İstanbul
Yücel, yaklaşık 3 ay önce bağırsaklarında yaşadığı bir rahatsızlık üzerine pozitron emisyon tomografisi olarak da adlandırılan, insan vücudundaki doku ile organların fonksiyonlarını incelemek için kullanılan görüntüleme testine girdi.
Burada beyninde bir lezyon saptanan Yücel, hemen ameliyata alındı. Ameliyatın ardından yoğun bakımda vücudunun sağ tarafını hisseden fakat hareket ettiremeyen Yücel, kısa süre sonra başvurduğu Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde fizik tedavi ve rehabilitasyona başladı.
Yücel, burada haftanın 6 günü yaklaşık 1 saat boyunca vücudunun sağ tarafındaki başta kol ve bacakları olmak üzere kaslarını çalıştırdı.
Kas hafızasına yapılan erken müdahale sayesinde hareketlerini yeniden kazanan Yücel, tekerlekli sandalyeyle girdiği hastaneden aletler olmadan bağımsız yürüyerek ayrılmayı başardı.
"Bu hastalık bana geldiyse ben bunu kaçıracağım"
Emine Yücel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ameliyatından 12 gün sonra fizik tedaviye başladığını ve çabuk geliştiğini söyledi.
Hastalığın kafaya çok takılması halinde bu işin böyle ilerleyemeyeceğine dikkati çeken Yücel, "Yoğun bakımda kalırken doktor bey geldi. 'Elimi sık.' dediği zaman sıkamadım. Tabii o anda sapasağlam girip de doktor beyin elini sıkamayınca bir anlık bir çöküntü yaşadım. Oradaki hemşire hanım da 'Üzülme, geçecek.' dediği zaman 'Boş ver, yapacak bir şey yok. Bu hastalık bana geldiyse ben bunu kaçıracağım.' dedim. Allah'ıma çok şükür biraz tabii ki kendi azmimle daha sonra etrafın desteğiyle, hemşirelerin güler yüzleri sayesinde iyileştim." dedi.
Yücel, bu süreçte geceleri yatakta kendi kendine kalkmaya çalıştığını, bunu başaramayınca sinirlendiğini anlattı.
Bazı geceler sabaha kadar hiç uyuyamadığını ifade eden Yücel, "Yapacağıma umudum vardı ki ben umutlarımı hiç yitirmedim. O yoğun bakımda bir anlık da olsa insansın, umutsuzluğa kapılıyorsun. Benim küçük kızımın bayramda düğünü vardı. Onlar bir süre ertelemek istediler, 'Hayır, olmayacak.' dedim. Yani düğün kurulmuş, hazır her şey. 'Bir tık iyileşeyim de en azından yatakta gitmeyeyim.' dedim, Allah'ıma çok şükür onu da gördüm." diye konuştu.
Fizik tedavinin sonunda çok şey yapmak istediğini kaydeden Yücel, ot içinde kalan çiçeklerini temizlemeyi özlediğini söyledi.
Yücel, benzer hastalıkları yaşayanlara umutlarını hiç kesmemelerini tavsiye etti.
"Hastalar tedavide geciktikçe eklemlerde ve kaslarda sertlikler yerleşmeye başlıyor"
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ağırman, Emine Yücel'le erken dönemde tedaviye başladıklarını, ekibinin hasta ve yakınlarıyla uyumlu çalışması sonucu başarılı sonuçlar aldıklarını dile getirdi.
Erken rehabilitasyonun önemine dikkati çeken Doç. Dr. Ağırman, şöyle devam etti:
"Hastalar tedavide geciktikçe eklemlerde ve kaslarda sertlikler yerleşmeye başlıyor. Beynin erken dönem iyileşme süreci var, nöroplastisite dediğimiz beynin tekrar yeniden organize olması. Bu süreç kaçırılabiliyor. Bunun başlama süreci genelde hasardan sonraki 2-3 haftayla beraber başlar, ilk 6 ay ve belki bir yıla kadar çok hızlı bir şekilde devam eder. Bu süreç geciktikçe iyileşme süreci de giderek yavaşlamaya başlıyor. Hastanın bize erken başvurması, rehabilitasyona uyum sağlaması, bizim uyguladığımız tedavi programıyla beraber hastadan kısa sürede güzel yanıtlar almış olduk."
Doç. Dr. Ağırman, fizik tedavideki en önemli amacın beynin hasar alan bölümünün tekrar çalışmasını sağlamakla beraber diğer sağlam kalan hücrelerin de aktivasyonunu gerçekleştirmek olduğunu kaydetti.
Yücel'in kendilerine başvurduğunda yüzde 80 ila 90 arasında bir hareket kaybı yaşadığını vurgulayan Ağırman, 2 aylık süreçte yüzde 70 ve üzerinde hareketlerinde geri kazanım sağladıklarını, tekerlekli sandalyeyle geldiği hastaneden artık gündelik hayattaki işlerini kendi başına halledebilir şekilde ayrıldığını anlattı.
Doç. Dr. Ağırman, hastanın kalan rahatsızlıkları için de bir süre daha tedaviye devam edeceklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com