TBMM
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "CHP'nin bir gün Hollanda'ya, bir gün Hükümete kızması her zamanki aklı karışık halini ortaya koyuyor" dedi.
Turan, TBMM'de basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Turan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin Lahey Büyükelçisine yönelik söylemlerine ilişkin, Kılıçdaroğlu'nun sözleri, CHP'nin aklının karışık olduğunu gösterdiğini savundu.
İç meselelere dönük tartışmaların bir tarafa Türkiye'nin milli konular olduğu zaman şüphesiz, amasız bir şeklinin olmasını istediklerini belirten Turan, şöyle devam etti:
"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çok net olarak 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Avrupa'ya giderse ben yanında giderim' dedi. Bu çok net bir tavırdır. Ama CHP'nin bir gün Hollanda'ya, bir gün Hükümete kızması her zamanki aklı karışık halini ortaya koyuyor. Bu nedenle CHP'nin bu konudaki tavrını bir kez daha gözden geçirmesini, daha net bir duruş sergilemesini istiyorum. Çünkü büyükelçilik makamı vardır ve büyükelçinin orada olup olmaması esas değildir. Tüm yaşananlar milletin gözü önünde, canlı canlı yaşandı. O yüzden gizli kapaklı bir şey yok. Sanki büyükelçi orada olsaydı Bakan'a yapılanlar ona yapılmayacaktı gibi bir algıyı siyasi, sığ bir yaklaşım diye düşünüyorum."
Turan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'yı aracından çıkarmayan, oradaki konsolosu kendi binasından çıkarmayan anlayışın, orada büyükelçinin bulunması karşısında böyle bir tavrı sergilemeyeceğini iddia etmenin doğru bir yaklaşım olmayacağını ifade etti.
Bahçeli'nin "mültecilere" yönelik sözleri
Bülent Turan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "mülteciler silah değildir" söylemlerine ilişkin soruya mülteci meselesine üst başlıkta insani bir değer olarak baktıklarını söyledi.
Türkiye'nin, Suriye'deki iç savaşta, Irak'taki sorunda, daha önceki meselelerde Bulgaristan'daki soydaşlar için kapılarını açan, ekmeğini suyunu paylaşan insani bir politika izlediğinin altını çizen Turan, şunları ifade etti:
"Bununla gurur duyuyoruz. Bu zamanlar, bu sorunlar gelir geçer. Ama yarın tarihe baktığımızda birilerinin mahçup olacağı, birilerinin ise gurur duyacağı hatıraları birlikte yaşıyoruz. Tabiki mülteciler silah değildir. Tabiki biz mültecileri insan haklarına bakarak değerlendiriyoruz. Ancak bu çalışmalar kapsamında AB ile birtakım anlaşmalar yapmışız. Bu anlaşmanın gereği olan maddeler var. Biz, bu gereklilikleri yerine getirmişiz ama AB ve diğer ülkeler yerine getirmemiş. Bunu tekrar masaya oturup gözden geçirmek gibi doğal bir şey olmaz diye düşünüyorum. Mültecilerin silah olup olmaması başka bir tartışma konusu ki asla böyle değildir insani değerdir, ancak anlaşmadan kaynaklı devletlerin görevlerini yerine getirmesi, bunu talep etmek, değerlendirmek, bununla ilgili baskı yapmak başka bir meseledir. O yüzden AB'nin bu konuları tekrar gözden geçireceğini ümit ediyorum."
Muhabir: İsmail Çimen
dikGAZETE.com