Ankara
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti İçi Eğitim Birimi'nin 100. Yönetim Kurulu Toplantısına katıldı.
Parti İçi Eğitim Sorumlusu Aytuğ Atıcı koordinatörlüğünde gerçekleştirilen video konferans toplantısında açılış konuşması yapan Kılıçdaroğlu, dinamik ve enerjik gençler yetiştirilmesini istediğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Kuşaktan kuşağa bilgimizi aktaracağız, aynı zamanda kuşaktan kuşağa bilgimizi tazeleyeceğiz ve derin değiştireceğiz. Bu çerçevede yaptığınız her görev, attığınız her adım, verdiğiniz her bilgi, yetiştirdiğiniz her partili bizim açımızdan son derece değerlidir." diye konuştu.
CHP'nin 97'nci yılını kutladıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, kurultayda açıkladıkları İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi ile ikinci yüzyılda neler yapacaklarını anlattıklarını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, akademik ve siyasi çevrelerde tartışılan, değerlendirilen bu beyannamelerinin yeni kuşaklara öğretilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Geçen yüzyılda acılar, darbeler yaşandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Peki biz ikinci yüzyıla Türkiye'yi taşırken aynı acıları mı göreceğiz, yoksa daha mutlu, daha kalkınmış, müreffeh bir Türkiye'yi mi arzu ediyoruz. Dolayısıyla bizim eğer amacımız oysa, geçmişin bütün hatalarından ders çıkarıp, sağlıklı ve tutarlı geleceği nasıl inşa edebiliriz. Bunun üzerinde durmak lazım." açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin grup toplantısında yönelttiği eleştirilere yanıt veren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sanki iktidar partisinin değil muhalefet partisinin genel başkanı gibi konuştuğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Ben uyuşturucu gelirleri, kara para, malum konusu suç teşkil eden gelirlere kara para diyoruz, bunların vergilendirilmesi gerektiğini söyledim. Erdoğan, 'Efendim uyuşturucu ticareti yapan, organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın. Kara parayı aklamayacaksın, kara para ile devleti dolandırandan vergi alacaksın.' Bu sözler üzerinden beni eleştiriyor." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"İnsan kaçakçılığı yapan, organ kaçakçılığı yapan, uyuşturucu kaçakçılığı yapan insanlar gelirlerini yurt dışındaki vergi cennetlerinde toplarlar. Çünkü bilirler ki o parayı buradaki bankaya yatırırsan MASAK görür, 'Bu parayı nereden sağladın?' diye soru sorar. Vergi cennetlerine yatırdığın zaman da bu soru sorulmaz. Çünkü zaten vergi cenneti neden deniyor? Denmesinin nedeni de vergilendirilmemiş kazançlar oralarda toplandığı için. 2006'da AK Parti hükümeti bir kanun getirdi, Kurumlar Vergisi Kanunu. 30'uncu maddenin 7'nci fıkrası diyor ki 'Vergi cennetlerinden Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oranında vergileyeceğim.' Yani Man Adası'ndan, yani başka adalardan eğer Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 üzerinden vergilendireceğim. Yani 'kaçakçı, uyuşturucu, işte organ ticareti yapan, çocuk ticareti yapan, kadın ticareti yapan, fuhuş yapan kişilerin topladığı gelirler Türkiye'ye gelirse ben vergileyeceğim.' diyor. Ne zaman? 2006'da. Hangi yıldayız, 2020'nin sonuna geldik."
Bu vergilemenin bir şartı bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, onun da "vergi cennetleri listesinin" Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yayınlanması olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının bir kararname çıkarması ve "şunlar vergi cennetleridir" demesi halinde oralardan Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oranda vergi kesileceğini anlattı.
Aradan 14 yıl geçtiğini, 15'inci yıla girilmesine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kararnameyi çıkarmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu kararnameyi çıkarmadığı gibi bir kanun çıkardı, üstelik bir değil, birden fazla kanun çıkardı. 'Eğer yurt dışında paranız varsa paranın kaynağına bakmayacağım.' diyor. Ne parası olursa olsun. 'Kimliğinize de bakmayacağım.' diyor. 'Asla Türkiye'de vergilendirmeyeceğim, yeter ki getirin parayı diyor.' Uyuşturucu parası, kadın ticareti parası, organ ticareti parası... 'Bütün bunların tamamını getir Türkiye'ye, bankaya yatır ben senin kimliğini asla sormayacağım.' diyor." açıklamasında bulundu.
AİHM'in kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararına ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verir, bu karara herkesin uyması lazım. Yani sadece Türkiye değil, başka ülkeler de o süreç içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden gelen kararları uygulayacaklarına söz vermiş ve bunu yasalaştırmışlarsa bunu da kendi anayasalarına koymuşlarsa herkes ona uymak zorundadır." dedi.
Pandemiyle ilgili gelişmelere de değinen Kemal Kılıçdaroğlu, aşıya erişim konusunda Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) bir mektup gönderdiğini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, milyonlarca yoksul insanın aşıya ulaşımı konusunda DSÖ'yü göreve davet ettiklerini, aşının artık ticari bir konu olmaması gerektiğini kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com