Hatay
.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}Can dostlarını depremden sonra yerleştiği çadır kentte de yanından ayırmıyorİskenderun ilçesinde hasar gören evlerinden ayrılarak kurbanlık pazarı alanında kurulan çadır kentte yaşamaya başlayan depremzedeler, evcil hayvanlarını yanlarından ayırmıyor.
Depremin ardından konteynerde birkaç gün geçirdikten sonra ailesiyle çadır kente yerleşen Naime Avcı da 2 köpeğini yanında getirdi.
Hayvanlarına gündüz dışarıda, geceleri ise havanın soğuk olması nedeniyle çadırda bakan Avcı, AA muhabirine, deprem gecesi ailesini apar topar binadan çıkardıktan sonra köpeklerine koştuğunu anlattı.
Bu sırada tekrar şiddetli bir sarsıntı olduğunu belirten Avcı, şöyle konuştu:
"Depremde ilk önce annemi ve babamı kurtarmak zorundaydım. İlk depremde ne kadar istemesem de evde bırakmak zorunda kaldım köpekleri. Sonra eve döndüm, 'Ölürsek de beraber.' dedim. Çok şükür onlar da biz de çok iyiyiz. Riskliydi ve girdim eve. Korkmadım, 'Allah'ın dediği olur.' dedim. Onlara bir şey olsaydı daha da kötü olurduk. Bir evlat bunlar bana. Bunlar benim canım, sırdaşım, her şeyim. En azından onlara bakarak oyalanıyoruz."
Yeğeninin gebe köpeği "Tarçın" da onlarla beraber
Avcı, torunları kendisini gördüğünde hemen köpeklerin durumunu sorduğunu dile getirdi.
"Çapkın" adlı 7 yaşındaki köpeğini 2 aylıkken sahiplendiğini, diğerinin de "Çapkın"ın 7 aylık kızı "Bıdık" olduğunu anlatan Avcı, "Bıdık çok etkilendi, hala o stresi atamadı. Rahatsızlıkları var, sağ olsun veterinerlerimiz geliyor, ilaçları, mamaları ve bakımlarıyla ilgileniyorlar. Onlar da birer canlı. Yeğenimin 'Tarçın' adlı bir köpeği var. O hamile, 10 gün sonra doğum yapacak. Kontrolü yapıldı, ilaçlarını, vitaminlerini veriyorlar." dedi.
Avcı, çadır kente geldiklerinde yatağa bağımlı olduğu için yaraları başlayan babası ile yüz felci geçiren annesini hastaneye gönderdiklerini söyledi.
Doktorların ve diğer görevlilerin çadır kentte tüm ihtiyaçlarıyla yakından ilgilendiğini vurgulayan Avcı, "Burada her imkanımızı sağlıyorlar. Burada ben, annem, babam, kızım, karşımızda kız kardeşimin ailesi, dünürleri aynı çevrede kalıyoruz. Birbirimize destek oluyoruz." ifadelerini kullandı.
"Yavrularım" diye seslendiği kuşlarını depremden 4 gün sonra yanına aldı
Bekir Kışlıoğlu ise depremde hasar gören evinden ayrılmasından 4 gün sonra evindeki 4 muhabbet kuşunu alıp çadır kente yerleştiklerini belirtti.
Onların da can taşıdığını dile getiren Kışlıoğlu, şöyle konuştu:
"İnsanın canı nasıl kıymetliyse hayvanların da öyledir. Hayvan deyip geçmeyeceksin. Depremden önce dişi olan kuşum kuluçkaya yattı. Depremde 2 yavru öldü, 2'si de birkaç güne yumurtadan çıkacak. Yavruların çıkmasını bekliyoruz. Hayvanların kafesi var, yemlerini veriyorum. Otlarını alıyorum, arpa, yulaf, yem veriyorum. Burası ev gibi olmuyor, insanın evi bambaşka, evde yaşamak bambaşka. Başka bir yemleri var, bulursam ondan alıp geleceğim. Gözüm gibi bakıyorum onlara. Kuşlara isim koymadım, sadece 'yavrularım' diyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com