Uzmanlar, terör örgütlerinin canlı bomba olacak kişileri seçerken stratejik bir yol izlediklerini belirtiyor. Yoksul ve çok çocuklu ailelerin fertleri öncelikli olarak hedef seçiliyor.
Suruç’ta 32 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan bombalı intihar saldırısını Adıyaman nüfusuna kayıtlı 1995 doğumlu Şeyh Abdurrahman Alagöz gerçekleştirmişti. Geçtiğimiz günlerde Emniyet Müdürlüğü’nden ilçe ekiplerine gönderildiği iddia edilen uyarı metinlerinin sosyal medyada hızla yayılması da gün içinde toplu ulaşım araçlarını kullanan vatandaşları tedirgin etti. Bir genci, canlı bomba eylemcisi yapan bireysel, toplumsal, kültürel ve sosyolojik nedenleri değerlendiren İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Psikoloji bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kenan Eren, terör örgütlerinin canlı bomba olacak kişileri seçerken stratejik bir yol izlediklerini belirtti. Yoksul ve çok çocuklu ailelerin öncelikli olarak hedef seçildiğini belirten Kenan Eren, “İntihar eylemcisini hazırlamak ve onları şartlandırıp beynini yıkamak örgütün adından daha çok söz ettiriyor. İntihar eylemcisiyle az bir çaba ile önemli sonuçlar elde edebiliyor ve toplumda oluşturdukları bu korku dalgasıyla isimlerini daha çok duyurmuş oluyorlar” ifadelerini kullandı.
YAŞ ORTALAMASI 22
Canlı bomba eyleminin, toplum nezdinde herhangi bir zaman ayarlı bombadan daha etkili olduğunu söyleyen Kenan Eren, “Zaman ayarlı bir bombanın toplumda oluşturduğu psikolojik etki en fazla 2 saat sürüyor. Fakat bir insanın bedeninin binlerce parçaya ayrılması ise daha etkileyici ve korkutucu” dedi. İntihar bombacısı kişilerin yaş ortalamalarının 22 olduğunu belirten Kenan Eren, “Yoksul ailelerin kendisini dışlanmış hisseden çocukları terör örgütleri için bulunmaz nimet oluyor. Ailesi tarafından kabul edilmeyen, başarısız, benlik saygısı düşük, kendini dışlanmış ve işe yaramaz hisseden çocuklar terör örgütlerinin avucuna düşüyor” diye konuştu.
KADINLAR YÜZDE 40, ERKEKLER YÜZDE 60
Yapılan çalışmalarda kadınların yüzde 40, erkeklerin ise yüzde 60’a yakın bir oranda intihar eylemlerini gerçekleştirdiğini söyleyen Kenan Eren, “1996’da Türkiye’deki ilk canlı bomba eylemini bir kadın gerçekleştirdi. Yapılan çalışmalarda kadınların yüzde 40’ının, erkeklerin de yüzde 60’ının canlı bomba eylemine daha yakın olduğu görülüyor” dedi.
DİNİ ÖRGÜTLERDE ‘ŞEHİTLİK’; SOL ÖRGÜTLERDE ‘KAHRAMANLIK’
Doğu toplumundaki arayış içindeki gençlerin, muhafazakar iklimlerden etkilenerek dini motifli örgütleri tercih ettiğini belirten Kenan Eren, Batı’daki benzer koşullar altındaki gençlerin ise madde bağımlılığı ile kendilerini ifade ettiklerini belirtti. Son dönemdeki intihar eylemcilerinin dini motifli örgütlerden çıkmasına rağmen seküler, sol ve ayrılıkçı örgütlerde de bu tip eylemlerin oluğunu hatırlatan Kenan Eren, “Dini motifli örgütlerde canlı bomba eylemcisi için şehitlik vurgusu öne çıkarken seküler örgütlerde ise daha çok kahramanlık fikri vurgulanıyor. Böylelikle intihar eylemini gençler için daha kolay hale getiriyorlar. Eylemcilerin hakkında şarkılar besteleniyor, şiirler yazılıyor ve fotoğrafları duvarlara asılıyor. Eylemin hazırlık sürecindeki tüm ‘ulvi gerekçeler’ kişileri canlı bomba yapan yolda etkili oluyor” diye konuştu.
(İHA)