yok. Laiklik kimsenin tekelinde değil. Kanla kurulan kanla yıkılır. Ama böyle bir tehlike görmüyorum. Baş kapandı, laiklik elden gitti, baş açıldı, din elden gitti. Böyle gidersek yanlış yaparız. Türkiye’yi bu hale getirmek yanlış. Laiklik 78 milyon topyekun koruyor. Laiklik toplumun malı, milletin malı, anlayış, metot, yöntem, yönetim stili. Devletin bir niteliği. Cumhuriyetin en değerli niteliği. Ama bunu gerçekten devletin temel niteliği Meclis Başkanı’nın arzusu bu. Meclis Başkanı’nın bu arzusunun gerçekleşmesi kansız mümkün değil. Bu kadar ucuz mu? Yüzde 50 oy aldığın seçmenine sor bakalım.”
(İHA)
TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplayan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’in sözlerine ilişkin olarak, CHP’nin rotasının Kuvayı Milliye ile çizildiğini söyledi. Altay, “Bize rota çizmek, siyasi etik konusunda laf etmek kimsenin haddi değil, onların hiç haddi değil. Daha düne kadar ‘Verin özerkliği, alın başkanlığı’ pazarlıkları yapan bir partiden alacağımız siyasi etik ve ahlak dersi yok, demokrasi dersi de hiç yok. Biz dokunulmazlığı temiz siyasetin önündeki en büyük engel görüyoruz ve programımıza ‘dokunulmazlığı temiz siyasetin önündeki en büyük engel olmasına son vereceğiz’ demişiz, yetmemiş, ’görüyoruz olmasını son vereceğiz’ demişiz. Türkiye Büyük Millet Meclis İç Tüzük 131 ve takip eden maddeler çerçevesinde Karma Komisyon’dan Genel Kurul’a gelen bütün dokunulmazlık dosyaları ile ilgili dokunulmazlığın kalkması için kabul oyu vermişiz” ifadelerini kullandı.
"HDP’nin önerisine CHP’li vekillerden destek gelir mi?" sorusu üzerine Altay, “Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri haklarında olan ve dokunulmazlığı kaldırılmak suretiyle fezlekeleri mahkemelere gönderilen milletvekillerimiz arzu ettikleri takdirde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabileceklerdir. Kimler yapacak henüz bilmiyorum. Parti olarak her türlü lojistik, hukuki desteği veririz. HDP’nin açacağı imza föyünde bir tek Cumhuriyet Halk Partili imza olmayacak. Olursa, onunla Cumhuriyet Halk Partisi’yle işi kalmamıştır. O Cumhuriyet Halk Partisi’yle ilişiğini kesmiştir. Bizim disiplin mekanizmasını çalıştırarak ilişkiyi kesmemize gerek yok, arkadaşımız gidip buraya imza atarsa onun Cumhuriyet Halk Partisi’yle kendisi bağını ve ilişkisini kesmiş olur” cevabını verdi.
Altay, AK Parti Kongresi’ne ilişkin olarak, “Türkiye’nin en uzak yerlerinden Bayburt’tan, Hakkari’den, Van’dan insanlar geldi. Ellerine bir liste verildi. ‘Bu listeyi sandığa atın ve gidin’ dendi. Çok disiplinlilerdi. Lidere biat, itaat siyasette vardır. Benim gördüğüm orada ben lidere ibadet gördüm. Liderlere ibadet başka bir şey. Lidere teslimiyet var. Burada demokrasimiz açısından doğru değil. Tek adamın her şeye karar verme noktasında parlamento içinde büyük zafiyet oldu. 317 milletvekilinin özgür iradesinin olmadığı görüldü. AKP için milletvekillerinin özgür iradeleriyle yasama faaliyetinde bulunması mümkün değil” diye konuştu.
Hükümetin normal bir hükümet olmadığını savunan Altay, “Bu hükümet darbe hükümetidir. Ulusu hükümeti gibi bir hükümettir. Bülent Ulusu hükümeti ile Binali Yıldırım hükümeti arasında bir fark yoktur. İkisi de darbe hükümetidir” ifadelerini kullandı.
Laiklik tartışmaları ile ilgili olarak ise Altay şunları söyledi:
“Bu millet laikliği benimsedi, sevdi. Orta Doğu’daki yaşananları görünce milletin laikliğe dört elle sahip çıkacağı konusunda endişem yok. Laiklik kimsenin tekelinde değil. Kanla kurulan kanla yıkılır. Ama böyle bir tehlike görmüyorum. Baş kapandı, laiklik elden gitti, baş açıldı, din elden gitti. Böyle gidersek yanlış yaparız. Türkiye’yi bu hale getirmek yanlış. Laiklik 78 milyon topyekun koruyor. Laiklik toplumun malı, milletin malı, anlayış, metot, yöntem, yönetim stili. Devletin bir niteliği. Cumhuriyetin en değerli niteliği. Ama bunu gerçekten devletin temel niteliği Meclis Başkanı’nın arzusu bu. Meclis Başkanı’nın bu arzusunun gerçekleşmesi kansız mümkün değil. Bu kadar ucuz mu? Yüzde 50 oy aldığın seçmenine sor bakalım.”
(İHA)