CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın başkanlık sistemiyle ilgili açıklamalarını eleştirerek, “Sayın Başkan sakın unutma; CHP Parlamentoda olduğu sürece bu sistem Türkiye’ye asla gelemez” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Karaman’da yaşanan cinsel istismar olayı ile ilgili, “Karaman olayı sonuçlandı gibi kimse görmesin. O evlatlarımızın ahını alacağız. Mahkemeyi topladılar ve bir celse de dediler ki; “508 yıl 3 ay hapse mahkum oldu, dava dosyası kapandı.” Bu dosyanın kapanmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Sonuna kadar takip edeceğiz. O çocuklar bizim evlatlarımız. O çocuklara yapılan muameleyi asla ve asla unutmayacağız. O olaya ortam hazırlayan vakıfları ve dernekleri unutmayacağız. Bazı çevreler ’Ensar’ın ne kabahati var’ diyor. Çok kabahati var. Kaçak yurt açan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti verilmiş bir vakıf olabilir mi? O kaçak yurtlara çocukları getirip yerleştirdiler. O çocukların şerefini, namusunu koruyamadın. O çocukların namusunu, hakkını, şerefini, itibarını koruyamayan bir vakfın vergi muafiyeti olamaz. Bütün annelere sesleniyorum: Size sözüm var. Bütün evlatlarımızı koruyacağız. Size CHP iktidarında 1 yıl içinde öğrenci yurdu sorununu çözeceğimize söz veriyorum” diye konuştu.
Gazze’ye yardım yapan ülkelerin 3.5 milyar dolarlık yardım taahhüdünde bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Taahhütlerini yerine getirmeyen ülkeler ise Orta Doğu ülkeleri ve Türkiye. Geçenlerde İslam İşbirliği Toplantısı yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki; ’Parasını ödemeyenler var.’ Tek tek o ülkeleri saydı. Sen vaadini yerine getirdin mi. Rıza Sarraf’ın dağıttığı rüşvetlerin yarısını ödese taahhütlerini yerine getiriyor. Türkiye Cumhuriyetini bu hale sokmak doğru mudur? Taahhüdünü yerine getirmeyen ülke konumuna Türkiye’ye getirmek doğru mudur? Emin olun bunların yatacak yeri yok. Yalan üzerine politika oluşturuyorlar” diye konuştu.
ERGENEKON DAVASI
Ergenekon davasıyla ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Ergenekon ile ilgili söylemediğimiz söz kalmadı. Yanlış yapıyorsunuz dedik, yanlış insanları mahkum ediyorsunuz dedik. Bir kampanya açtılar, CHP’de Ergenekoncu diye. Bir kampanya daha açtılar, zaten siz darbecisiniz diye. Darbeleri asla istemeyiz, darbecileri asla istemeyiz, hukukun üstünlüğüne inanırız. Ergenekon davası sürecinde 100 bin telefon izlemeye alındı. 60 bin telefon dinlendi. 3 bin kişi hakkında takibat yapıldı. Ergenekon davası dosyaları ekleriyle beraber 64 milyon sayfayı aştı. 7 kişi ifade vermeden hayatını kaybetti. Bir başka 7 kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Bütün bunlar olurken Adalet ve Kalkınma Partisi, zil takıp oynadı. ’Türkiye bağırsaklarını temizliyor’ dediler. Asıl darbeciler yargılanacak dediler ve o insanları aldılar aylarca, yıllarca hapiste tuttular. Bu olay, 3 gazeteci, iddia yazan savcı olayı değildir. Bu olay, Adalet ve Kalkınma Partisinin Türkiye’ye yaptığı kumpas olayıdır. Başbakan kendi aracını savcıya tahsis etti. Ben bu davaların savcısıyım dedi. Sayın savcı niye konuşmuyorsun? Savcı dut yemiş bülbüle dönmüş vaziyette. Döndü bu kişi şunu söyledi: ’Siz ne istediniz de biz vermedik.’ Bu ülkenin aydınlarını istediler onu verdiniz. Savcılarını istediler onu verdiniz. Hakimlerini istediler onu verdiniz. Şimdi ben sana soruyorum: ’Sen bizim bilmediğimizin dışında neleri verdin sayın savcı, neleri verdin sayın diktatör bozuntusu.”
“CHP PARLAMENTODA OLDUĞU SÜRECE BU SİSTEM TÜRKİYE’YE ASLA GELEMEZ”
Yeni anayasa tartışmaları ile ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Anayasa yine tartışma konusu. Dün TBMM Başkanı bir toplantı da açıklama yapmış. Ben eskiden başkanlık sistemini değil yarı başkanlık sistemini düşünüyordum ama baktım ki bir direksiyon da iki şoför olmaz, o nedenle ben tam demokrasiyi ve dolayısıyla da tam başkanlık sistemini savunuyorum diyor. İki şoförlü örnek güzel bir örnek. Birisi yasal olarak şoför diğeri korsan şoför. Bu kimi savunuyor, korsan şoförü savunuyor. Korsana teslim edelim diyor. Sen TBMM Başkanısın. Ülkenin ne hale geldiğini görmen lazım. Başkanlık sistemini nasıl getireceğiz onun telaşı içinde. Acaba getirebilir miyiz. Sayın Başkan sakın unutma; CHP Parlamentoda olduğu sürece bu sistem Türkiye’ye asla gelemez. Özrü kabahatinden büyük bir şey daha söylemiş, ’Yeni Anayasa’da laiklik tarifi olmamalıdır’ diyor. Emin olun bunlar laikliğin ne olduğunu bilmiyor. Laiklik, bütün inançların güvencesidir. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü demektir. Devlet iki konuda kör olmak zorundadır. Bir etnik kimlik, diğeri de inanç. Devlet vatandaşına hizmet verirken kişinin kimliğini sorgulayamaz” ifadelerini kullandı.
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Karaman’da yaşanan cinsel istismar olayı ile ilgili, “Karaman olayı sonuçlandı gibi kimse görmesin. O evlatlarımızın ahını alacağız. Mahkemeyi topladılar ve bir celse de dediler ki; “508 yıl 3 ay hapse mahkum oldu, dava dosyası kapandı.” Bu dosyanın kapanmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Sonuna kadar takip edeceğiz. O çocuklar bizim evlatlarımız. O çocuklara yapılan muameleyi asla ve asla unutmayacağız. O olaya ortam hazırlayan vakıfları ve dernekleri unutmayacağız. Bazı çevreler ’Ensar’ın ne kabahati var’ diyor. Çok kabahati var. Kaçak yurt açan Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti verilmiş bir vakıf olabilir mi? O kaçak yurtlara çocukları getirip yerleştirdiler. O çocukların şerefini, namusunu koruyamadın. O çocukların namusunu, hakkını, şerefini, itibarını koruyamayan bir vakfın vergi muafiyeti olamaz. Bütün annelere sesleniyorum: Size sözüm var. Bütün evlatlarımızı koruyacağız. Size CHP iktidarında 1 yıl içinde öğrenci yurdu sorununu çözeceğimize söz veriyorum” diye konuştu.
Gazze’ye yardım yapan ülkelerin 3.5 milyar dolarlık yardım taahhüdünde bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Taahhütlerini yerine getirmeyen ülkeler ise Orta Doğu ülkeleri ve Türkiye. Geçenlerde İslam İşbirliği Toplantısı yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki; ’Parasını ödemeyenler var.’ Tek tek o ülkeleri saydı. Sen vaadini yerine getirdin mi. Rıza Sarraf’ın dağıttığı rüşvetlerin yarısını ödese taahhütlerini yerine getiriyor. Türkiye Cumhuriyetini bu hale sokmak doğru mudur? Taahhüdünü yerine getirmeyen ülke konumuna Türkiye’ye getirmek doğru mudur? Emin olun bunların yatacak yeri yok. Yalan üzerine politika oluşturuyorlar” diye konuştu.
ERGENEKON DAVASI
Ergenekon davasıyla ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Ergenekon ile ilgili söylemediğimiz söz kalmadı. Yanlış yapıyorsunuz dedik, yanlış insanları mahkum ediyorsunuz dedik. Bir kampanya açtılar, CHP’de Ergenekoncu diye. Bir kampanya daha açtılar, zaten siz darbecisiniz diye. Darbeleri asla istemeyiz, darbecileri asla istemeyiz, hukukun üstünlüğüne inanırız. Ergenekon davası sürecinde 100 bin telefon izlemeye alındı. 60 bin telefon dinlendi. 3 bin kişi hakkında takibat yapıldı. Ergenekon davası dosyaları ekleriyle beraber 64 milyon sayfayı aştı. 7 kişi ifade vermeden hayatını kaybetti. Bir başka 7 kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti. Bütün bunlar olurken Adalet ve Kalkınma Partisi, zil takıp oynadı. ’Türkiye bağırsaklarını temizliyor’ dediler. Asıl darbeciler yargılanacak dediler ve o insanları aldılar aylarca, yıllarca hapiste tuttular. Bu olay, 3 gazeteci, iddia yazan savcı olayı değildir. Bu olay, Adalet ve Kalkınma Partisinin Türkiye’ye yaptığı kumpas olayıdır. Başbakan kendi aracını savcıya tahsis etti. Ben bu davaların savcısıyım dedi. Sayın savcı niye konuşmuyorsun? Savcı dut yemiş bülbüle dönmüş vaziyette. Döndü bu kişi şunu söyledi: ’Siz ne istediniz de biz vermedik.’ Bu ülkenin aydınlarını istediler onu verdiniz. Savcılarını istediler onu verdiniz. Hakimlerini istediler onu verdiniz. Şimdi ben sana soruyorum: ’Sen bizim bilmediğimizin dışında neleri verdin sayın savcı, neleri verdin sayın diktatör bozuntusu.”
“CHP PARLAMENTODA OLDUĞU SÜRECE BU SİSTEM TÜRKİYE’YE ASLA GELEMEZ”
Yeni anayasa tartışmaları ile ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Anayasa yine tartışma konusu. Dün TBMM Başkanı bir toplantı da açıklama yapmış. Ben eskiden başkanlık sistemini değil yarı başkanlık sistemini düşünüyordum ama baktım ki bir direksiyon da iki şoför olmaz, o nedenle ben tam demokrasiyi ve dolayısıyla da tam başkanlık sistemini savunuyorum diyor. İki şoförlü örnek güzel bir örnek. Birisi yasal olarak şoför diğeri korsan şoför. Bu kimi savunuyor, korsan şoförü savunuyor. Korsana teslim edelim diyor. Sen TBMM Başkanısın. Ülkenin ne hale geldiğini görmen lazım. Başkanlık sistemini nasıl getireceğiz onun telaşı içinde. Acaba getirebilir miyiz. Sayın Başkan sakın unutma; CHP Parlamentoda olduğu sürece bu sistem Türkiye’ye asla gelemez. Özrü kabahatinden büyük bir şey daha söylemiş, ’Yeni Anayasa’da laiklik tarifi olmamalıdır’ diyor. Emin olun bunlar laikliğin ne olduğunu bilmiyor. Laiklik, bütün inançların güvencesidir. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü demektir. Devlet iki konuda kör olmak zorundadır. Bir etnik kimlik, diğeri de inanç. Devlet vatandaşına hizmet verirken kişinin kimliğini sorgulayamaz” ifadelerini kullandı.
(İHA)