İşitme kayıplarının tam sağırlıktan hafif işitme kaybına kadar değişebileceğini belirten Dr. Muammer Karagöz, bebek doğduktan sonra hastanede yapılacak işitme testiyle erken teşhisin mümkün olduğunu ifade etti. Bu arada bebeğin işitip işitmediğinin anne babalar tarafından takip edilebileceğini de sözlerine ekleyen Dr. Muammer Karagöz, bebeklerde görülen işitme tepkilerini dönemlerine göre şu şekilde sıraladı:
“0-3 ay arası: Bebek, anne sesini tanıyor ve duyunca sakinleşiyor. Yüksek sesler duyunca irkiliyor, bir ses duyduğunda besleniyorsa duraksıyor. 3-6 ay arası: Gürültü olduğunda uyanıyor. Çevresindeki seslerin nereden geldiğini bulmak için sesin kaynağına dönüyor. 6-12 ay arası: ‘Da da’, ‘ba ba’ gibi sesler çıkarmaya başlıyor. İsmi söyleyince tepki veriyor ve çıngırak gibi oyuncakların sesinden hoşlanıyor. 12-18 ay arası: ‘Ba ba’, ‘da da’ gibi sesler çıkarmaya devam ediyor. Sevdiği oyuncakların, eşyaların adı söylenince işaretle gösteriyor. Uzaktan ona seslenildiğinde o yöne doğru bakıyor. 18-24 ay arası: 20'ye yakın kelime söylüyor ve iki kelimelik cümleler kurabiliyor. Basit komutları yerine getiriyor. 24-36 ay arası: Bebeğinizin kelime haznesi hızla artıyor! 24 aylıkken 270 iken, 3 yaşında 1000'e yakın kelimeyi öğrenebiliyor. İsteklerini genellikle sözle anlatmayı tercih ederken, basit cümlelerle konuşabiliyor. Farklı sesleri ayırt ediyor ve kendisine söylenenleri anlıyor.”
Uygun tedavi için şart
Bütün yenidoğanların ilk 3 aylık dönemde ‘Otoakustik Emisyon Testi’ adı verilen tarama testi ile işitme fonksiyonlarının değerlendirildiğini kaydeden Dr. Muammer Karagöz, işlemin sadece birkaç dakika aldığını ve test sırasında bebeğe bir seri yumuşak klik sesi dinletildiğini söyledi. Dr. Muammer Karagöz sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşitme taraması testinden geçmeyen ve işitme kaybı olduğundan şüphelenilen bebek veya çocuk, hangi yaşta olursa olsun önce muayene gerekirse ERA ve odyometri işitme testleriyle değerlendiriliyor. Bu testlerin erken dönemde yapılarak rahatsızlığın teşhis edilmesi, tedaviye karar verilmesi açısından büyük önem taşıyor. Testler sonrasında işitme kaybı seviyesi belirlenerek, cerrahi operasyonla veya kulaklara takılan işitme cihazları ile işitme duyusu tekrar kazandırılabiliyor.”
Bazı bebekler daha riskli
Bazı çocukların işitme kaybı açısından daha fazla risk taşıdığına da değinen Dr. Muammer Karagöz, “Örneğin doğum öncesi dönemde anne baba arasındaki akrabalık bağı, ailede benzer öykü, hamilelikte ilaç kullanımı, annede hamileliğe bağlı şeker ya da yüksek tansiyon gibi hastalıklar bebeklerde işitme kayıplarına zemin hazırlayabiliyor. Doğum sırasında ise, bebeğin oksijensiz kalması, düşük doğum ağırlığı, solunum güçlüğü gibi nedenleri sayan Dr. Muammer Karagöz, “Doğum sonrasında ise, bebeğin yüksek ateşle seyredebilen bir hastalık geçirmesi, uzun süre sarılık olması, kafa travması geçirmesi gibi faktörler işitme kaybına sebep olabiliyor.” ifadelerini kullandı.
dikGAZETE.com