- Bugün iç siyasetten ekonomiye, ekonomiden Dış politikaya kadar her anlamda hareketli süreçlerden geçerken, Türkiye’nin bu süreçlerdeki karnesini nasıl görüyorsunuz ? Başarılı ve başarısız olduğumuz aşamalarla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
“Dış Politikada Uygulanan Stratejiyi Ben Çok Başarılı Görmüyorum. Çünkü Dış Politika Tamamen İç Politikaya Yönelik Kullanılıyor."
- Dış politikada ben çok ben çok başarılı görmüyorum. Çünkü tamamen dış politika iç politikaya yönelik kullanılıyor. Yani dışarıda doğru olsun olmasın sürekli yüksek bir perdeden konuşan herkesle sanki baş ediyormuş gibi gösteren herkese böyle hayal veren bir politika uygulanıyor ama bunun doğru olmadığını görüyoruz. Dışarıda bu çok ciddi bir etki yaratıyor ve bu oy talip etmek için yapılan bir operasyon olarak görüyorum.
- Hem toplumların hem de yöneticilerin ekonomiye dair temel söylem ve beklentileri ‘’adil gelir dağılımının’’ sağlanması iken, neden halen dünyada adil bir paylaşım ve ekonomik düzen kurulamamaktadır. Bugünkü Küresel Eşitsizliğin, Adaletsizliğin esas sebebi sadece yöneticiler mi yoksa burada hepimize düşen bir suçluluk payı var mı?
“Güçsüz Çaresiz ve Mutsuz Hisseden İnsanlar Kendilerine Sağlanan Küçük Olanaklar İle Mutlu Olurlar.”
- Tabi bu çok kapsamlı bir soru bunu onlarca insan bunun cevabını vermek için bence çok uğraşıyor. Ancak şunu söyleyebilirim. Şu anda Dünya Kapitalist sağ politikalar ile yönetiliyor Pek çok ülke. Bunun özünde de temeli sömürüye dayanır.Sömürüye dayanır ama arkasına da gariptir halk desteğini alır.
“Burada Bütün Mesele Sadece Para Kazanmak Değil Güçlü Olmak ve Üst Kademede Oturabilme Savaşıdır ve Bunu Başarıyorlar Şu Anda."
Bir şekilde kendini güçsüz çaresiz ve mutsuz hisseden insanlar kendilerine sağlanan küçük olanaklar ile mutlu olurlar. Sağ politikalarının bence en büyük başarısı burada. Bu küçük mutluluklar yaratarak arkalarına büyük bir destek alıyorlar. ve buna devam ediyorlar..
Burada bütün mesele sadece para kazanmak değil güçlü olmak ve üst kademede oturabilme savaşıdır ve bunu başarıyorlar şu anda.
- Şu an çok hissedilmese de ciddi bir küresel ekonomik krizin belirtileri çoğalmakta ve tüm ülkeler buna karşı iktisadi önlemler almaya çalışırken, Türkiye’de işsizlik ve geçim sıkıntıları artarken, hem bu kadar Suriyeli sığınmacıyı barındırmanın hem de sürekli sınır ötesi Askeri intikaller yapmanın maliyetini önümüzdeki dönemlerde karşılamakta zorlanabilir miyiz? Hükümet bu konuda gerekli ekonomik tedbirleri almış mıdır ?
- Hayır, bunu almıyor ve böyle bir yükümlülük de hissetmiyor. Bunun ekonomik sıkıntılarınıiktidarda güçlü olarak oturduğu sürece yüksekten zaten yönetim öyle birşey bugünkü iktidarın bütün amacı iktidarda kalabilmek bunu yapabilmek için de ellerinden geleni yapıyorlar.
Burada yapılan fazla masraflar biz buradan baktığımızda veya bu kadar maliyeti nasıl karşılayacaksınız diye iktidar da oturur gücü de elinizde tutarsanız bunu karşılıyorsunuz çünkü neden sonuçta bütün kaynağı halkın parası. Halkın parasına hakim olabildiğiniz sürece hiçbir sorun yaratmıyor ve devam ediyor.
Az önce dediğim gibi küçük bir takım mutluluklar ya da avantajlar sağlayarak arkanızda çok güçlü bir kamuoyu desteği de alabiliyorsunuz.
- Türk Siyasetinin bugün gelmiş olduğu noktada bir tıkanıklık yaşadığını düşünüyor musunuz, siyaseten yeni liderlerin ortaya çıkamıyor olmasını neye bağlıyorsunuz? Partilerdeki Kadrolar mı yetersiz yoksa başka engelleyici sebepler mi var?
- Bugün siyasetin sıkıştığı kesin . Çünkü özellikle son on - on iki yıldır baktığımız zaman siyasette yeni isim üremiyor. Yani iktidar da yok dikkat ederseniz. İktidarda da öne çıkan siyasi isimler yok.
Cumhurbaşkanımız ekibinden isimler öne çıkarıyor. onların siyasi bir sorumlulukları falan yok onlar şirket yönetir gibi duruyorlar.
Bundan etkilenen muhalefetde yeni isim çıkmadığı gibi siyasi önderlik de ortaya çıkamıyor. Buradaki bütün sorun toplumun bu konuda insan kaynağı üretemiyor olması. Üretilenlerin de son derece bilgisiz yetersiz ve çapsız olmalarıdır.
Bunun için partiler bugün sadece yönetimleri mevcudu koruyup kendi parti içi iktidarlarına daha çok bel bağlamış durumdadır.
- Bunların Türkiye’ye uzun vadede ne tür zararları olur ?
- Çok ağır oluyor . Türkiye sürekli patinaj yapıyor. Ama iktidarda olan bunun lemalarını yerken toplum da ciddi bir şekilde kandırılarak ömrü tüketiyor.
- Bildiğim kadarı ile muhabirlik , gazetecilik en zor mesleklerden bir tanesi. Bu zorluğa ağır şartlara uyum sağlamanız kolay oldu mu ? Bu mesleği çocukluğunuzdan beri istiyor muydunuz ? Yoksa şartlar mı bu şekilde gerçekleştirdi. Biz genç gazeteci adaylarına tavsiye ve önerilerde bulunabilir misiniz ?
“Gençlik Yıllarımda Gazeteci Olmayı Çok İstiyordum”
- Evet bende gençlik yıllarından beri bir gazeteci olmayı çok istiyordum. Zaten o aşkım sevgiyle oldu. Tabi bilerek istenen birşey değildi.
Gazeteciliğin ne olduğunu bilmeden gazeteci olmak istiyorsun ama girdikten sonra çok şey öğrendim ama hızlı öğrendim çünkü istiyordum ve geliştim.
“Bugün İtibariyle Kırk Yılı Aşkın Bir Süredir Meslek İçerisindeyim. Gençlere Söyleyebileceğim Şey Birincisi Gazeteciliğin Bilgilerini Öğrenmek Gerekiyor.”
- Bugün artık kırk yılı aşkın bir süredir meslek içerisindeyim.Gençlere söyleyebileceğim şey birincisi gazeteciliğin temel ilkelerini öğrenmeleri gerekiyor.
Çok geniş bir genel kültüre sahip olmalılar. Üçüncüsü bu meslek dışarıdan sanıldığı gibi yada şimdi bazı parlak görüntüler, özellikle televizyonda görünme gibi çok kazandıran zengin eden bir meslek değil.
“Gazeteci Olmak Fedakarca Bir Çalışma Gerektiriyor.”
- Olmak mümkün mü evet mümkün ama çok fedakarca bir çalışma gerekiyor. Zengin olucam çok kazanıcam amacı ile bir çalışmanın içine girerseniz başarılı olma şansı o kadar yüksek değil. Ama bu meslek dediğim gibi çok kazandıran bir meslek değil. Onun için hakkıyla yapmak hakkıyla yaparak daha mütevazi bir yaşam sürdürmek mümkün.
- Türkiye'de internet haberciliğinin bugünkü durumunu nasıl görüyorsunuz ?Yurtiçi medya ile uluslararası global medyayı kıyas edersek şuanki Türkiye'deki mevcut basının durumu nedir? Siz uzun yıllardan beri gazetecilik yaptığınız için dijitalleşen dünya ile internet haberciliğini tercih edenlerin sayısının arttığını görmekteyiz. Eski dönemdeki gazetecilik ile günümüz döneminin farkı nedir?
" 20 Yıl Sonra Gazetelerin Bugünkü Gibi Olmayacağını Düşünüyorum"
- Şu andaki gazetelerin tek avantajı , gazeteyi alan gazeteyi soluyan bir nesil hala yaşıyor ve onlar bu yeni alışkanlığa geçemediği için yada büyük oranda geçemediği için yazılı gazeteler halen basılıyor. Şu anda ayakta ama ben 20 yıl sonra gazetelerin bugünkü gibi olmayacağını düşünüyorum dijital medya çok daha öne geçecek. Çünkü daha rahat ulaşılabilir bir hale gelecek. Basılı gazetelerin ben 20 sene sonra olacağını sanmıyorum.
“Bu Meslek Dışarıdan Sanıldığı Gibi Özellikle Televizyonda Görünme Gibi Çok Kazandıran Zengin Eden Bir Meslek Değil.”
Belki sembolik olarak bazıları çıkar. Bizim yerimizde habercilik olarak çok bir farklı yok. İyi gazetecilik yapanlar , internet üzerinden de iyi gazetecilik yapıyorlar.
Tabi Türkiye’de ve Dünya’da şuanda bunun kötüye kullanılması da mevcut. Çünkü daha az denetimli , daha az görünmeden de bu mecraya girebiliyorlar. Kimliklerini saklayarak da. Ama bunlar da zannediyorum, önümüzdeki dönem içinde yavaş yavaş bu sorunlarda ortadan kalkacak ve internet haberciliği çok daha ciddi bir hale gelecektir.
.
Eren Altun, dikGAZETE.com