Altınordu Spor Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan, "Altınordu'nun akademik bütçesi yıllık 12 milyon lira. Bu 12 milyon lirayı kimse harcamıyor. Biz harcıyoruz, içimizden Cengizleri, Çağlarları çıkarıyoruz." dedi.
İzmir'in köklü kulüplerinden ve son yıllarda Türkiye'nin en sistemli altyapı organizasyonuna sahip kırmızı-lacivertli kulübün başkanı Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de 6-12 yaş arası 12 bini aşkın çocuğa spor yaptırdıklarını söyledi.
Özkan, iyi imkanlar sunulur, onlara, güzel saha, yetenekli antrenörler, iyi bir beslenme, dinlenme ve barınma ortamı sağlanır ve kişilik gelişimlerine de katkı yapılırsa bu toprakların çocuklarından Avrupa'ya kadar ihraç edilebilecek profesyonel futbolcular yetiştirebileceğini iddia ettiklerini aktardı.
"Biz bu toprakların çocuklarına yatırım yaptık"Bunun kolay bir iddia olmadığına dikkati çeken Özkan, şunları kaydetti:
"Biz de zaten 12 yılı bitmiş bir organizasyonuz. Yani bilgi birikimimiz çok ve bununla zaten şu anda yürümeye çalışıyoruz. 6 yaşında aldığımız bir çocuğu, 20 yaşında Süper Lig'de ya da Avrupa liglerinde oynatmayı hedefliyoruz. Türkiye'de, profesyonel kulüplerin eğitimli altyapı futbolu, 14 yaşında başlıyor. Türkiye Futbol Federasyonunun akademik ligi de 14 yaşında başlıyor. Eğitimi 14 yaşında başlayan bir futbolcunun, 20 yaşında üst liglerde oynaması mümkün değil. Bu işin on bin saat kuralı var. Yani en azından 10 yıl sürmesi lazım. O zaman bizim ülkemizde futbolcu yetişmiyor. Zaten kulüplerin de kendi güncel sorunları, borçlarını ödemekle ilgili sorunları olunca bu toprakların çocuklarına kimse yatırım yapmıyor. Biz bu toprakların çocuklarına yatırım yaptık."
Özkan, İzmir'de Avrupa kulüpleriyle yarışacak kalitede tesislerinin olduğunu anlatarak, "20'yi aşkın sahamız var. Akademimizde de 10 yaşında aldığımız bir çocuğa 19 yaşına kadar eğitim yaptırıyoruz. 6 ile 10 yaş, ondan sonra çocuklarımızın karakterlerinin oturmasını sağlamamız ve normal bir insanın 35-40 yaşlarında elde edebilecekleri hayat tecrübesini, onlarda 20 yaşına kadar geriye çekmemiz lazım ki çocuk, Avrupa'da 60-70 bin seyircili büyük liglerde oynayabilsin. Şu anda içimizden çıkan Çağlar Söyüncü, Leicester City'de Premiyer Lig'de. O bunu başarmış durumda. Ülkemizin spor elçisi olarak Avrupa'da, futbol hayatına başarıyla devam ediyor. Yine içimizden çıkan Cengiz Ünder Roma'da oynuyor ve ülkemizi başarıyla temsil ediyor." şeklinde konuştu.
"10 yaşından itibaren çocuklara İngilizce eğitimi veriyoruz"Özkan, bu çocukların genç yaşlarda başka kültürlerde başarılı olmalarını sağlayacak en önemli unsurun, onların farkındalıklarını küçük yaşlarda başlatmak olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:
"Altınordu olarak 11 yaşından itibaren Avrupa'daki turnuvalara gidiyoruz. 10 yaşından itibaren çocuklara İngilizce eğitimi veriyoruz. Çocuklarımız, 14 yaşından itibaren rahatlıkla Avrupa'da, İtalya'da, Fransa'da, Almanya'da Hollanda'da her yerde, oranın çocuklarıyla İngilizce konuşabiliyor. Yani çocuklarımıza öz güven yüklüyoruz, bu öz güvenle de çocuklarımız hiçbir şeyin çaylaklık dönemini uzun süre geçirmiyor. Bu anlamda 'iyi birey iyi vatandaş iyi futbolcu' sloganımızın arkasında da bu var. İyi birey ve iyi vatandaşa yatırım yapmadan, çocukların kendisiyle toplumla barışık yönlerini güçlendirmeden iyi futbolcu yaparsanız, mutlaka yanlış yollara sapıyor ve maalesef kaybolup gidiyor."
"Altınordu'nun akademik bütçesi yıllık 12 milyon lira"Süper Lig'de yabancı futbolcu serbestliğinden yana olduğunu aktaran Özkan, kaliteli yabancı oyuncuların gelmesinin Türk futbolunu yukarı taşıdığına dikkati çekti.
Futbola yatırım yapılmadığında kaliteye uygun Türk oyuncu bulamadıkları için kulüplerin yabancı oynattığına işaret eden Özkan, şunları kaydetti:
"Türk kulüplerimiz de Altınordu gibi bu toprakların çocuklarına yatırım yapmalı. Altınordu'nun akademik bütçesi yıllık 12 milyon lira. Aylık bir milyon lira. Bu 12 milyon lirayı kimse harcamıyor. Biz harcıyoruz, içimizden Cengizleri, Çağlarları çıkarıyoruz. Bu sene A takımda, 16 yaşında Ravil'i, 15 yaşında Burak'ı oynatmaya başladık. Yani Altınordu organizasyonu, yakın zamanda tamamıyla öz kaynağından kurulu A takımla liglerde sahne alacak ve onların içinden de yine ülkemizi Avrupa'da temsil edecek değerli oyuncular çıkaracak. Yabancı futbolcu kısıtlamasından ziyade Türkiye Futbol Federasyonunun bütün kulüplerimizin bütçelerinden yüzde 15 gibi bir payı özerk bir yapılanmayla altyapılarına vermelerini ve TFF tarafından bunun denetlenmesini, Türk futbolunda üretime yönelik çok önemli bir başlangıç olarak görüyorum. Futbol şu anda ithal ikamesine dayanan bir sistemle yürüyor. Zamanla herkes anlayacak ki taşıma suyla değirmen dönmüyor. 'Altyapımıza biraz eğilelim oradan da 3-5 çocuk çıkaralım, hiç olmazsa böyle büyük paralarla oyuncular almayı azaltalım'a gelecek kulüpler. Bu bir süreçtir. Bu süreci başlatan bir organizasyonuz. Bu toprakların çocuğuyuz ve bu topraklarda kazandığımızı yine bu vatana iade ediyoruz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com