VAN (AA) - Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İbrahim Taşyapan, belediyelerin devletin bir parçası olduğunu belirterek, "Kamu kaynaklarını en iyi şekilde vatandaşın hizmetine sunmak zorundadılar. Bunun dışında bir görevleri yoktur. Bunun dışında herhangi bir örgüte, bir oluşuma bir diyet borçları yoktur." dedi.
Van'da 'interaktif belediyecilik' dönemi
Kentteki bir otelde, belediyenin 2017 projeleriyle ilgili tanıtım toplantısında konuşan Taşyapan, Van'da göreve başladığı günden bu yana iki genel seçim ve bir referandum geçirdiklerini, bu süreçleri vatandaşların da desteğiyle sıkıntı yaşamadan atlattıklarını söyledi.
Geride kalan dönemlerde ülkenin bazı bölgelerinde çukurların kazılması, sokakların tuzaklanması, insanların canlarına ve mallarına kastedilmesi gibi hiçbir devletin ve kamu düzenin kabullenemeyeceği sıkıntıların yaşandığını ifade eden Taşyapan, kentte alınan tedbirlerle bu tür olaylara izin vermediklerini kaydetti.
"Belli bir seviyeye geldiğinin göstergesi"Taşyapan, vatandaşların can, mal ve namusunu korumak için devletin gerekli tüm önlemleri aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Dünyada hiçbir devlet cadde ve sokaklarının işgal edilmesine müsaade etmez. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bunlara müsaade etmedi. Bu gelişmelerin ardından ülkemizde 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Ülkemizin ordusu içinde çıkan birtakım güçler, dışarıdan bazı güçlerin desteğiyle kendi insanlarımıza, kendi uçak, tank ve silahlarımızla ateş açtı. Demokrasimizin gözbebeği olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizi de bombalamaktan çekinmeyecek kadar gözü dönmüş bir darbe girişimi oldu. Çok şükür Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, vatandaşımızın, milletimizin dirayetli duruşuyla bu süreci de ülkemizi fazla bir sıkıntıya koymadan atlatabildik. Bu da bizim demokratik olgumuzun belli bir seviyeye geldiğinin göstergesidir."
Yaşanan süreçlerin ardından teröre destek veren, terör örgütleriyle irtibat kuran belediye başkanlarının tutuklanmaları halinde yerlerine kamu görevlileri ya da başkan vekili atanmasının yasal hale getirildiğini anımsatan Taşyapan, bu kapsamda İçişleri Bakanlığının onayıyla belediye başkan vekili olarak görevlendirildiğini belirtti.
"Belediyelerin terör örgütlerine diyet borcu olamaz"Taşyapan, göreve geldiği günden itibaren belediyenin durumu, personeli, ekonomisiyle ilgili tespitler yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Buralar kamunun yerleridir, kamu hizmeti üreten yerlerdir. Belediyeler devletin bir parçasıdır ve kamu kaynakları kullanırlar. Bu kamu kaynaklarını da en iyi şekilde vatandaşın hizmetine sunmak zorundadırlar. Bunun dışında bir görevleri yoktur. Bunun dışında her hangi bir örgüte, bir oluşuma bir diyet borçları yoktur. Tabii ki belediyeler seçimle gelen müesseselerdir. Belediye başkanları tabii ki de siyasi partilerde faaliyet yaparlar ama siyasi parti olsun, belediyeler olsun hiçbir zaman belediye hizmeti yürütürken vatandaşa hizmet dışında bir amaç yürütemezler. Biz, 'İşinde gücünde olan, kendisi ile alakalı ekmeğinin peşinde olan ve derdi devlete hizmet yapmak olan çalışanlarla bir sorunumuz yoktur ve bütün çalışanlar ile bu işi yürüteceğiz' dedik. Çünkü belediye bir ekip işidir, bu hizmette mutlaka beraber yapılacak işler olabilir. Biz geldiğimizde 4 bin 300 kişi civarında çalışanımız vardı. Bu çalışanların büyük bir kısmı ile yolumuza devam etmekteyiz."
Belediye olarak yapılacak hizmetlerin belirlenmesi konusunda tüm ilçelerde muhtarlarla görüşmeler yaptıklarını aktaran Taşyapan, bu çağda muhtarların "yolların çamurdan geçilemez halde" olmasından şikayet etmesini kabullenemeyeceklerini vurguladı.
Taşyapan, sağlıklı içme suyu bulunmayan mahallelere öncelik vereceklerini ve insanların sağlıklı su tüketmesini sağlamaya çalışacaklarını belirterek, köylerin su kaynağının olmaması durumunda başka kaynaklardan bunu karşılayacaklarını ifade etti.
"Belediyenin her kuruşu bize emanettir"Vatandaşlara en iyi hizmeti götürürken kaynakları da etkin kullanmaya gayret ettiklerini dile getiren Taşyapan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Belediyenin kasasına giren her kuruş bize emanettir. Eğer ki bu emaneti yerinde kullanamazsak bundan sorumlu oluruz. Hem bu dünyada kanunlar karşısında hem de diğer dünyada manevi olarak sorumlu oluruz. Dolayısıyla bu kaynakların her kuruşunu biz emanet olarak görmeliyiz. Arkadaşlarımızın da böyle çalışacaklarına inanıyorum. Gereken bütün kaynakları tahsil edeceğiz, hem de bu kaynakları kullanırken bu sorumluluk ile hareket edeceğiz. Hem israftan kaçınacağız hem de gerekli yerlerde tasarruf yapacağız."