BOLU
Vuslat Platformu ve Üsküdar Belediyesi tarafından Abant'ta düzenlenen "Aile, Toplum ve Devlet Semozyumu"na katılan Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, herkesin aile üyesi olması nedeniyle bu konuda söyleyecek bir şeyleri olduğunu düşündüğünü söyledi.
"Kendi kimliğimizi oluşturup onu yaşamamız, sahip çıkmamız çok önemli." diyen Erdoğan, bütün bu değerler sisteminin korunak yerinin aile olduğunu düşündüğünü, temel vurgulamak istediği noktanın ve değerlerin, nesilden nesile korunarak aktarılabildiği ünitenin aile olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Avrupa'da aile kurumu, evlilik ve çocuk sahibi olmanın tükendiğini ifade etti.
Aile kurumunun, değerlerin yaşatılması için ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz evlenmek diyoruz, ev bark sahibi olmak diyoruz. Eski Türkçe'de mabet anlamına geliyor. Yani ev bark sahibi olduğunuz zaman, mabediniz eviniz çünkü bütün inancınızı, değerlerinizi orada saklıyorsunuz ve orada yaşatıyorsunuz. Gelecek nesillere oradan aktarıyorsunuz. Dolayısıyla evimiz büyüktür. Büyükanne, büyükbaba, dede... Onlar evin içerisindedir. Geniş ailedir. Herkes birliktedir. Çocuklar için büyük bir eğitim ortamıdır aynı zamanda. Anne bir şey, baba başka bir şey verir. Büyükbaba ise başka bir şey verir. Niye? Hepsinin farklı bir mesleği vardır. Farklı tecrübeleri var."
"Çökmek istemiyorsak aile kurumumuzu yeniden ihya etmeliyiz"
Aile denildiği zaman kadının anlaşılmaması gerektiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ailede erkek, çocuk büyükbaba da var. Aile deyince kadın... Bunu aşmaya çalışalım. Ailede herkesin sorumlulukları var. Aile kurumunu eğer ecdadımızdan gördüğümüz, duyduğumuz, büyüklerimizden işittiğimiz aileyi yeniden getiremezsek, bu gelişme yobazlık değildir. Medeni, modern olabirsiniz ama geniş ailelere sahip olabirsiniz. Amerika mesela aileyi kutsayarak fimlerde, dizilerde korumaya çalışır. Biraz yeniden hayat tarzlarımızı, örgütlenmemizi ailenin güçlendirilmesine imkan sağlayacak hale getirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Ümit ediyorum ki bu gündemi koruyabilirsek, değerlerimizi de gelecek nesillere aktarmamız için bir fırsat olur. 21. yüzyıl gerçekten bizim yüzyılımız olacak ama aile kurumunu kaybedersek, biz de darma dağın oluruz. Şu anda batının çöküşünün merkezinde, aile kurumunun bitişi var. Eğer biz de o çöküşle birlikte çökmek istemiyorsak aile kurumumuzu yeniden ihya etmeliyiz ve onun sonunda göreceksiniz hiç ummadığımız müjdeler nasıl gerçekleştiyse son 15 yılda nice müjdeleri, nice 15 yılda yaşayacağımızı görüyorum."
.
dikGAZETE.com