Kümbetler, Anadolu'nun Türklüğünü belgeleyen ata mezarları olmalarının yanında, Türk çadır sanatının taşa yansıyan en güzel örnekleri olarak kabul ediliyor.
Selçuklu döneminden bugüne gelen ve hala ihtişamını koruyan "Türk çadırı" kümbetler, gövdeleri yuvarlak veya çok köşeli şekillerinin yanında bezemeleri ve süslemeleriyle görenleri hayran bırakıyor.
Genel olarak iki katlı olan kümbetlerin alt katını mezar kısmı oluşturuyor, yapının üst katı ise ibadet mekanı olarak kullanılabiliyor. İçlerinde ibadet edilecek yerlerinde bulunduğu kümbetlerin Kayseri merkezinde 30 civarında örneği bulunuyor.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celil Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kümbetlerin Türk çadırı olarak adlandırıldığını söyledi.
Kümbetlerin mimarisiyle insanı etkileyen bir özelliğe sahip olduğunu belirten Arslan, şunları kaydetti:
"Kümbetler Türk kültür sanatında, hayatında, mimarisinde köklü bir geçmişi olan bir yapı türüdür. Kümbet ve türbeler, ileri gelen şahsiyetler için yapılmış olan mezar anıtlarıdır. Aslında Türklerde İslamiyet öncesinde başlayan bir olgudur bu. Kurgan dediğimiz bir mezar geleneği vardır. Kurganlara bir mezar odası diyebiliriz. İslamiyet'te ölünün nasıl defnedileceği ayet ve uygulamalarda ortaya konmuştur. Genel itibarıyla şatafatlı mezar anıtı yapımı geleneği çok görülmez. Ancak Türkler İslamiyet'i kabul ettikten sonra, İslam öncesi inanç ve gelenekleri İslamiyet sonrasında İslami bir üslup içerisinde devam ettirmişlerdir."
Türklerin geçmişte göçebe bir yapısının olduğunu anımsatan Arslan, mimari form olarak bakıldığında, Türklerin, mezarlarını yaparken çadıra benzettiğini aktardı.
Arslan, kümbetlerin Anadolu'da ileri gelen şahsiyetler için yapıldığını hatırlatarak, Kayseri'nin merkezinde Döner, Çifte, Alaca ve Han Cami Kümbeti gibi 30'a yakın kümbetin yer aldığını ifade etti.
Türk mimarisindeki süsleme sanatının kümbetlerde uygulandığını vurgulayan Arslan, kadınlar için yapılan türbe ve kümbetlerin daha süslü olduğunu kaydetti.
Arslan, mimari olarak tarihi yapıların koruma altına alınması, toplumun bu eserlerin değerlerini bilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com