18-09-2015 02:35
Paralel yapı iddialarını değerlendiren 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Hakim ve savcıların birçok uygulamalarını aleni olarak konuşan benim. Bu kavgalar çıkmadan önce birçok şeylere itiraz eden ve mani olan bir insandım” dedi. Basın kuruluşlarına yönelik saldırıları da değerlendiren Gül, “Basın ve ifade özgürlüğü en önemli meselelerdendir. Basın da dürüst olmalı. Basın olunca her şey serbest değildir. Ama düşünce, ifade, basın hürriyeti bunun zedelenmesi her şeyi etkiler” diye konuştu.
NTV’de katıldığı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Gülen Cemaati’nin Truva atı gibi örgütlendiklerini düşünüyor musunuz, bunu fark ettiniz mi? Nasıl mücadele edilmeliydi?” soruları üzerine, “Bu kavgalar çıkmadan önce birçok şeylere itiraz eden ve mani olan bir insandım. Hakim ve savcıların birçok uygulamalarını aleni olarak konuşan benim, kapılar arkasında yaptıklarım ayrıdır. İleride büyük sıkıntılar çıkaracağını söyleyen birisiyim ben. Ben kamu alanında, devlet içerisinde siyasete müdahalelerini yanlış ve karşı bulmuşumdur. Arkadaşlarımı da uyarmışımdır. Öyle şeyler vardır ki devlet idaresinde her düşündüğünüzü aleni de konuşamazsınız. Demin söylediğim gibi bunların neticeleri vardır. Aklıma geleni herkesin önünde söylemeye başladığımda olmaz. Söylemesi gerekenleri, söylemesi gereken insanlarla bir araya gelmişimdir. Devlet idaresinin görevi bu. Doğrusu bu çok etkiledi (AK Parti’yi). Böyle bir tuzağa düşmeden akıllı bir mücadele daha iyi yapılabilirdi kanaatindeyim” dedi.
“ÇATIŞMACI SÖYLEMDEN KAÇINMAK LAZIM”
Gül, “Kırılma noktasından bahsediyorsunuz. O kırılma noktası nedir?” sorusu üzerine ise şöyle konuştu:
“Son 1-2 sene içerisinde olağanüstü durumlar yaşamıyor muyuz? Türkiye enerjisini kendi içerisinde yaşamaya başlamadı mı? Bunlar Türkiye’yi alıyor ve esas yapılması gereken şeylerden uzaklaştırıyor. Bunlardan çıkmamız lazım, çünkü kayıp yıllar olarak tarihe geçiyor bunlar. Bir ülkenin güçlü olması için şüphesiz demokrasi, güçlü bir hukuk sistemi, evrensel anlamda hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi lazım. Sonuna kadar gereken yapılır ve yapılması gerekir. Caydırıcılık anlamında da bu şarttır. Hukukun üstünlüğü çerçevesi içerisinde bunlar muhakkak yapılmalıdır. ’Fabrika ayarlarına dönüşü’ tabulaştırmak istemem. Devamlı ileri gitmeniz lazım. Yoksa ’2002 yılına gidelim’ diye söylemiyorum bunu. Söylemlerin değişmesi lazım. Daha yapıcı ve yol gösterici olması lazım. Çatışmacı söylemden kaçınmak lazım. Sadece söylem bile çok şeyi değiştirir. Saygı ve sevginin olması lazım. Saygının makamlara karşı sağlanması lazım. Her şey söz ile başlıyor, sonra da kriterler. Buna uyup uygulayacaksınız. Sonra hukuku evrensel olarak uygulamanız lazım. Tüm bunlar Türkiye’yi doğru bir istikamete sokacaktır.”
MEMDUH BOYDAK’IN GÖZALTINA ALINMASI
Kayseri’de paralel yapı iddialarına ilişkin Memduh Boydak’ın gözaltına alınmasının hatırlatılması üzerine Gül, “Boydak ailesi Kayserili biliyorsunuz, hayırseverlilikleri özellikleridir. Sadece bir cemaat değil tüm vakıf, dernek kim iyi iş yapıyorsa herkese yardım eden insanlardır. Şüphesiz hiç kimse dokunulmaz değil ama bir yolu var. Bir ciddi mevzu varsa bunlar araştırılmalı. Bunları yaparken de incitmemek gerekiyor. Yoksa tepkiler doğuyor. Meseleler onur meseleleri haline geliyor. Yanlışı göstermek ve yanlıştan insanları uzaklaştırmak gerekiyor. Mücadele akılcı olmazsa daha çok birleştirici ve dayanışma içine sokar. Kayseri’de verginin yarısını onlar öder. Titiz davranmak lazım” diye konuştu.
“BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ EN ÖNEMLİ MESELELERDENDİR, BASIN DA DÜRÜST OLMALI”
11. Cumhurbaşkanı Gül, Hürriyet Gazetesi ve medyaya yönelik saldırılara ilişkin, “Bunlar doğru değil, üzücü bir şeydir bunlar, bunların hepsi yanlış. Türkiye’nin bunları yaşamaması, konuşmaması lazım. Bunlar herkese çok zarar verir. Böyle bir Türkiye görüntüsü vermemek lazım. Basın ve ifade özgürlüğü en önemli meselelerdendir. Basın da dürüst olmalı. Basın olunca her şey serbest değildir. Ama düşünce, ifade, basın hürriyeti bunun zedelenmesi her şeyi etkiler” dedi.
“AKIL ALACAK BİR ŞEY DEĞİL”
Kamuoyunda bazı görüntüleri yer alan AK Partili Milletvekili Abdurahim Boynukalın’ın söylemlerini değerlendiren Gül, “Bir milletvekiline yakıştırmadım, çok üzüldüm. Akıl alacak bir şey değil, olmayacak şeyler bunlar” dedi.
(İHA)
NTV’de katıldığı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Gülen Cemaati’nin Truva atı gibi örgütlendiklerini düşünüyor musunuz, bunu fark ettiniz mi? Nasıl mücadele edilmeliydi?” soruları üzerine, “Bu kavgalar çıkmadan önce birçok şeylere itiraz eden ve mani olan bir insandım. Hakim ve savcıların birçok uygulamalarını aleni olarak konuşan benim, kapılar arkasında yaptıklarım ayrıdır. İleride büyük sıkıntılar çıkaracağını söyleyen birisiyim ben. Ben kamu alanında, devlet içerisinde siyasete müdahalelerini yanlış ve karşı bulmuşumdur. Arkadaşlarımı da uyarmışımdır. Öyle şeyler vardır ki devlet idaresinde her düşündüğünüzü aleni de konuşamazsınız. Demin söylediğim gibi bunların neticeleri vardır. Aklıma geleni herkesin önünde söylemeye başladığımda olmaz. Söylemesi gerekenleri, söylemesi gereken insanlarla bir araya gelmişimdir. Devlet idaresinin görevi bu. Doğrusu bu çok etkiledi (AK Parti’yi). Böyle bir tuzağa düşmeden akıllı bir mücadele daha iyi yapılabilirdi kanaatindeyim” dedi.
“ÇATIŞMACI SÖYLEMDEN KAÇINMAK LAZIM”
Gül, “Kırılma noktasından bahsediyorsunuz. O kırılma noktası nedir?” sorusu üzerine ise şöyle konuştu:
“Son 1-2 sene içerisinde olağanüstü durumlar yaşamıyor muyuz? Türkiye enerjisini kendi içerisinde yaşamaya başlamadı mı? Bunlar Türkiye’yi alıyor ve esas yapılması gereken şeylerden uzaklaştırıyor. Bunlardan çıkmamız lazım, çünkü kayıp yıllar olarak tarihe geçiyor bunlar. Bir ülkenin güçlü olması için şüphesiz demokrasi, güçlü bir hukuk sistemi, evrensel anlamda hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi lazım. Sonuna kadar gereken yapılır ve yapılması gerekir. Caydırıcılık anlamında da bu şarttır. Hukukun üstünlüğü çerçevesi içerisinde bunlar muhakkak yapılmalıdır. ’Fabrika ayarlarına dönüşü’ tabulaştırmak istemem. Devamlı ileri gitmeniz lazım. Yoksa ’2002 yılına gidelim’ diye söylemiyorum bunu. Söylemlerin değişmesi lazım. Daha yapıcı ve yol gösterici olması lazım. Çatışmacı söylemden kaçınmak lazım. Sadece söylem bile çok şeyi değiştirir. Saygı ve sevginin olması lazım. Saygının makamlara karşı sağlanması lazım. Her şey söz ile başlıyor, sonra da kriterler. Buna uyup uygulayacaksınız. Sonra hukuku evrensel olarak uygulamanız lazım. Tüm bunlar Türkiye’yi doğru bir istikamete sokacaktır.”
MEMDUH BOYDAK’IN GÖZALTINA ALINMASI
Kayseri’de paralel yapı iddialarına ilişkin Memduh Boydak’ın gözaltına alınmasının hatırlatılması üzerine Gül, “Boydak ailesi Kayserili biliyorsunuz, hayırseverlilikleri özellikleridir. Sadece bir cemaat değil tüm vakıf, dernek kim iyi iş yapıyorsa herkese yardım eden insanlardır. Şüphesiz hiç kimse dokunulmaz değil ama bir yolu var. Bir ciddi mevzu varsa bunlar araştırılmalı. Bunları yaparken de incitmemek gerekiyor. Yoksa tepkiler doğuyor. Meseleler onur meseleleri haline geliyor. Yanlışı göstermek ve yanlıştan insanları uzaklaştırmak gerekiyor. Mücadele akılcı olmazsa daha çok birleştirici ve dayanışma içine sokar. Kayseri’de verginin yarısını onlar öder. Titiz davranmak lazım” diye konuştu.
“BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ EN ÖNEMLİ MESELELERDENDİR, BASIN DA DÜRÜST OLMALI”
11. Cumhurbaşkanı Gül, Hürriyet Gazetesi ve medyaya yönelik saldırılara ilişkin, “Bunlar doğru değil, üzücü bir şeydir bunlar, bunların hepsi yanlış. Türkiye’nin bunları yaşamaması, konuşmaması lazım. Bunlar herkese çok zarar verir. Böyle bir Türkiye görüntüsü vermemek lazım. Basın ve ifade özgürlüğü en önemli meselelerdendir. Basın da dürüst olmalı. Basın olunca her şey serbest değildir. Ama düşünce, ifade, basın hürriyeti bunun zedelenmesi her şeyi etkiler” dedi.
“AKIL ALACAK BİR ŞEY DEĞİL”
Kamuoyunda bazı görüntüleri yer alan AK Partili Milletvekili Abdurahim Boynukalın’ın söylemlerini değerlendiren Gül, “Bir milletvekiline yakıştırmadım, çok üzüldüm. Akıl alacak bir şey değil, olmayacak şeyler bunlar” dedi.
(İHA)
