ANKARA
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Dünyadaki göç meselesini ortaya çıkaran nedenler devam ettiği sürece, ABD istediği kadar Meksika sınırına duvar örmeye niyetlensin, AB ülkeleri istedikleri kadar kendi sınırlarını korumak için tel örgüler örmeye çalışsınlar, hatta dahası, isterlerse gök kubbelerinin üstüne çelik bir gök kubbe yapsınlar, yine de mülteci sorununu önleyemezler." dedi.
Kurtulmuş, Kamu Denetçiliği Kurumunca Grand Ankara Oteli'nde düzenlenen 4. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu'nun kapanışında "Küresel Göç" başlıklı bir konuşma yaptı.
Dünyanın her ülkesinde küresel göç meselesiyle ilgili onlarca toplantının yapıldığını vurgulayan Kurtulmuş, küresel göç ve mültecilik meselesinin özellikle 21. yüzyılın başında, uluslararası kanayan bir yara olarak gündemi işgal ettiğini ifade etti.
Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Odaklanmamız gerekenin, sadece küresel göçün sorunlarıyla ilgilenmek olmaması gerektiğini ifade etmek isterim. Küresel göç ve onunla birlikte dünyayı tehdit eden küresel terör meselesi, bugün dünyada her tarafı ilgilendiren, bütün ulusları ilgilendiren iki temel olgudur. Ne küresel terör ne küresel göç meselesi, sadece bir sebep olarak ortaya çıkmış değildir. Bunlar, birbirlerini tetikleyen çok sayıda sebebin ortaya çıkarmış olduğu sonuçlardır. Dolayısıyla dünyanın göçmenler, mülteciler, illegal göç meselelerine sadece bir sonuç olarak değil, bu sonucu ortaya çıkaran sebeplerin ortadan kaldırılması konusunda kafa yormasının daha önemli olduğunu ifade etmek isterim."
"2016'da mülteci sayısı 65,3 milyon"
Dünyada geçen yıl 65,3 milyon mültecinin bulunduğunu, bunun da dünyadaki her 113 kişiden 2'sinin mülteci konumunda olduğunu gösterdiğini aktaran Kurtulmuş, bunun insanlık tarihi boyunca karşılaşılmamış çok ağır bir tabloyu yansıttığını söyledi.
Kurtulmuş, son 20 yılda dünyadaki mültecilerin sayısının iki katından fazla arttığına dikkati çekerek, bu göç meselesinden çok fazla etkilenen bölgeler bulunduğunu anımsattı.
Türkiye'nin, dünyada, küresel göçten en fazla etkilenen ülkelerin başında geldiğini anlatan Kurtulmuş, Pakistan ve Lübnan'ın da küresel göçten etkilendiğini kaydetti.
"Küresel göç sorunun odak noktası değişmeli"
Küresel göç meselesindeki odak noktanın değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Odak noktası, sadece illegal göçün nasıl önleneceği ya da illegal göçün konusu olan mültecilere nasıl yardım edilebileceği değildir. Esas mesele, bu küresel göç meselesini ortaya çıkarmayacak tedbirleri nasıl alırız, insanlar nasıl evlerini, barklarını terk edebilir konuma gelmezler, nasıl insanlar kendi ülkelerinde hayatta durabilirler bunun çalışmasını yapmamız lazım. Herkesin bu konuda samimi olarak kafa yorması gerekir. AB ülkelerinin, ABD'nin, Kanada'nın, diğer zengin ülkelerin, kuzey ülkelerin bu konuya kafa yormaları gerekir. Yoksa sınırlarımızı tel örgülerle örelim, gelecek olan göçmenleri biz kendi ülkemize sokmayalım, şu anda ABD'de gündeme getirildiği gibi, Avrupa'da gündeme getirildiği gibi tel örgüler çekelim, duvarlar örelim... Çok açık söylüyorum, dünyadaki göç meselesini ortaya çıkaran bu nedenler devam ettiği sürece, ABD istediği kadar Meksika sınırına duvar örmeye niyetlensin, AB ülkeleri istedikleri kadar kendi sınırlarını korumak için tel örgüler örmeye çalışsınlar, hatta dahası, isterlerse gök kubbelerinin üstüne çelik bir gök kubbe yapsınlar, yine de mülteci sorununu önleyemezler. O zaman samimiyetle, bu meseleyi siyasi istismar meselesi yapmadan, neden bu göç meselesi böylesine önemli bir noktaya geldi, neden son 20 yılda iki katından daha fazla bir noktaya ulaştı, bunun nedenlerini iyi bulmamız lazım."
Göç sorununda üç temel neden
Göç meselesi konusunda üç temel nedenin bulunduğunu belirten Kurtulmuş, bunlardan bir tanesinin "dışarıdan askeri müdahaleler ve işgaller vasıtasıyla bölge ülkelerinin ya da göç veren ülkelerin ciddi bir askeri baskı altında kalması" olduğunu aktardı.
Kurtulmuş, vekalet savaşlarının da göçleri ortaya çıkaran önemli bir neden olarak ortaya çıktığının altını çizdi.
Bugün bütün dünyanın uğraştığı ve bütün dünyanın başkentlerini tehdit eden DEAŞ’ın, Irak'ın işgali ve ve Suriye'deki vekalet savaşlarının bir sonucu olduğunu söyledi.
"Göçü ortaya çıkaran ülkelerin hemen tamamında siyasi istikrarsızlıkların söz konusu olmasının ve demokratik rejimlerin bulunmamasının" ikinci temel neden olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bu ülkelerin tamamında halkların çok büyük bir kısmı, siyasal katılım süreçlerinin içerisinde değildir. Bunlar, ülkeyi yöneten bir avuç azınlığın baskısı altında, tamamıyla siyaseten kenara bırakılmış, hiçbir siyasi söz sahibi, hiçbir kararda etki sahibi değillerdir." diye konuştu.
Kurtulmuş, üçüncü temel meselenin de "ekonomik yoksunluk" olduğunu bildirdi.
Göç veren ülkelerin tamamına yakının büyük bir ekonomik yoksunluk içerisinde bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, bu ekonomik yoksunluğun, halkların çektiği yoksulluğun, göçün nedenleri arasında yer aldığını kaydetti.
Kurtulmuş, "Bu sistem değişmeden, dünyanın fakir ülkeleriyle zengin ülkeleri arasındaki fark ortadan kaldırılmadan, dünyadaki küresel göç meselesi de çözülmeyecek, çözülemeyecektir." ifadesini kullandı.
Dünyanın en zengin yüzde 7'sinin dünyadaki toplam varlıkların yüzde 44'üne sahip bulunduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, diğer tarafta, dünya nüfusunun yüzde 70'inin dünyadaki toplam zenginliğin sadece yüzde 3'üne sahip olduğunu aktardı.
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Böyle bir dengesizlik olmaz. 'Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar.' Dünyada bir avuç zengin, bütün nimetlerden istifade edecek, geniş kitleler de onlara bakacak. Bu asla kabul edilebilir bir şey değildir. 20-25 sene önce hep şunları konuşurduk, bir gün dünyadaki bu dengesizlik öyle bir şekilde devam edecek ki dünyadaki bu dengesizlik başka hiçbir neden olmasa, savaşların, harplerin, darpların ana nedeni olacaktır. Maalesef bugün o noktaya geldik. Dünyanın zengin kuzey ülkelerini elinize bir cetvel alın ve çizin. Avrupa ülkeleri, Rusya, ABD ve Kanada... Zengin kuzey, yoksul güney... Önümüzdeki on yılların dünyadaki en büyük çatışma alanı burasıdır. Başka hiçbir neden olmasa, siyaset farklılıkları olmasa, milliyet farklılıkları olmasa dahi zenginlik farklılıklarından dolayı, 'biri yer biri bakar' ekonomisi, dünyanın çivisini çıkaracaktır. Buna karşı çok hızlı tedbirler almak durumundayız. Başka hiçbir neden olmasa dahi mülteci meselesinin, sadece göç veren ülkeleri değil, göç alan ülkeleri de ne kadar etkileyeceği ortadadır."
"Ayakları titriyor..."
Türkiye'nin göçmen meselesiyle yakından ilgilendiğini anımsatan Kurtulmuş, Türkiye'nin birkaç sene içerisinde üç milyonu aşkın Suriyeli mülteciyi kabul ettiğini anlattı.
Kurtulmuş, Avrupa ülkelerinin birkaç bin mülteci kabul ettiğinde ayaklarının titremeye başladığını söyledi.
Türkiye'nin, göç meselesini bir insanlık sorunu olarak gördüğünü dile getiren Kurtulmuş, Batı ülkelerinin ise göç meselesine bir şark sorunu olarak yaklaştıklarını ifade etti.
Kurtulmuş, konuşmasının ardından sempozyum için emeği geçenlere teşekkür etti.
Konuşmasının ardından Kurtulmuş'a, Kamu Denetçiliği Kurumu Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, plaket takdim etti.
Kamu Başdenetçisi Malkoç, sempozyum süresince katkıda bulunanlara teşekkür ederek, sempozyumun sonuç bildirgesinin ilerleyen günlerde açıklanacağını söyledi.
Muhabir: Ali Kemal Akan
dikGAZETE.com