CENEVRE
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Yanghee Lee, Myanmar ordusu mensuplarının Arakanlı Müslümanlara karşı işledikleri suçlardan dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmak zorunda olduğunu söyledi.
Lee, BM Cenevre Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında, "Uluslararası toplum, Myanmarlı kurbanlar ve adalet için çalışmaya devam etmek zorunda. Şuna kesinlikle inanıyorum ki Myanmar'daki durum, BM Güvenlik Konseyi, taraf devletler ya da bir grup ülke tarafından UCM'ye havele edilmek zorunda." dedi.
Özel Raportör Lee, Myanmar'daki insan hakları ihlallerinin UCM'ye havale edilememesi durumunda, Myanmar'daki suçluların yargılanması için "uluslararası bağımsız" bir mahkeme kurulması tavsiyesinde bulundu. Lee, kendi tercihinin ise UCM olduğunu vurguladı.
"Uluslararası toplum, Myanmar'daki (insan hakları) durumu UCM'ye götürmekte başarısız olursa oturup bir mucize bekleyemeyiz." diyen Lee, Myanmar ordusunda ağır insan hakları ihlalleri yapan personelin bir şekilde kurulacak uluslararası bir mahkemede yargılanması gerektiğinin altını çizdi.
Myanmar ordusunun, ülkenin kuzeyindeki Arakan eyaletinde geçmişte de şimdi de yaptığı insan hakları ihlallerinin savaş suçu olabileceğine dikkati çeken Lee, bölgedeki Arakanlı Müslümanların yerlerinden edilmesinden de en büyük menfaati yine ordunun elde ettiğini vurguladı.
Myanmar'da 400-500 bin Arakanlı Müslüman kaldı"
Lee, UCM Savcılık Ofisinden bir ekibin, Bangladeş'teki Arakanlı Müslümanların durumuyla ilgili devam eden ön inceleme kapsamında bu ülkede çalışmasına da değinerek, "Çok umutluyum. Bu benzeri görülmemiş bir şey. Bu ileriye doğru küçük bir adımdır ama bunun adaletin önünü açmasını diliyorum." diye konuştu.
Bir soru üzerine Lee, Arakan eyaletinde kalan Müslümanların sayısını kimsenin bilmediğini, bölgede 400-500 bin arası Arakanlı Müslümanın yaşadığını tahmin ettiklerini aktardı.
Lee, Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'den umudunu kaybedip kaybetmediğine ilişkin soruya ise "O bir siyasetçi. Siyasetçi olarak bir kez seçildiniz mi amacınız bir sonraki seçimde yine seçilmek." karşılığını vererek Suu Çii'yi üstü kapalı eleştirdi.
"Tam vatandaşlık hakkı istiyoruz"
Öte yandan, BM Cenevre Ofisi'nde bir ilk yaşandı. Bangladeş'in Cox Bazar bölgesindeki kamplara sığınan Arakanlı iki Müslüman da Lee'ye basın toplantında eşlik etti.
Basın toplantısında konuşan Hamide Hatun, kocasının ve pek çok aile ferdinin Arakan eyaletinde Myanmar güvenlik güçlerince öldürüldüğünü, kendisinin de Bangladeş'e sığınmak zorunda kaldığını dile getirdi.
Hatun, tüm dünyaya çağrıda bulunarak, "Arakanlı Müslümanlar için adalet istiyoruz. Onurlu ve güvenli bir şekilde ülkemize dönmek ve vatandaşlık haklarımızın tam olarak verilmesini istiyoruz. Ayrıca, eğitim haklarından tam olarak faydalanmak istiyoruz." dedi.
"Gidecek bir evim yok"
Kamptan gelen Muhip Ullah ise "Şimdi siz bu toplantıdan sonra evlerinize gideceksiniz ama benim gidecek bir evim yok. Ben de buradan Cox Bazar'daki barınağıma gideceğim. Hepinizi oraya davet ediyorum. Gelin orada halimizi görün." ifadesini kullandı.
Ullah, BM'de Myanmar ile ilgili sürekli kararlar alındığını ama tüm bu süreçlerde kendilerine asla yer verilmemesini eleştirerek, Arakanlı Müslümanlar olarak BM'den çok söz yerine daha fazla icraat beklediklerini ifade etti.
Bangladeş'in kararına tepki
Bu arada, Cenevre'de devam eden İnsan Hakları Konseyi'nin 40'ıncı oturumunda da konuşan Özel Raportör Lee, Bangladeş hükümetinin nisanda 23 bin Arakanlı Müslümanı, izole durumdaki "Bhasan Char" adlı adaya transfer etme kararına tepki gösterdi.
Lee, bu karardan büyük endişe duyduklarını, adanın yaşam koşulları için elverişli olmadığı ve kararın yeni bir krizin kapısını arayabileceği uyarısında bulundu.
UCM ofisinden geçen hafta yapılan yazılı açıklamada, savcılık ofisinden bir ekibin, Myanmar ve Bangladeş'teki Arakanlı Müslümanların durumuyla ilgili devam eden ön inceleme kapsamında çalışacağı belirtilmişti.
UCM, geçen eylülde Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara karşı işlediği suçlarla ilgili ön inceleme başlattığını duyurmuştu.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmıştı.
Birleşmiş Milletler'e (BM) göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 745 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti ise Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.
İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com