ABUJA - GÖKHAN KAVAK
Nijerya'da terör örgütü Boko Haram'ın saldırıları nedeniyle yaşadıkları bölgeden Lagos'a göç etmek zorunda kalan Ebubekir Garba ve Ademu Adem, yanlarında çalıştıkları Türklerin kendilerine dost gibi davrandıklarını ve ailelerinin Türkler için dua ettiğini söyledi.
Nijerya'nın kuzeydoğusundaki Borno Eyaleti'nde terör örgütü Boko Haram örgütünün saldırıları nedeniyle binlerce kişi hayatını kaybederken, yüz binlerce insan evlerini terk edip göç etmek zorunda kalıyor.
Güvenlik riskine bağlı bölgeye yardım gönderilemiyor ve açlık tehlikesine bağlı ölüm oranları ve salgın hastalıklar her geçen gün artıyor.
Bornolu Ebubekir Garba ve Adamu Adem çatışmalardan kaçarak ailelerine yardım etmek için göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce Nijeryalı gençten sadece ikisi.
"Her zaman korku içinde derslerimizi çalışıyorduk"Nijerya'nın kuzeydoğu ucunda bulunan Borno Eyaleti'nde doğup büyüyen ve ailesi ile birlikte yıllarca burada yaşayan 33 yaşındaki Garba, mülteci kampında yaşayan ailesine yardım etmek amacıyla okulunu yarıda bırakıp Nijerya'nın en güneyinde bulunan Lagos şehrine göç etmek zorunda kaldı.
Garba, "Okulumuza yönelik saldırılar nedeniyle her zaman korku içinde derslerimizi çalışıyorduk. Saldırılar nedeniyle de okulumu yarıda bırakmak zorunda kaldım." dedi.
Okullarla birlikte pazar, market ve camilerin de hedef alındığını vurgulayan Garba, namaz için camiye gittiğinde dahi her an bir saldırı ihtimaline karşı korku içinde namaz kıldığını dile getirdi.
Garba, Borno Eyaleti'den bir kamyon kasasında bin 500 kilometrelik yolculuk yaparak Lagos'a gelerek hemen iş aramaya başladığını anlattı.
İnşaat, güvenlik ve temizlik işlerinde çalıştığını belirten Ebubekir Garba, göçmen olduğu için patronlarının hem parasını tam vermediklerini hem de kendisinin namaz kılmasına müsaade etmediklerini söyledi.
"Mescidi görünce gözlerim yaşardı"Bir arkadaşı aracılığıyla Türkiye'den gelen ve kitap yayıncılığı yapan bir firmaya başvurduğuna değinen Garba, "İş görüşmesi için evlerine gittiğimde bir mescit için ayrılmış bölüm gördüm ve o anda gözlerim yaşardı. Çünkü bu insanların Müslüman olduğunu anladım ve artık rahat namaz kılabilecektim." dedi.
Türklerin kendisine çok iyi davrandığını ve tüm haklarını verdiğinin altını çizen Garba, şunları söyledi: "Türkler bana her şeyi öğretti. Bana patron ile işçi ilişkisinden ziyade bir dost gibi davrandılar. Yeniden okula devam edebilmem için destek oldular. Ailem bunları duyduğunda Türklere çok dua etti."
Garba, ailesini çok özlediğini dile getirerek "En büyük hayalim 4 yıldır göremediğim ailemi yeniden görebilmek. Artık barış içinde yaşamak istiyorum, savaş istemiyorum." diye konuştu.
Nijerya'daki Türklerin yanında çalışan Adamu Adem de Boko Haram örgütünün saldırılarından kaçan yüzbinlerce gençten bir diğeri.
Borno Eyaleti'nde çok zor zamanlar geçirdiklerini anlatan Adem, "Borno Eyaleti'nde öğrenciydim ama saldırılar nedeniyle hiçbir zaman huzurumuz yoktu. Binlerce Bornolu genç ailesini geride bırakıp iş aramak için göç etmek zorunda kaldı." dedi.
Adem, kendilerinin şanslı olduğuna vurgu yaparak, "Şükür ki biz Türklerin yanında iş bulabildik. Ailemize düzenli olarak para gönderebiliyoruz. Hatta yanında çalıştığımız Türkler bize kalacak yer ve erzaklarımızı da veriyor." diye konuştu.
dikGAZETE.com