New York
BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Sudan'daki gelişmeler ele alındı.
Üye ülkeleri bilgilendiren BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, El Cezire eyaletinde Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) düzenlediği saldırı dalgasının, son 18 ayda yaşanan en şiddetli eylemler arasında sayıldığını ifade etti.
Bu saldırılarda, çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini ve yerinden edildiğini dile getiren DiCarlo, "28 Ekim'de bu salonda BM Genel Sekreteri'nin de belirttiği gibi, Sudan kabusun içinde sıkışıp kalmış durumda." dedi.
Faşir ve Hartum'da da çatışmaların devam ettiğine işaret eden DiCarlo, "HDK'nin sivillere yönelik saldırılarını en güçlü şekilde kınıyoruz. Ayrıca, Sudan ordusunun yerleşim bölgelerindeki ayrım gözetmeyen hava saldırılarını da şiddetle kınıyoruz." diye konuştu.
"Her iki tarafın da bu şiddetten sorumlu olduğunu vurgulamak isterim. Sudan halkının acilen bir ateşkese ihtiyacı var. Çatışmaların sona ermesi, sivilleri korumanın en etkili yoludur." diyen DiCarlo, tarafların acilen müzakere masasına oturması gerektiğini, bu çatışmadan çıkmanın tek yolunun müzakereye dayalı bir siyasi çözüm olduğunu kaydetti.
"Dış destek katliama olanak sağlıyor"
DiCarlo, iki tarafın da çatışma sahasında galip gelebileceğine inandığına dikkati çekerek, "Bu durum, ülkeye düzenli silah akışı gibi ciddi dış destek sayesinde mümkün oluyor. Açıkça ifade etmek gerekirse, tarafların bazı sözde müttefikleri Sudan'daki katliama olanak sağlıyor. Bu kabul edilemez, yasa dışıdır ve derhal sona erdirilmelidir." uyarısında bulundu.
Tarafların mutabakatı ve önemli ortakların desteğiyle bir "uyum mekanizması" kurulması önerisinde bulunan DiCarlo, bunun tarafların taahhütlerine uymaları için kritik bir adım olacağını söyledi.
"Uluslararası toplum acilen adım atmalıdır"
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Cenevre Temsilcisi ve Koordinasyon Birimi Direktörü Ramesh Rajasingham da çatışmanın üzerinden 18 ay geçmesine rağmen Sudan halkının acımasız şiddet ve durmaksızın devam eden zulüm altında tarifsiz bir acı yaşamaya devam ettiğini bildirdi.
Rajasingham, "Hiçbir rahatlama belirtisi yok. Endişe verici tahminler, çatışmanın daha da tırmanabileceğini gösteriyor." dedi.
Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerdeki yoğun çatışmalar nedeniyle sivillerin hayatını kaybettiğini ifade eden Rajasingham, son olarak Cezire'deki kitlesel öldürmeler ve dehşet verici cinsel şiddet olayları hakkında korkunç raporların geldiğini kaydetti.
Sivillerin hayatlarını kurtarmak için Sudan içinde ve komşu ülkelere doğru kaçmaya devam ettiğine işaret eden Rajasingham, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu durum, şu anda dünyanın en büyük yerinden edilme krizine yol açıyor. Geçen yılın nisan ayından itibaren 11 milyondan fazla kişi yerinden edildi. Yaklaşık 3 milyon kişi komşu ülkelere sığındı. Uluslararası Göç Örgütüne (IOM) göre, son 6 ayda Faşir bölgesinde 400 binden fazla kişi yerinden edildi."
Aynı zamanda Sudan genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen büyük bir açlık krizinin de bulunduğunu vurgulayan Rajasingham, haziran ayında yayımlanan BM Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflaması (IPC) analizine göre Sudan'da 750 binden fazla kişinin "en yüksek seviyede gıda güvencesizliği ve kıtlık koşullarıyla karşı karşıya kaldığını" söyledi.
Rajasingham, "Şiddet, Sudan'da binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Açlık, gıdasızlık ve hastalıklar ise yüzbinlerce kişinin daha hayatını tehdit ediyor. Uluslararası toplum, Sudan'da yaşananları ciddiyetle ele almalı ve buna karşı acil adım atmalıdır." dedi.
Öncelikli olarak sivillerin korunması gerektiğinin altını çizen Rajasingham, ikinci olarak, insani yardımların ihtiyaç duyulan her yoldan ulaştırılabilmesi için erişim sağlanması gerektiğine dikkati çekti.
Rajasingham, üçüncü olarak, insani kuruluşların acil yardım sağlayabilmesi için finansal desteğin devam etmesi gerektiğini belirterek, çatışmaların sonlandırılması ve Sudan'da acilen barışın sağlanması için "derhal adım atılması" çağrısında bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com