14-01-2016 18:06
‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ tarafından yayınlanan bildiride imzası bulunan akademisyenlere tepkiler çığ gibi büyüyor.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Fırat Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Son günlerde Doğu ve Güneydoğu vilayetlerimizde, eli ve kafası kanlı terör örgütüyle mücadele kapsamında gerçekleşmekte olan, bölge halkını korumaya yönelik operasyonlarla ilgili, kendisini ’aydın ve akademisyen’ olarak tanımlayan bazı kişilerin, güvenlik güçlerimize karşı başlattıkları iftira ve karalama kampanyasını esefle izlemekteyiz. 30 yılı aşkın bir süredir, milletin başına musallat olmuş, sahibi belli olmayan ve çocuk, yaşlı, masum ayırt etmeden katleden vahşi örgütle, yaşamlarını vatanı, milleti adına hiçe sayarak kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimizi, ’işkence, kötü muamele, kasıtlı ve planlı kıyım’ yapmakla suçlayan bu kişilerin, insan olan herkeste bulunması gereken doğruyla yanlışı ayırt etme yeteneğini kaybetmiş olduklarını düşünmekteyiz” denildi.
Terör örgütünün değil de devletin vatandaşlarına şiddet uyguladığını iddia edecek kadar cehalet içinde olan bu kişilerin vatan düşmanlarını sevindirmeyi bir mutluluk vesilesi saydıkları kaydedilen açıklamada, “Söz konusu güruh, devletin kendi vatandaşlarını açlık ve susuzluğa mahkum ettiğini iddia ederken; bölgedeki mevcut halin tek sorumlusu olan bu taşeron örgütten hiç bahsetmeyerek terör örgütü ve onun sahiplerine karşı duydukları sempatiyi de ortaya koymaktadırlar. Bu ihanet belgesine imza atan şahıslar bilmelidir ki, vatan ve millet söz konusu olduğunda milletin her ferdi, canı dahil olmak üzere, binlerce yıldır nasıl fedakarlıkta bulunmaktan çekinmediyse, bundan sonra da üzerine düşeni tereddüt etmeden yapacaktır” ifadelerine yer verildi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ tarafından ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlığıyla yayınlanan bildiride imzası bulunan akademisyenlere bir tepki de Nişantaşı Üniversitesi’nden geldi. Üniversitelerin siyaset değil, bilim yuvası olduğunu belirten Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, üniversitenin bildiriye imza atan akademisyenlerini istifaya davet etti.
Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisinde yer alan ifadeleri kesinlikle kabul etmediklerini belirten Levent Uysal, “Nişantaşı Üniversitesi olarak ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan olaylarla ilgili yayınlanan bildiriyi hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bu bildiriye imza veren akademisyenler meseleyi çarpıtıyor ve doğru yerden bakamıyor. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü hiçe sayan ve önemsemeyen bu bildiriye imza atan akademisyenlerin öğrencilerimize de faydası dokunacağına inanmıyorum. Bu nedenle sözkonusu bildiride ismi geçen akademisyenleri istifaya davet ediyorum. Bu konuda Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından verilecek talimatlar doğrultusunda hareket edeceğiz. Biz, ülkemizin 2023 hedeflerine katkı sağlayacak şekilde bilim ve teknoloji üretimine katkı yapmaya devam edeceğiz. Çalışmalarımızın tek ekseni de bu olacaktır” dedi.
Üniversitelerde her düşüncenin tartışılabileceğini ancak bazı kırmızı çizgilere dokunmamak gerektiğini belirten Levent Uysal, “Üniversitelerimiz her türlü görüş ve düşüncenin paylaşılıp tartışılabileceği demokratik ve özgür bir yapıya sahiptir. Ancak yüce milletimizin büyük bedeller ödeyerek sahip olduğu birtakım hassasiyetler ve kırmızı çizgiler var. Bu kırmızı çizgilere dokunulmaması ve milletin değerleriyle çatışılmaması gerekiyor” diye konuştu.
BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
Bahçeşehir Üniversitesi Senatosu tarafından ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ tarafından yayınlanan ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriyle ilgili bir açıklama geldi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ülkemiz Kamuoyuna;
Tüm dünyada üniversiteler bilimin üretildiği ve öğretildiği; insan haklarının savunulduğu, aydınlanmanın öncüsü kurumlardır. Bahçeşehir Üniversitesi olarak, bu misyon doğrultusunda; genelde ülkemizde ve dünyada insanların yaşadığı tüm acılar ve özelde ülkemizdeki terör ve sonuçları, bizlerin de yüreklerimizi yakmaktadır. Ancak, egemenlik haklarından ödün vermeden meşru savunma kapsamında terörün her türlüsü ile mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, bazı çevrelerce yayımlanan bir bildiride “Devletin vatandaşlara karşı uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor…” şeklinde dile getirilen ifadeleri kabul etmemiz asla mümkün değildir. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne, düşünce özgürlüğüne büyük saygı duyan; Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine bağlı bir üniversite olarak; yasa dışı silahlı güçleri görmezden gelen, Türkiye Cumhuriyeti’ni katliam yapmakla suçlayan, asılsız ve asla kabul edilemez ayrımcı, ırkçı anlayışları nefretle karşıladığımızı; terörün her türlüsünü lanetlediğimizi, tüm dünyanın ve ülkemizin şiddetten uzak, barış ve refah içinde yaşaması yolundaki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi, ülkemizin her yerindeki bütün yurttaşlarımıza esenlik dileklerimizle ve saygıyla sunarız.”
FIRAT ÜNİVERSİTESİ
Fırat Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Son günlerde Doğu ve Güneydoğu vilayetlerimizde, eli ve kafası kanlı terör örgütüyle mücadele kapsamında gerçekleşmekte olan, bölge halkını korumaya yönelik operasyonlarla ilgili, kendisini ’aydın ve akademisyen’ olarak tanımlayan bazı kişilerin, güvenlik güçlerimize karşı başlattıkları iftira ve karalama kampanyasını esefle izlemekteyiz. 30 yılı aşkın bir süredir, milletin başına musallat olmuş, sahibi belli olmayan ve çocuk, yaşlı, masum ayırt etmeden katleden vahşi örgütle, yaşamlarını vatanı, milleti adına hiçe sayarak kahramanca mücadele eden güvenlik güçlerimizi, ’işkence, kötü muamele, kasıtlı ve planlı kıyım’ yapmakla suçlayan bu kişilerin, insan olan herkeste bulunması gereken doğruyla yanlışı ayırt etme yeteneğini kaybetmiş olduklarını düşünmekteyiz” denildi.
Terör örgütünün değil de devletin vatandaşlarına şiddet uyguladığını iddia edecek kadar cehalet içinde olan bu kişilerin vatan düşmanlarını sevindirmeyi bir mutluluk vesilesi saydıkları kaydedilen açıklamada, “Söz konusu güruh, devletin kendi vatandaşlarını açlık ve susuzluğa mahkum ettiğini iddia ederken; bölgedeki mevcut halin tek sorumlusu olan bu taşeron örgütten hiç bahsetmeyerek terör örgütü ve onun sahiplerine karşı duydukları sempatiyi de ortaya koymaktadırlar. Bu ihanet belgesine imza atan şahıslar bilmelidir ki, vatan ve millet söz konusu olduğunda milletin her ferdi, canı dahil olmak üzere, binlerce yıldır nasıl fedakarlıkta bulunmaktan çekinmediyse, bundan sonra da üzerine düşeni tereddüt etmeden yapacaktır” ifadelerine yer verildi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ tarafından ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlığıyla yayınlanan bildiride imzası bulunan akademisyenlere bir tepki de Nişantaşı Üniversitesi’nden geldi. Üniversitelerin siyaset değil, bilim yuvası olduğunu belirten Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, üniversitenin bildiriye imza atan akademisyenlerini istifaya davet etti.
Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisinde yer alan ifadeleri kesinlikle kabul etmediklerini belirten Levent Uysal, “Nişantaşı Üniversitesi olarak ülkemizin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde yaşanan olaylarla ilgili yayınlanan bildiriyi hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bu bildiriye imza veren akademisyenler meseleyi çarpıtıyor ve doğru yerden bakamıyor. Vatanımızın bölünmez bütünlüğünü hiçe sayan ve önemsemeyen bu bildiriye imza atan akademisyenlerin öğrencilerimize de faydası dokunacağına inanmıyorum. Bu nedenle sözkonusu bildiride ismi geçen akademisyenleri istifaya davet ediyorum. Bu konuda Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından verilecek talimatlar doğrultusunda hareket edeceğiz. Biz, ülkemizin 2023 hedeflerine katkı sağlayacak şekilde bilim ve teknoloji üretimine katkı yapmaya devam edeceğiz. Çalışmalarımızın tek ekseni de bu olacaktır” dedi.
Üniversitelerde her düşüncenin tartışılabileceğini ancak bazı kırmızı çizgilere dokunmamak gerektiğini belirten Levent Uysal, “Üniversitelerimiz her türlü görüş ve düşüncenin paylaşılıp tartışılabileceği demokratik ve özgür bir yapıya sahiptir. Ancak yüce milletimizin büyük bedeller ödeyerek sahip olduğu birtakım hassasiyetler ve kırmızı çizgiler var. Bu kırmızı çizgilere dokunulmaması ve milletin değerleriyle çatışılmaması gerekiyor” diye konuştu.
BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
Bahçeşehir Üniversitesi Senatosu tarafından ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’ tarafından yayınlanan ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriyle ilgili bir açıklama geldi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Ülkemiz Kamuoyuna;
Tüm dünyada üniversiteler bilimin üretildiği ve öğretildiği; insan haklarının savunulduğu, aydınlanmanın öncüsü kurumlardır. Bahçeşehir Üniversitesi olarak, bu misyon doğrultusunda; genelde ülkemizde ve dünyada insanların yaşadığı tüm acılar ve özelde ülkemizdeki terör ve sonuçları, bizlerin de yüreklerimizi yakmaktadır. Ancak, egemenlik haklarından ödün vermeden meşru savunma kapsamında terörün her türlüsü ile mücadele eden Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, bazı çevrelerce yayımlanan bir bildiride “Devletin vatandaşlara karşı uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor…” şeklinde dile getirilen ifadeleri kabul etmemiz asla mümkün değildir. İnsan haklarına, hukukun üstünlüğüne, düşünce özgürlüğüne büyük saygı duyan; Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine bağlı bir üniversite olarak; yasa dışı silahlı güçleri görmezden gelen, Türkiye Cumhuriyeti’ni katliam yapmakla suçlayan, asılsız ve asla kabul edilemez ayrımcı, ırkçı anlayışları nefretle karşıladığımızı; terörün her türlüsünü lanetlediğimizi, tüm dünyanın ve ülkemizin şiddetten uzak, barış ve refah içinde yaşaması yolundaki çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi, ülkemizin her yerindeki bütün yurttaşlarımıza esenlik dileklerimizle ve saygıyla sunarız.”
