Fransa'daki saldırlardan "İslamofobi"ye, Paralel Yapı'dan Çözüm Sürecine, medyadaki propagandadan Anamuhalefet'in tavrına, Başbakan Davutoğlu ve seçimlere dair duruma kadar açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Habertürk televizyonunda katıldığı programda, Türkiye'de yaşananların yurtdışını, yurtdışında yaşananların ise Türkiye'yi etkilediğini belirten Akdoğan, Fransa'daki terör saldırısının dünyada genel bir çalkantı meydana getirdiğini ve küresel bir gündem yaşandığını söyledi.
Terör saldırısı karşısında Türkiye'nin ikircikli bir tavır takınmasının ve saldırıyı kınamakta geç kalmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Akdoğan, Türkiye'nin saldırının hemen ardından olayı kınadığını ve net bir tavır aldığını dile getirdi.
İşte Akdoğan'ın açıklamalarında öne çıkan bazı başlıklar:
- İslam dünyası burada iki türlü mağduriyet içerisinde. Hem bu örgütlerin hedefi durumunda hem de algı operasyonlarında yine İslam dünyasındaki ülkeler, halklar bundan bir şekilde yara alıyorlar.
- Bu olayın öncelikli mağduru İslam ülkeleridir. Algı operasyonlarının mağduru da İslam ülkeleridir. Buna karşı ortak bir mücadele anlayışı geliştirilmelidir. İstanbul ve Yemen'de olduğunda da dünya aynı şekilde kınayabilmeli, tepki gösterebilmeli, yanımızda yer alabilmeli ve taziyede bulunabilmelidir.
İçeriden (medya) baskılama...
-Ülkemizde birilerinin AK Parti ile Türkiye ile ilişkilendirilmeye çalışılan algı operasyonunun bir parçası olması bizi üzüyor.
- Otoriterleşme propagandası, terör örgütlerine, radikal unsurlarına destek oluyor propagandası, eksen kayması propagandası. Yani türlü türlü tezviratlarla bir şekilde Türkiye'yi baskılamaya dönük bir çaba olduğunu zaten görüyoruz.
Paralel Yapı, AK Parti değil, Türkiye'nin kaybetmesine razı...
- Otoriterleşme, eksen kayması teröristlere yardım ediyor iddiaları... Bahsettiğim bu konsorsiyum içerisinde lobi faaliyetleri olarak yani sadece AK Parti'ye kaybettirmek için Türkiye'nin de kaybetmesine razı olan bu yapıların olduğunu da düşünüyorum.
- Amaca ulaşmak için her yolu mübah görüyorsan, hak hukuk tanımıyorsanız çok ciddi hastalıklı bir durum vardır. İster eline silah al insanların hayatını yok et, ister komplo kur, tuzak kur, tertip kur ve insanların hayatını mahvet.
- Paralel Yapı mücadelesi, artık AK Parti'nin bir mücadelesi, kavgası değil, bu bir mücadeledir, bir devlet meselesidir, bir Milli Güvenlik sorunudur. Çünkü bu ihanet Türkiye'ye dönük bir ihanete dönüşmüştür.
Ana muhalefet varken dışarıdakilere ihtiyaç yok!
- Ana muhalefet lideri, dışarıdakilere ihtiyaç bırakmadan kendi ülkesini kötüleme konusunda çok mahir. Yani siz ne yaparsanız yapın o yine karşı tarafta olan karşıdaki kim olursa olsun karşı taraftakini tutma yaklaşımı var. Yani Suriye sizin uçağınızı düşürdüğünde sizi suçluyor. Siz karşılık olarak Suriye uçağını düşürdüğünüzde yine sizi suçluyor. Yani her halükarda karşı tarafı tutan ve sizi suçlayan bir anlayış.
Çözüm Süreci'nin geldiği nokta...
- Şu anda Çözüm Süreci örgütün silah bırakması bağlamında yürüyen bir süreçtir. Nihai çözüme ulaşmak Türkiye'nin önemli bir sorundan, terör meselesinden kurtulması anlamına gelecektir.
-Çözüme ulaşmak Türkiye'nin terör meselesinden kurtulması anlamına gelecektir
- Demokrasiyle ilgili reform paketi getirdik, hepsine karşı çıktılar. Hizmet ediyoruz eleştiriliriz, reform paketi yapıyoruz destek vermezler, komisyon kurarız üye vermezler ondan sonra da konuşuyorlar. Keşke bunlar da sürecin parçası olabilselerdi, keşke destek verebilselerdi.
- Bölgedeki meseleleri çözmeye çalışıyoruz. On yıllarca biriken sorunları çözmeye çalışıyoruz. Bunun da doğru anlaşılması gerekir. Biz takdir, teşekkür beklemiyoruz ama paçamızdan tutup aşağı doğru çekmeye çalışan bir muhalefet anlayışı var.
- Önceki sene Nevruz'da Öcalan bir çağrı yaptı değil mi? Ne dedi? 'Silahlar sussun, fikirler konuşsun, artık silah devri bitti, bundan sonra siyaset yoluyla mücadele verilmeli' dedi. Bu nedir? Bir paradigma değişimidir. Silah bırakmaktan önceki adım, silah bırakma fikriyatının gelişmesi ve kabullenilmesidir.
- Bir: Asayişi bozan olaylar. İki: Algıyı bozan söylemler. Bu ikisi de sürece zarar verir ve zehirler. Asayişi bozan olaylar da süreci zehirler, algıyı bozan söylemler de süreci zehirler. Çünkü burada önemli olan toplumsal destektir. Toplumsal desteği bunlar bozar.
Seçime endekslemiyoruz...
- Biz bunu seçime endekslemiyoruz. Sonrasına kalsın vesaire... Hızlı bir şekilde netice almamız lazım. Her geçen gün kayıptır.
- Biz seçim öncesini telaffuz ediyoruz. Keşke olabilse. Çabamız bu yönde. Hükümetin seçimden sonraya bırakalım, oyalayalım, şöyle yapalım, böyle yapalım gibi bir düşüncesi yok.
İşler yolunda diyebiliriz
- İşler yolunda diyebiliriz, tabii. Bu her şey güllük gülistanlık anlamına da gelmiyor. Daha önceki süreçlerde de birtakım olaylar olabilir. Sabotaj girişimleri olabilir. Ufak tefek gibi görünen ama mide bulandıran birtakım hadiseler olabilir. Bunların üzerine gideceğiz. Devlet bu güce sahiptir.
Bazı ülkeler Çözüm Süreci'nden rahatsız...
- Bazı ülkelerin manipülasyonları oldu. Türkiye bunu kendi iradesiyle çözmesin. Bu ayak bağından kurtulmasın. Çünkü Türkiye gerçekten bölgesel bir aktör haline geldi. Bu meseleyi çözmüş olması, kendi iradesiyle milli imkan ve kaynaklarıyla çözmüş olması birilerini rahatsız ediyor.
- Onlar için kullanışlı bir enstrüman. Bir şekilde manipüle edebildikleri, kullanabildikleri bir enstrümanın devre dışı kalmasından büyük rahatsızlık duyuyorlar.
Sürecin ilk adımı...
- İlk adım siyasi paradigmayı değiştirmektir. İnkarcı anlayış yerine, kabul eden, tanıyan, kucaklayan anlayışın gelmesi. İlgisizlik ve geri kalmışlık yerine, sosyoekonomik politikalarla yatırım ve hizmetlerle bölgeye kucak açılması. Yani çok boyutlu olarak meselenin ele alınmaya başlanması. Sürecin ilk adımı budur. Bunu biz yaptık.
Sorunlar kümesi var önümüzde...
- Bugün tünelin ucunda ışık görünüyor, önemli bir noktaya geldik diyorsak bu hükümetin 12 yılda yaptığı işlerle attığı adımlarla bu noktaya gelmiştir. Sorun normalleşmiştir, konuşulabilmiştir, tartışılabilmiştir, bir algı oluşmuştur, toplumsal destek artmıştır. Sorunlar kümesi var önümüzde. İç içe geçmiş ve bunun birçok boyutu var. Ekonomik, sosyal, siyasal vesaire...
Toplumun kabul etmeyeceği hiçbir adımı atmayız
- Bizim gizlimiz saklımız yok. Bir pazarlık var gibi insanlar düşünmesin. Biz toplumun kabul etmeyeceği hiçbir adımı atmayız. Demokratik ülkelerde hiçbir siyasi iktidar da atamaz. Çünkü seçimle iş başına gelen iktidar, halkın algısına bakar. Halkın kabulünü, desteğini önemser. Bu süreç toplumsal rızayla destekle kabulle bu noktaya gelmiştir ve o şekilde devam edecektir.
TRT Kürdi daha anlaşılır...
- TRT Şeş'i biz telaffuz ediyoruz. Oysa orada TRT 6 yazıyor. O TRT 6'yı biz altı diye okuyoruz, İngiliz six diye okuyor, Kürt de şeş diye okuyor. TRT Şeş yazmıyor orada. Kürtçe'ye TRT Kürdi diyelim. TRT Avaz var. TRT Türk var. Bu şekilde daha anlaşılır olsun maksadıyla yapılmış bir şey.
Başbakanımız Davutoğlu atom karınca...
Sayın Davutoğlu ilk başmüşavirdi, ben ikinci olarak başladım. İşte Nabi hoca vesaire... O dönemde hep birlikteydik. Danışmanken de birlikteydik, daha sonraki süreçte de birlikte olduk. Aynı dönem milletvekili olduk. Kabinede yer alıyoruz. Gerçekten çok saygıdeğer, çok muhterem, çok kabiliyetli, tam bir atom karınca Başbakanımız.
- Görüyorsunuz ne kadar ülke, ne kadar şehir. Ciddi bir çalışma... Zihin olarak, felsefe olarak, medeniyet tasavvuru olarak gerçekten zengin bir yapısı var. Hem de çok çalışkan, dürüst bir insan. Sayin Cumhurbaşkanımızı benim tarif etmeme gerek yok. Onu zaten millet takdir etti. En üst, en yüce makama taşımış oldu.
- Sayın Genel Başkanımızın başkanlığında AK Parti daha çok büyük başarılara imza atacak. Anketler de bunu gösteriyor. Bu küçümsenecek bir şey değildir. Bir parti genel başkan değiştirecek ve anketlere göre yüzde 48'lerde oy alabilecek, bu gerçekten büyük bir siyasi başarıdır.
Kaynak: AA -özet-