ANKARA (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp hastalığının sık karşılaşılan önemli bir hastalık grubu olduğunu, buna karşı alınması gereken önlemlerin başında da beslenmenin geldiğini söyledi.
Beslenmenin tek başına hastalık riskini ortaya koymadığını, ancak eşlik eden rahatsızlıkların da hastalığın gelişmesini olumsuz yönde etkilediğini dile getiren Çelik, kilolu ve obez kişilerin bu duruma daha çok dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Çelik, hastalara katı bir diyet vermek yerine sebze ve meyve ağırlıklı, sıvı tüketiminin daha çok olduğu, katı ve hayvansal gıdalardan uzak durulan bir öneride bulunduklarını, tüketmeleri gereken eti de ızgara, haşlama ya da buğulama şeklinde pişirmelerini önerdiklerini aktardı.
Kalp hastalarının trans yağ içeriği olan ürünleri de kesinlikle tercih etmemelerini isteyen Çelik, "Kırmızı ve beyaz ette, süt ürünlerinde trans yağ oranı azdır. Hazır gıdalarda, salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş gıdalarda trans yağ oranı fazladır. Bunlar da kalp duvarlarını etkileyerek, hastalığın kötü yönde gelişmesine ya da hastalık gelişmesine yol açabiliyor. Ambalajlı gıdalardan uzak durun. Hipertansif hastaların da tuza dikkat etmeleri gerekiyor. Salça, tuz, peynir ve salamura gıdaların hepsinde yoğun miktarda tuz vardır. Bunları da belli bir kıvamda tutmak gerekiyor." diye konuştu.
"Az ve sık aralıklarla yemek yiyin"Bir aylık uzun bir oruç döneminden sonra bayrama geçildiği zaman insanların biraz daha rehavete kapılarak uzak kaldıkları gıdalardan daha yoğun ve sık yemeye çalıştıklarını ifade eden Murat Çelik, bayram için şu önerilerde bulundu:
"Bayramda az ve sık aralıklarla yiyin. Tatlı, baklava ve diğer tatlı çeşitlerini de aşırı tüketmeyin. Kalp hastaları, glisemik indeksi yüksek gıdaları tükettiği zaman bunlar kısa dönemde şeker düzeylerinde dengesizliklere yol açarak, hastalığın kötü yönde etkilenmesine neden olabiliyor. Bayram kalbinize ağır gelmesin, yediklerimize dikkat edelim. Bir aylık detoks arınma döneminden sonra bunu bir yaşam tarzı haline getirerek, bir ömür sürdürmek her zaman için kalbe daha iyi gelecektir."
Muhabir: Duygu Yener
