AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik seçim itirazlarına yönelik açıklamalarda bulundu. Çelik, “CHP Genel Başkanının yapması gereken toplantıları yapma konusundaki iştahı tartışılıyor her yerde. Herkesi talip olduğu makamın saygınlığına uygun davranmaya, herkesi meseleyi partiler arası kavga meselesine çekmeye uzak durmaya, ve bu şekilde davranma konusunda hassas olmaya davet ediyoruz” dedi.
Seçim itiraz sürecinde anormallik algısı varmış izlenimi yaratıldığını belirten AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, vatandaşların üzerinde baskı oluşturmaya çalışmanın doğru bir tavır olmadığını söyleyip, “Hukuki süreç devam ederken, bakın AK Partinin oylarının arttığı yerler olmakla birlikte CHP’nin oylarının arttığı yerler de olmaktadır. Demek ki her vatandaşımızın oylarına sahip çıkılmaktadır. Bu seçimler hem neticeyi sağlıklı bir şekilde ortaya koyacaktır hem de arkasından kim ne kadar oy aldığını net bir şekilde görecektir. Bu mekanizmaya hürmet etmek saygı göstermek gerekirken, iki de bir bu mekanizmayı akamete uğratmaya çalışmak, ‘sonuç değişmez, sonuç da bir farklılık olmaz ‘ diyerekten hukuki bir sürecin devam etmesinden rahatsızlık olmak, vatandaşın iradesini tam olarak tecelli ettirecek olan hukuki sürecin sanki vatandaşın iradesine karşıymış ya da gayrimeşruymuş gibi göstermeye çalışmak doğru bir şey değil” diye konuştu.
“BUNLAR BİR SİYASİ MAKYAJ OLARAK DEĞERLENDİRİLİR”
Cumhuriyet Halk Partisi adayının, konuşurken çok sayıda cümlenin içerisinde hoş görüden, çoğulculuktan, empati kurmaktan, eşitliğe saygıdan bahsettiğini belirten Çelik, “Siyasetçilerin bunların altını çizmesi, bunlara bağlılık göstermesi güzeldir. Ama bunlar sadece sözden ve retorikten mi ibarettir yoksa bunlar gerçekten yürekten mi ve aklen mi söylenmektedir bu önemli bir meseledir. Bunların sözden ya da retorikten ibaret olup olmadığını gösterecek şey hukuka saygıdır. Bir kişi bu cümleleri bol bol söyleyip de arkasından her seferinde hukuki sürece dönük olarak bir rahatsızlık belirtisi içinde olduğu zaman bu cümlelerin samimiyeti sorgulanmaktadır. Bunlar bir siyasi makyaj olarak değerlendirilir” ifadelerini kaydetti.
Bir devlet geleneği olarak Anıtkabirin siyasiler, adaylar tarafından ziyaret edilmesinden memnuniyet duyduklarını fakat Anıtkabir ziyaretinin ve Anıtkabir defterinin mazbatasını almamış bir kişi tarafından, istismar edilmesine itiraz ettiklerini vurgulayan Çelik, Atatürk’ün aziz hatırasına, ziyaret geleneklerine uygun davranılmasını beklediklerini kaydetti.
“ONUN BAKACAĞI YER KENDİ PARTİSİDİR”
Hukuki sürecin mahsus uzatılması eleştirileriyle ilgili açıklama yapan Çelik, AK Parti içinde bir iç hesaplaşma var diyerek AK Parti yönetimine ve camiasına CHP İstanbul adayı tarafından dil uzatılmasının yakışıksız bir tavır olduğunu belirterek, “AK Partinin siyasi kurumlar oluşturma, son derece özgür bir siyasi tarz ve stilini yerleşmiş olmasından hiç kimsenin kuşkusu yoktur. Ama normal bir siyasi süreci AK Partinin iç meselesi diye maalesef siyasetin çok kirli bir tarafına yanaşacak şekilde bir dedikodu malzemesi yaparsanız biz bir köşeden buna cevap vermek zorunda kalıyoruz. Henüz mazbatasını almamış bir adayın Ankara’da İstanbul’da normalde CHP Genel Başkanının yapması gereken toplantıları yapma konusundaki iştahı tartışılıyor her yerde. Herkesi talip olduğu makamın saygınlığına uygun davranmaya, herkesi meseleyi partiler arası kavga meselesine çekmeye uzak durmaya, ve bu şekilde davranma konusunda hassas olmaya davet ediyoruz. Bu Ak Partiyle ilgili olarak ne AK Partinin içini ne de AK Partinin siyasetini analiz edecek durumda birisi. Onun bakacağı yer kendi partisidir. Biz bu mesele hukuk zemininde kalsın istiyoruz, illa siyaset zeminine çekmek istiyorlar” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE NATO’NUN KİLİT MÜTTEFİKLERİNDEN BİR TANESİDİR”
Natonun kuruluşunu kutladıklarını belirten Çelik, bu çerçevede Türkiye ile ilgili bazı konuların gündeme geldiğini söyleyerek, “Amerikan başkan yardımcısının ‘Türkiye tarihin en başarılı askeri ittifakında önemli bir ortak olarak kalmak mı yoksa ittifakımızı baltalayan pervasız kararlar vererek bu ortaklığın görevini tehlikeye atmak mı istiyor’ diye bir sözü oldu. Bu derece Türkiye’yi suçlayan basiretsiz bir yaklaşım karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik. Tabi bu ifadenin içinde yeni bir durum var. Amerikan yönetimi uzun zamandır NATO’yu eleştiriyordu. Başkan yardımcısının NATO’nun önemini keşfetmesi bakımından farklı bir ifade olmuş bu. Türkiye’nin sürekli olarak NATO üyeliğinin sorgulanması demek aslında sadece Türkiye’nin üyeliğinin sorgulanması demek değil, NATO ittifakının temel değerlerinin sorgulanması demektir. Türkiye NATO’nun kilit müttefiklerinden bir tanesidir ve müttefiklik konusunda sorumluluklarını her zaman fazlasıyla yerine getirmiştir. Türkiye’nin NATO ittifakı çerçevesindeki rolünü çektiğiniz zaman Türkiye egemen bir ülke olarak kendi güvenliğini sağlamak konusunda bir zaafa düşmez ama başkaları Türkiye’nin bölgesel ve küresel güvenliğe verdiği bu büyük katkıyı zaafa düşürmek gibi bir çabanın içine girmiş olurlar” ifadelerini kullandı.
Bir basın mensubunun “Türkiye’nin kuzeyinden güneyine olan tehdit, Amerika’nın herhangi bir komşusu tarafından, birleşik devletlere yöneltilseydi tutumu ne olurdu?” sorusuna Çelik şöyle cevap verdi:
“Bizim bir yandan böyle bir tehditle mücadele ederken aynı zamanda müttefikimiz olan ABD’nin buradaki PYD YPG terör örgütüne tırlarca silah gönderdiği herkes tarafından biliniyor. Dolayısıyla burada yıkıcı olan Türkiye’nin bir NATO ülkesi olarak kendi güvenliğini ve NATO sınırlarını korumak için bir terör örgütüne müdahale etmesi değildir. Tam tersine bir NATO müttefikinin terör örgütüne tırlar dolusu silah göndermesinin maalesef yıkıcı sonuçlarını yaşamaktayız bölgede. Yıkıcı sonuçtan bahsedenler Türkiye’ye karşı kullandıkları dile lütfen özen göstersinler ve bu konuda titiz olsunlar. Müttefiklik ilişkisine yakışan saygın bir dil kullansınlar. Esas burada, sorun edilmesi gereken mesele onların terör örgütüne verdikleri silahların yıkıcı sonuçları”
(ME-FT)