Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bir yandan HDP’si, bir yandan CHP’si paralel yapının adeta parlamentoda sözcüsü gibi. Bu gensoruyu onlar mı verdi, siz mi verdiniz merak ediyorum” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HDP Grubu adına Grup Başkanvekilleri Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken ve Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel’in “yargı erkini baskı altına aldığı ve yönlendirdiği, kuvvetler ayrılığı ilkesine ve Anayasa’ya aykırı yaklaşımlarda bulunduğu” iddiasıyla kendisi hakkında verdiği gensoru önergesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, CHP ve HDP’nin paralel yapının parlamento sözcüsü gibi hareket ettiğini söyledi. Daha önceden cemaatle ilgili söylediklerinin bugün gündeme getirilmesine tepki gösteren Bakan Bozdağ, paralel yapının yaptığı yanlışları fark ettikten sonra lehlerine hiçbir cümle kullanmadığının altını çizdi. CHP ve HDP’nin paralel yapının parlamento sözcüsü gibi hareket ettiklerini kaydeden Bakan Bozdağ, “Bazı hakim ve savcıların Türk milleti adına yargı yetkisini anayasa, yasa ve hukuka bağlı bir vicdani kanaati kullanmak yerine paralel devlet yapılanması adına hareket ettikleri, dosyaların nasıl karara bağlanacağını, Pensilvanya veya Pensilvanya adına hareket edenlere sorulduğu iddiaları ayyuka çıkmıştı. Bu iddiaları en çok dile getirenler kimler biliyor musunuz? Sayın Kılıçdaroğlu; ‘Bu dava savcılara savcı, yargıç dediğim için gerçekten üzgünüm. Onurlu, güvenilir, vicdan sahibi yargıç ve savcılardan özür diliyorum, buradan bütün milletime bir söz veriyorum, ne kadar süre geçerse geçsin, bu davaları sürdüren, adaleti katleden savcı ve yargıçlardan hesabını soracağım. Siz yargıyı, adaleti katlettiniz, kendinize yargıç ve savcı dediniz, siz savcı da değilsiniz, yargıç da değilsiniz.’ Bunları Kılıçdaroğlu söylüyor. Paralel devlet yapılanmasıyla ilgili bazı konularla alakalı Meclis Araştırma Komisyonu kurulsun diye 2005’de CHP’nin verdiği araştırma önergesinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun imzası var. Daha sonraki dönemde Sayın Kılıçdaroğlu bazı yargıçlara ve savcılara sahip çıkan bir yaklaşım söylüyor. Öte yandan şimdi bakıyorum, Sayın Demirtaş, ‘Bugün hangi vali, hangi rektör, hangi kaymakam cemaatin yereldeki gizli çekirdek komitesine danışmadan ciddi karar alabilir, merak ediyorum ve soruyorum, kendinde bu gücü gören kaç tane vali var, özel yetkili mahkemelerin, birçok savcı ve emniyet müdürleri bu cemaatin kentlerdeki yarı gizli yapılanmalarına danışmadan karar alabiliyorlar mı?’. Bir sürü laf var. İtham etmek için söylemiyorum. Benim geçmişte söylediğim bazı lafları alıp bugün buraya taşımak son derece yanlıştır, sizi kurtarmaz. Doğru yaptıklarını gördüğüm zaman onları söyledim, yanlışı yaptıklarını fark ettikten sonra lehlerine benim konuştuğum tek bir kelime yoktur. Şimdi burada bunları söyleyenler, bir yandan HDP’si, bir yandan CHP’si paralel yapının adeta parlamentoda sözcüsü gibi. Bu gensoruyu onlar mı verdi, siz mi verdiniz merak ediyorum. Adalet Bakanı olarak Türk yargısı hakkındaki ayyuka çıkmış bu iddiaları duymamam, yargıda olan biteni görmezlikten gelmem görevi yapmamam anlamına gelirdi ve anayasa ihlali olurdu. Adalet Bakanı olarak ben vazifemi yaptık, anayasaya, kanunlara, hukuka ve yargı bağımsızlığına sahip çıktım, bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğim. Bugünlerde paralel devlet yapılanmasının lehine konuşan cümleler bulamayanlar, geçmişteki defterleri karıştırıp oradan lehine cümleler söylüyorlar. Bugün ne söylediğimizi değil geçmiştekileri söylüyorlar. Bu kirliliğin içine batmışları geçmişteki laflar temizlemez. Sizin de bizim de yargı içindeki öbeklenmiş bu paralel yapıya karşı hep beraber mücadele etmemiz lazım. Bu konu siyasi polemik konusu değildir” diye konuştu.
“SİZİN ANANIZA, EŞİNİZE, BACINIZA, ÇOCUKLARINIZA, GEÇMİŞİNİZE SİNKAFLI KÜFÜR YAPMAK BU MİLLETİN AHLAKINA UYGUN MU?”
Cumhurbaşkanına hakareti içeren Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin birçok ülkede uygulandığının altını çizen ve bunun suç olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, “Oralarda niye bu kadar yok? Oralarda toplu cumhurbaşkanına hakareti ibadet sayan ve bununla ilgili kampanyalar başlatan vatandaşlar yok. Şimdi gruplar Cumhurbaşkanımızın aleyhine kampanyalar başlatıyorlar. Şimdi diyorlar, ‘Cumhurbaşkanı aleyhine bir görüş söyledi, tutuklandı’ diyorlar. Söylenen sözler burada, tweet attı diye kimseye bir şey yapılmıyor, eleştirdi diye kimseye bir şey yapılmıyor, sinkaflı küfürler yapılıyor. Benim yüzüm kızarıyor okuyamıyorum. Sizin ananıza, eşinize, bacınıza, çocuklarınıza, geçmişinize sinkaflı küfür yapmak bu milletin ahlakına uygun mu, hukukumuza uygun mu, siyasi eleştiri mi? İnsan utanır biraz, doğru mu? Dört bir yandan Cumhurbaşkanımızın aleyhine itibar suikastı çerçevesinde kampanyalar düzenleniyor. Cumhurbaşkanımızın şahsına karşı itibarsızlaştırma konusunda ne kadar büyük kampanyalar yürütürseniz yürütün netice alamazsınız. Çünkü milletin kalbinde olan sevgiyi o kalbi sökmeden yok edemezsiniz. Siz bu milletin kalbini sökemezsiniz” şeklinde konuştu.
(İHA)
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HDP Grubu adına Grup Başkanvekilleri Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken ve Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel’in “yargı erkini baskı altına aldığı ve yönlendirdiği, kuvvetler ayrılığı ilkesine ve Anayasa’ya aykırı yaklaşımlarda bulunduğu” iddiasıyla kendisi hakkında verdiği gensoru önergesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, CHP ve HDP’nin paralel yapının parlamento sözcüsü gibi hareket ettiğini söyledi. Daha önceden cemaatle ilgili söylediklerinin bugün gündeme getirilmesine tepki gösteren Bakan Bozdağ, paralel yapının yaptığı yanlışları fark ettikten sonra lehlerine hiçbir cümle kullanmadığının altını çizdi. CHP ve HDP’nin paralel yapının parlamento sözcüsü gibi hareket ettiklerini kaydeden Bakan Bozdağ, “Bazı hakim ve savcıların Türk milleti adına yargı yetkisini anayasa, yasa ve hukuka bağlı bir vicdani kanaati kullanmak yerine paralel devlet yapılanması adına hareket ettikleri, dosyaların nasıl karara bağlanacağını, Pensilvanya veya Pensilvanya adına hareket edenlere sorulduğu iddiaları ayyuka çıkmıştı. Bu iddiaları en çok dile getirenler kimler biliyor musunuz? Sayın Kılıçdaroğlu; ‘Bu dava savcılara savcı, yargıç dediğim için gerçekten üzgünüm. Onurlu, güvenilir, vicdan sahibi yargıç ve savcılardan özür diliyorum, buradan bütün milletime bir söz veriyorum, ne kadar süre geçerse geçsin, bu davaları sürdüren, adaleti katleden savcı ve yargıçlardan hesabını soracağım. Siz yargıyı, adaleti katlettiniz, kendinize yargıç ve savcı dediniz, siz savcı da değilsiniz, yargıç da değilsiniz.’ Bunları Kılıçdaroğlu söylüyor. Paralel devlet yapılanmasıyla ilgili bazı konularla alakalı Meclis Araştırma Komisyonu kurulsun diye 2005’de CHP’nin verdiği araştırma önergesinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun imzası var. Daha sonraki dönemde Sayın Kılıçdaroğlu bazı yargıçlara ve savcılara sahip çıkan bir yaklaşım söylüyor. Öte yandan şimdi bakıyorum, Sayın Demirtaş, ‘Bugün hangi vali, hangi rektör, hangi kaymakam cemaatin yereldeki gizli çekirdek komitesine danışmadan ciddi karar alabilir, merak ediyorum ve soruyorum, kendinde bu gücü gören kaç tane vali var, özel yetkili mahkemelerin, birçok savcı ve emniyet müdürleri bu cemaatin kentlerdeki yarı gizli yapılanmalarına danışmadan karar alabiliyorlar mı?’. Bir sürü laf var. İtham etmek için söylemiyorum. Benim geçmişte söylediğim bazı lafları alıp bugün buraya taşımak son derece yanlıştır, sizi kurtarmaz. Doğru yaptıklarını gördüğüm zaman onları söyledim, yanlışı yaptıklarını fark ettikten sonra lehlerine benim konuştuğum tek bir kelime yoktur. Şimdi burada bunları söyleyenler, bir yandan HDP’si, bir yandan CHP’si paralel yapının adeta parlamentoda sözcüsü gibi. Bu gensoruyu onlar mı verdi, siz mi verdiniz merak ediyorum. Adalet Bakanı olarak Türk yargısı hakkındaki ayyuka çıkmış bu iddiaları duymamam, yargıda olan biteni görmezlikten gelmem görevi yapmamam anlamına gelirdi ve anayasa ihlali olurdu. Adalet Bakanı olarak ben vazifemi yaptık, anayasaya, kanunlara, hukuka ve yargı bağımsızlığına sahip çıktım, bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğim. Bugünlerde paralel devlet yapılanmasının lehine konuşan cümleler bulamayanlar, geçmişteki defterleri karıştırıp oradan lehine cümleler söylüyorlar. Bugün ne söylediğimizi değil geçmiştekileri söylüyorlar. Bu kirliliğin içine batmışları geçmişteki laflar temizlemez. Sizin de bizim de yargı içindeki öbeklenmiş bu paralel yapıya karşı hep beraber mücadele etmemiz lazım. Bu konu siyasi polemik konusu değildir” diye konuştu.
“SİZİN ANANIZA, EŞİNİZE, BACINIZA, ÇOCUKLARINIZA, GEÇMİŞİNİZE SİNKAFLI KÜFÜR YAPMAK BU MİLLETİN AHLAKINA UYGUN MU?”
Cumhurbaşkanına hakareti içeren Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinin birçok ülkede uygulandığının altını çizen ve bunun suç olduğunu kaydeden Bakan Bozdağ, “Oralarda niye bu kadar yok? Oralarda toplu cumhurbaşkanına hakareti ibadet sayan ve bununla ilgili kampanyalar başlatan vatandaşlar yok. Şimdi gruplar Cumhurbaşkanımızın aleyhine kampanyalar başlatıyorlar. Şimdi diyorlar, ‘Cumhurbaşkanı aleyhine bir görüş söyledi, tutuklandı’ diyorlar. Söylenen sözler burada, tweet attı diye kimseye bir şey yapılmıyor, eleştirdi diye kimseye bir şey yapılmıyor, sinkaflı küfürler yapılıyor. Benim yüzüm kızarıyor okuyamıyorum. Sizin ananıza, eşinize, bacınıza, çocuklarınıza, geçmişinize sinkaflı küfür yapmak bu milletin ahlakına uygun mu, hukukumuza uygun mu, siyasi eleştiri mi? İnsan utanır biraz, doğru mu? Dört bir yandan Cumhurbaşkanımızın aleyhine itibar suikastı çerçevesinde kampanyalar düzenleniyor. Cumhurbaşkanımızın şahsına karşı itibarsızlaştırma konusunda ne kadar büyük kampanyalar yürütürseniz yürütün netice alamazsınız. Çünkü milletin kalbinde olan sevgiyi o kalbi sökmeden yok edemezsiniz. Siz bu milletin kalbini sökemezsiniz” şeklinde konuştu.
(İHA)