USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

''Bu bir Suriyeleştirme projesiydi''

15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içerisindeki bir grubun darbe girişimi yapmaya kalkışmasıyla başlayan süreci değerlendiren İstanbul Yeniyüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu, "Onların üzerlerindeki üniformalara aldanıp da Tür

''Bu bir Suriyeleştirme projesiydi''
19-07-2016 11:22
Google News

Türkiye 15 Temmuz Cuma gecesi tarih boyunca unutulamayacak bir gece yaşadı. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içerisindeki bir grubun kalkışma girişimi gerçekleştirmek istemesiyle başlayan süreç bir gün gibi kısa bir sürede polisler, ve darbe girişimine karşı tepkili olan halk tarafından önlendi. Türkiye için bu çok önemli süreç hakkında İHA'ya bilgi veren İstanbul Yeniyüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu, "Üzerlerindeki üniformalarına aldanıp onların Türk askeri olduğuna, TSK'nın mensubu olduğuna kimse aldanmasın. Bu son derece organize olmuş, 40 yıllık bir birikimle buralara gelmiş bir örgütlü suç çetesinin, terör örgütünün silahlı hale geldikten sonraki terör faaliyetidir. Amaçları darbe yapmaktı. Amaçları hükümeti, devleti ele geçirerek sadece Cumhurbaşkanını tutuklamak değil, onu ortadan kaldırıp oluşabilecek büyük kaos ortamından da yararlanmaktı. Bu çok açık bir şekilde bir iç savaş senaryosudur. Onların bu yaptıkları tam bir Suriyeleştirme projesiydi" diye konuştu.

"Mert değiller"
Türkiye'nin geçmişte de darbeler yaşadığını anımsatan fakat 15 Temmuz gecesi yaşananların bir örneğinin olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Hacısalihoğlu, "Halkın üzerine tankları sürüp, onları sikorski helikopterleri ile taramaları, meclisi bombalamaları… İstiklal savaşı sırasındaki düşmanlarımız bile meclise saldırmadı. Milletin malı olan o uçakları gasp edip halkı, ülkeyi, bu toprakları bombalama cürretini nasıl bulabiliyorlar kendilerinde? Bu büyük bir örgütlü kitle. Bunu yıllardır söylüyorum. Karşımıza çıkan muhalefet partililer bize sürekli "Hükümet de her şeyi paralele bağlıyor" demesin. Bu Türkiye'nin en önemli sorunudur. Terörle mücadele eden bir ülkede, terörle mücadele etmesi gereken birimin içinde iradesi buraya bağlı olmayan bir örgütle de mücadele ediyor Türkiye. Bu terör örgütünün bir yeteneği var. O da kriptolaşma yeteneği. İçlerinde Fethullah Gülen'e karşı kötü cümleler sarfedip, darbeyi yerden yere vuranlar bile var. Mert değiller. Vahim bir kalkışma anını aştık. Süreç henüz bitmedi. Ama burada halkımıza, milletimize büyük bir şükran borcumuz var. Dünyaya ders verdiler" şeklinde önemli açıklamalarda bulundu.

"Kandırılmış rütbesiz askerler bizim gözümüzde halâ Mehmetçiktir"
Kalkışmayı gerçekleştiren askerleri iki gruba ayırıp rütbesiz erlerin masum olduğunu da belirten Prof. Dr. Hacısalihoğlu, "Ast ve üst rütbelilerin tamamı bu ihanet şebekesinin üyeleridir. Hiç birini diğerinden ayırmıyorum. Olayın rengi belli olunca karargâha dönebilirlerdi ama onlar sikorski helikopterlerle televizyon kanallarına inerek oralara saldırdılar. Burada bir masumiyet yoktur. Ama aralarında kandırılmış erler var. O erlerin bir kısmına, "Boğaz Köprüsü'nde bir terör eylemi istihbaratı alındı. Polise yardım için gidiyoruz", bir kısmına ise "tatbikat yapılıyor" denildi. Erlerden çok fazla bilgi alınması gerekiyor. Onlara isim isim emri kimin, nasıl verdiğini, ne dediğini soracaklar. Bütün bu soruların cevapları içi orada tutulacaklar. Kandırılmış olan rütbesiz erler bizim gözümüzde Mehmetçiktir" diye konuştu.

"Halk demokrasi dersi verdi"
"Bu millet bir demokrasi dersi verdi. Meydanlarda iradesine sahip çıktı" diyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, "15 Temmuz İstiklal ve Demokrasi günüdür. İstiklal ve demokrasi nöbeti bir süre daha devam edecektir. Şu anda yapılacak olan iş bu kriptolaşma yeteneği olan örgütün bütün unsurlarına ulaşmaktır. Bunlar sadece ordu içinde değil ordudan emekli olanlar dâhil, onların uzantıları, emniyetin içi, bütün kamu kuruluşları, bakanlıklar, yargı ve oradaki bağlantıları, bütün sivil unsurları ve üniversitelerde de temizlik yapılmalıdır. Halk hem kararlılığını, inancını, direncini ayakta tutacak hem de bu büyük sıkıntının, belanın ne denli örgütlü bir güç olduğunu bilerek davranacaktır. Bu yüzden herkese bir görev düşüyor. Yargı önüne çıkacak, adalete hesap verecekler. Onların yaptığı gibi değil. Burada hukuk işleyecek. Bedelini millete ödeyecekler" dedi.

SİNEM ERYILMAZ

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ