SİNOP (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisi tarafından düzenlenecek mitinge katılmak üzere Sinop Boyabat'a geldi.
Partisinin eski ilçe Başkanı Abdullah Şişek'i evinde ziyaret eden Kılıçdaroğlu, önceki gün annesi vefat eden Şişek'e başsağlığı diledi.
Daha sonra ilçe meydanında seçim otobüsü üzerinden halka hitap eden Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği ile neler olduğunu millete anlatmak için mitingler düzenlediğini belirtti.
Demokrasiye inandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, kendi gibi düşünmeyenlerin de düşüncelerini özgürce dile getirmesini istediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu güzel ülkede huzur içinde yaşamak istediklerini dile getirerek, "Huzurun ölçüsü nedir? Nasıl huzur içinde yaşayacağız? Huzurun ölçüsü şudur; huzurun ölçüsü hukukun üstünlüğünde yatar. Devlet güçlüdür. Devletin cumhurbaşkanı var, başbakanları var, valileri var, kaymakamları var, polisleri var, dünyanın her tarafında devlet güçlüdür. Vatandaşın ise polisi olmaz, istihbarat örgütü olmaz, ordusu olmaz ama biz hep beraber ordumuzu ve polisimizi oluştururuz ama onlar devletin ordusu ve devletin polisidir. Vatandaşın hakkını güvence altına alan temel kanunun adı anayasadır." diye konuştu.
Vatandaşın hakkını devlete karşı koruyan temel kuralın hukukun üstünlüğü olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, anayasaların normal kanunlar gibi olmadığını, değiştirilmesinin zor olduğunu ama hazırlanmasının uzun görüşmeler ve tartışmalar gerektirdiğini savundu.
"Siz terörü bitirdiniz de elinizden tutan mı oldu?"Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin önüne bir anayasa değişikliği geldiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anayasa değişikliğine önce şöyle bakalım; bu anayasa değişikliği bu memleketin veya vatandaşımın hangi sorununu çözüyor? İşsizlik sorununu çözüyor mu? Esnafın sorununu çözüyor mu? Çiftçinin sorununu çözüyor mu? Terör sorununu çözüyor mu? Devletin itibarını koruyacak bir madde var mı? O zaman sorun şu; bu anayasa değişikliği niye geliyor? Şu soruyu yine bütün Boyabatlı kardeşlerim kendi kendilerine sorsunlar. Deniyor ki 'Bu anayasa değişikliği olursa terör bitecek. İyi de kardeşim siz 15 yıldır iktidardasınız. Siz terörü bitirdiniz de elinizden tutan mı oldu? Terörü bitirdiniz de birisi sizin çıkardığınız kanuna engel mi oldu? Yok böyle bir şey. Ne zaman dediler ki 'Biz terörü bitireceğiz, bize destek verin' her türlü desteği verdik. Vermeye de devam edeceğiz. Çünkü terörden hepimiz muzdaribiz. Hepimiz istemiyoruz. Hepimiz karşıyız."
Üreticinin mağdur olduğunu, emeğinin karşılığını alamadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Bu anayasa değişikliyle sen çiftçinin derdini çözdün de biri kalktı sana engel mi oldu? Önünüze gelen mesele şudur; biz demokratik parlamenter sistemi mi tercih edeceğiz? Yoksa otoriter tek adam rejimini mi tercih edeceğiz, işin özü budur." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, tek adam rejimi olursa her şeyin çok hızlı olacağının söylendiğini belirterek, "Biz de güzel bir söz vardır. Babalarımız, dedelerimiz büyüklerimiz bize öğretti, acele işe şeytan karışır. Niye acele ediyorsun? Niye acele ediyorsun bir şey olduğu zaman? Oturuyoruz 550 milletvekili Meclis'te. 550 milletvekili kanun geldiği zaman görüşüyorlar. Sadece geçen ay Meclis'ten geçen kanun sayısı 100'ün üzerinde. Demek ki çalışıyor Meclis, üretiyor Meclis, neden Meclis'in yetkilerini elinden alıyorsunuz da bir kişiye veriyorsunuz? Neden? Bana bir Allah'ın kulu çıksın desin ki Meclis'in elinden alıyoruz şu gerekçeyle veriyoruz, şu gerekçeyle veriyoruz. Biz de bilelim. Bunlar millete öğretilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Güzel bir Türkiye için oyunuzu kullanın"Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 4 milyon Suriyeli bulunduğuna işaret ederek alandakilere "Suriyelilere vatandaşlık vereceğiz, diyorlar. Razı mısınız?" diye sordu. "Hayır" yanıtı üzerine Kılıçdaroğlu, Suriyelilere vatandaşlık verilmesini doğru bulmadıklarını ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Suriyeli bizim ülkemizde birinci sınıf vatandaş, bizim vatandaşımız ikinci sınıf vatandaş. Suriyeli gider hastaneye para vermez, benim vatandaşım para öder, Suriyeli esnaf vergi vermez, benim esnafım vergi verir. Bunun neresi adalet? 'Evet oyu verin, onlara vatandaşlık vereceğiz' diyorlar. Neden vatandaşlık veriyoruz, bizim gencecik, pırlanta gibi çocuklarımızı El Bab'a göndereceğiz, Suriye'nin gençleri Türkiye'de volta atacaksınız. Ya vicdan var mı, Allah aşkına vicdan var mı burada? İşin özeti şudur, 16 Nisan'da gidip oy kullanmanızı isterim. Oyunuz ne olursa olsun, sandığa gidin ve oyunuzu kullanın çünkü burada bir parti seçmiyoruz, bir kişiyi de seçmiyoruz, geleceğimizi oyluyoruz. Güzel bir Türkiye için, demokrasinin olduğu bir Türkiye için, meclisin güçlü olduğu bir Türkiye için oyunuzu kullanın."
"Neden kaos olsun?"Anayasa değişikliğine "hayır" denmesi halinde bazılarının ülkenin kaosa sürükleneceğini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Neden kaos olsun? Cumhurbaşkanı yerinde. Ne zamana kadar, 2019. Kim seçti, halk seçti. Meşruiyeti tartışılır mı, tartışılmaz. Neden? Çünkü seçen halk, ben seçmedim ki siz de seçmediniz. 80 milyon vatandaş gitti, sandıklarda oy kullandı, Cumhurbaşkanını seçti, hepimiz saygı duyacağız. Sayın Başbakan o da yerinde, bir sorun var mı, hayır yok. Bakanlar hepsi yerinde olacak. Bir sorun var mı, yine sorun yok. Türkiye Büyük Millet Meclisi görevinin başında. Dolayısıyla bir sorun çıkmaz. Peki 'evet' çıkarsa ne olur? Sevgili anneler, sizler freni patlayan otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz? Sevgili babalar, sizler nereye gittiği beli olmayan bir trene ailenizi, çocuklarınızı bindirir misiniz? Şimdi deniyor ki freni olmayan ve nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindireceğiz."
"Bir partinin genel başkanı mahkemeye hakim tayin edemez"Kılıçdaroğlu, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada hukukun saygınlığına zarar verecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini anlatarak şu görüşlerini dile getirdi:
"Bir partinin genel başkanı mahkemeye hakim tayin etmemeli. Ben de etsem yanlıştır. Sayın Erdoğan, Bahçeli ve Binali Yıldırım da tayin etse yanlıştır. Bakın Sayın Erdoğan tarafsızlığını koruduğu sürece mahkemelere tayin yapabilir ama bir partinin genel başkanı olursa mahkemelere hakim tayin edemezsiniz. Benim tayin ettiğim bir hakim düşünün. Benim gibi düşünmeyen başka bir partiden vatandaşın işi oraya düştü. O vatandaş diyebilir mi burada adalet olur? Diyemez, neden? Falan partinin genel başkanı bunu tayin etti, bu benim değil partinin genel başkanının sözünü dinleyecek. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaseti sokmayın. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girerse devlette adalet olmaz, devlette düzen tutmaz. Camide siyaset olur mu? Her görüşten vatandaşımız camiye gidiyor. Kışlada siyaset olur mu, hepimizin çocukları askere gidiyor. Adliyede siyaset olur mu, her vatandaşın davası adliyede görüşülür."
Yeni sistemin yasalaşması halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanının başkan seçilen kişiye vekalet edemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, mevcut sistemde seçimle gelen bir kişinin cumhurbaşkanına vekalet ettiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Neden seçimle gelen biri Sayın Cumhurbaşkanını temsil etmesin? Kenan Evren seçimle mi geldi? Neden şimdi geriye gidiyoruz da ileriye gitmiyoruz. Bunların iyi düşünülmesi gerekiyor. O nedenle ben bu ülkenin 80 milyonuna sesleniyorum. Bu anayasa hepimizin anayasası olacak. Bir kişiye tek başına olağanüstü hal yetkisi veriliyor. Eğer bir kişiye bu kadar yetki verilmesini istemiyorsanız 16 Nisan'da vereceğiniz karar belli."