Batuhan Yaşar'ın yazısının tamamı ise şöyle:
"PKK, şehir savaşlarında yenildi. Üst aklın uygulamaya koyduğu planda PKK 30 ilçeye bu savaşı yayacak, ardından Türkiye iç savaşa sürüklenecekti.
İstihbarat birimlerindeki bilgilere göre, 6 yılı kapsayan bir plan vardı masanın üzerinde. Gerçekten inanılır gibi değil. Ama olmadı. Asker, polis, korucu âdeta destan yazdı.Şehirlerdeki PKK yapılanması değil 6 yıl, 6 ayda yok edildi.
Ne terör örgütü ne de onun üst aklı böylesine kısa sürede şehirlerden kazınacaklarını hesaplayamamıştı. Terör örgütü ve işbirlikçileri hiç beklemedikleri bir mağlubiyet aldı. Oysa nelere cüret etmişlerdi. Türkiye adım adım Iraklaşacak, Suriyeleşecekti.. Ne sözler verilmişti. Ama yapamadılar. Güvenlik güçleri bu oyunu da bozdu. Türkiye 22 Temmuz 2015’ten beri terör örgütlerinin sistematik saldırıları altında. Suriye’de birbiri ile savaşıyor gibi görünenler Türkiye’de tam ve kati iş birliği içinde. Matruşkanın içinden hiç beklemediğiniz bir şey çıkabiliyor.
Bu da bize vekaletler savaşlarında geldiğimiz noktayı gösteriyor. Sahada paslaşıyorlar. Birbirlerine ortalar yapıyorlar. Yine böyle bir hain tezgâh İstanbul’da işledi. Türkiye bedeller ödedi, ödemeye de devam ediyor. İlk bakışta terör örgütü PKK’nın işi gibi görünen kanlı saldırının arka planında, DAEŞ, DHKP-C, TAK, HBDH ve alfabenin 29 harfi içinden yan yana getirilerek oluşturulan onlarca terör örgütünün izini görmek mümkün.
Hatırlar mısınız, Bursa’daki canlı bomba başta DAEŞ sanılmıştı. Güvenlik güçleri PKK’yı deşifre edince de TAK saldırıyı üstlenmişti. Bu süre zarfında ne DAEŞ’in ne de PKK’nın sesi çıkmamıştı. Diyarbakır saldırısının ikizi: Mübarek Ramazan ayında yapılan bu kanlı saldırı, Diyarbakır’daki bombalı saldırının ikizi, kopyası gibi duruyor. 1 Nisan 2016’da, Diyarbakır Bağlar'da Çevik Kuvvet aracının geçişi sırasında yol kenarına park edilen bomba yüklü araç infilak ettirilmiş 7 polis şehit olmuştu.
Hatta, saldırının faillerinden birisi İstanbul’da yakalanmıştı. O kadar benzerlik var ki neredeyse ‘aynı hücre gerçekleştirmiş’ diyeceğiz! Biz burada yaptığımız araştırmadan çıkan sonuçları paylaşıyoruz. Bütün bu detaylar polisin yapacağı araştırmalar sonunda netleşecektir. Çok ilginçtir kanlı saldırının hemen ardından BBC’nin internet sitesinde saldırıyla ilgili şu başlık atılmıştı: “A bomb attack targeting a police bus has killed at least 11 people” BBC yine şaşırtmamıştı.
Yapması gerekeni yapmıştı. ‘Hedefte polis aracı vardı’ diyerek aslında bu kanlı saldırıyı meşrulaştırma peşindeydi... Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan tam da bu oyuna dikkat çekti: “Açık net söyleyeyim, terör örgütünün sivil, asker, polis ayrımı bizi pek bağlamaz. Askerimizin, polisimizin ve korucumuzun görevi bütün milletin güvenliğini sağlamaktır.” Şimdi gelin hep beraber sesli düşünelim isterseniz; - 15 aydır Alman Parlamentosundaki bir komisyonda uyutulan Ermeni tasarısı ne oldu da birden uyandırıldı ve hooop oylatıp kabul ettirildi..
- YPG armalı ABD askerlerini burnumuzun dibinde görmedik mi? - Fırat’ın batısına geçişine yönelik denemeler hiç hız kesti mi? - Süper Kobra helikopterimiz Rus füzesiyle düşürülmedi mi? - Nusaybin’de ABD/İsveç yapımı antitank füzesi PKK’nın eline nasıl geçti? - Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da patlayan otomobillerin hepsinde Suriye izi bulunmadı mı? - 15 tonluk bomba Diyarbakır’ın göbeğinde patlatılmak istenmedi mi? - Aynı TAK gibi PKK içinden türetilen HBDH (Halkların Birleşik Devrim Hareketi) Doğu Karadeniz’de ne yapmaya çalışıyor dersiniz..
‘Konumuzla ne ilgisi var’ dediğinizi duyuyorum. ‘Bunların hepsi İstanbul’daki kanlı saldırı ile direkt bağlantılıdır’ demek filan da istemedik. Ama hiçbir şey de göründüğü gibi değil biliyorsunuz. Kendi deyimiyle şehir savaşlarında çok ağır bir mağlubiyet alan PKK, belki de HBDH’nin ve DHKP-C’nin de yardımıyla yıkılmadım ayaktayım mesajı vermeye çalıştı. Hepsi Başbakan Binali Yıldırım’ın da dediği gibi ortaya çıkarılacak. Gerçekten de dostları çoğaltıp düşmanları azaltmaya özellikle de şu günlerde ihtiyacımız var. Ama tam da mevsimi başlamışken turizme vurulmak istenen darbeyi unutmayalım. (Almanya ve İngiltere’den yapılan seyahat uyarıları)
PKK’nın altında marjinal sol gruplarla desteklenen ve oluşturulan Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ni (HBDH) de yazın bir kenara. PKK’nın giremeyeceği yerlere HBDH ile ulaşılmaya çalışılıyor. Doğu Karadeniz gibi. Ege gibi. Üst akıl her gün başka bir hamle ile o bir türlü yakalayamadığı büyük balığın peşinde.. Küçük bir not: Bu iş siyasetin konusu değil. Terörün üzerinden siyaset yapanlara prim verirsek o üst aklın istediğini tam da yapmış oluruz."
dikGAZETE.com