06-01-2016 19:07
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Ne idüğü belirsiz bir başkanlık sistemi ısrarları, yeni anayasa yapma iddiaları önüne kazılmış bir hendektir” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında devam ederken, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç bir basın toplantısı düzenledi. Aylan Bebek’ten sonra Ayvalık sahillerinin fotoğrafının yürek sızlattığını anlatan Koç, “İnsanlar umutlarıyla, gelecek hayalleriyle bile bile ölüme gidebiliyorlar. Bu mülteci akınına sebep olan savaşı çıkartanlar, körükleyenler, besleyenler, saçma sapan hayallerle bu sürecin daha kötüye gitmesini sağlayanlar siyaseten bu işin temel sorumlusudurlar. Tüm dünya da suçlu bütün bunlara göz yumduğu için. Herkes kendi bulunduğu mahalleden kendi siyasi çıkarını gözetiyor ve bütün bu acı sahnelere tanık olma tercihini de yapıyorlar. Daha fazla adım atılamıyor. Türkiye’nin bu mülteci yükünü tek başına taşımasının mümkün olmadığını ifade ettik. Bu hem Türkiye’nin kapasitesi açısından çok zorlayıcı hem de mültecilere yapılan ayrı bir boyutta kötülük olduğunu ifade ettik. İktidar mültecileri insan kimliklerinden sıyırıp AB ve Batı ile ilişkilerde bir koz olarak kullanma yolunu da seçti” diye konuştu.
“NE İDÜĞÜ BELİRSİZ BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ ISRARLARI YENİ ANAYASA YAPMA İDDİALARI ÖNÜNE KAZILMIŞ BİR HENDEKTİR”
Anayasa tartışmalarıyla ilgili görüşmelerin ilk turunun yapıldığını hatırlatan Koç, şöyle konuştu:
“Hiç kimse bir tereddüt içine girmesin. CHP görüşmeyi bir anayasa çalışma komisyonunun tekrar canlandırılması konusunda kapıyı araladı. Bu kapıdan her türlü başkanlık talebi geçer şeklinde bir takım tezler var. Biz ne olduğumuzu, ilkelerimizi biliyoruz. Ne idüğü belirsiz bir başkanlık sistemi ısrarları yeni anayasa yapma iddiaları önüne kazılmış bir hendektir. Kimi ilçelerde hendek kazıyor, içine bomba, mayın döşüyor. Kimisi de yeni, çağdaş, insan hak ve özgürlüklerini temel alan, vesayetlerden arınmış bir yeni anayasa çerçevesi ortaya koyarken başkanlık iddialarını koşul olarak sokuşturuyor. Bu da bir çeşit anayasa hendek kazmaktır. Bunu savunanlara, bu tezi koruyanlara bu benzetmeyi yapmak zorundayız. Bir başka çeşit siyasi hendek kazma yolu da başkanlık sistemi üzerindeki ısrarlardır. Adını tam koyamadıkları, ete kemiğe büründüremedikleri ortada. Dillerinin altında yatanı bir türlü söylemiyorlar. Ben özetleyeyim, ne arzu ediyorsunuz, meramınız ne? Yavaş yavaş Güney Amerika faşizmine doğru giden bir sistemi oluşturacağız. Boşuna Hitler’le yatıp Hitler’le kalkmıyor birileri. Yetersizsiniz, sığsınız ve her türlü denetimden uzak her türlü sorumluluğu taşıyarak başkanlık taslıyorsunuz. Sayın Davutoğlu, başkanlık sistemini savunuyoruz dediğiniz anda ifade ettiğiniz bütün süslü cümlelerin içi boşalıyor ve siz maalesef siyasi figüranlığı kabul etmiş oluyorsunuz.”
“FİİLEN BİR OHAL UYGULAMASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan sahnelerin dayanılması zor acı dramları getirdiğini kaydeden Koç, “Şuanda fiilen bir olağanüstü hal uygulaması var. Kanunen yok gibi gözüküyor ama fiilen bir OHAL uygulamasıyla karşı karşıyayız. İlan edilmemiş bir sıkıyönetim koşulları geçerli şuan. Fiili bir OHAL dönemi, fiili bir sıkıyönetim dönemi ve fiili bir başkanlık dönemi var. Çünkü tek kişi konuşuyor. Güvenlikle ilgili, bölgeyle ilgili tek kişi konuşuyor. Bölge acı çekiyor. Her gün şehitlerimiz var. Bu işi akılla izanla, büyük devlet olmanın ferasetiyle, büyük devlet olmanın sorumluluğuyla mutlaka çözmek zorundayız. Meşruiyet içinde çözmek zorundayız. Terörle mücadeleni yaparken ulusal ve uluslararası hukuka bağlı kalarak bu mücadeleni sürdüreceksin, devlet bu demektir” ifadelerini kullandı.
“SUUDİ ARABİSTAN PARALELİ BİR ÇİZGİYLE GİDERSE TÜRKİYE ZATEN KAYBETTİĞİ BİRÇOK DENGE AYAĞINI HİÇ SAĞLAYAMAMAK ÜZERE BUNDAN SONRASINDA İYİCE KAYBEDECEKTİR”
Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerginliğe değinen Koç, “Türkiye’ye büyük rol düşüyor. Eğer bu mezheplerden bir tanesinin eksenine takılarak Suudi Arabistan paraleli bir çizgiyle giderse Türkiye, zaten kaybettiği birçok denge ayağını hiç sağlayamamak üzere bundan sonrasında iyice kaybedecektir. Sünni ittifak içerisinde Suudi Arabistan ekseninde dün küfür ettikleri Sisi ile yan yana gelmeyi içlerine sindirerek bu Sünni ekseninde bir ittifaka giriştiklerine tanık olmuştuk. Türkiye burada şuana kadar AK Parti’nin izlediği dış politika Türkiye’yi Suudi Arabistan’ın kuyruğuna takacak şekilde görüntü veriyorsa, bu biran önce aşılması gereken bir durumdur. Dışişleri Bakanlığı resmi sözcüsünden idamlar üzerine tavır belgeleyen konuşması gelmemiştir. Açıklanması gereken bir durumdur” dedi.
“NE ZAMANDIR TÜRKİYE İSRAİL’E MUHTAÇ HALE GETİRİLDİ TARTIŞMALARI BAŞLADI, ŞİMDİ CUMA İLE İLGİLİ BİR DÜZENLEME GELİYOR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cuma namazlarıyla ilgili bir genelge hazırladıkları yönündeki açıklamasına ilişkin olarak Haluk Koç, şunları kaydetti:
“Benim bildiğim kadarıyla cuma günü ibadet etmek isteyenin önüne bir engel çıkarıldığına ben tanık olmadım. Varsa böyle bir engel yapılıyor diyen ifade edebilir. İbadet özgürlüğü din, inanç, ibadet özgürlüğü hepimizin en saygılı olması gereken özgürlük alanlarından bir tanesi. Hiç kimsenin ibadet inancını yerine getirirken hiçbir engelle karşılaşmaması hepimizin hassaslıkla üzerinde durmamız gereken bir konu. Bayram değil seyran değil bu niye böyle oluyor diye düşünecek olursanız baktığınız zaman bir defa dini siyasete alet etme alışkanlığı zora geldiği zaman kullanılan bir yöntem. ‘Türkiye İsrail’e muhtaç hale geldi’, bu sözün belli mahallerde yarattığı bir duygu tepkisi, duygusal kabarma söz konusu. Ne zamandır Türkiye İsrail’e muhtaç hale getirildi tartışmaları başladı, şimdi cuma ile ilgili bir düzenleme geliyor.”
“HER ZAMAN ÇARŞAF LİSTE UYGULANMASINDAN YANAYIM”
Gazetecilerin CHP kurultayında çarşaf liste mi, blok liste mi olacağını sorması üzerine Koç, “Bilmiyorum ben parti sözcüsü olarak kendi görüşümü söyleyeyim. Her zaman çarşaf liste uygulanmasından yanayım kurultayda. Asıl olan uygulama tek ve ortak listedir. Yani çarşaf listedir. Ama yeterli imza sayısıyla başvurulduğunda blok listeyle seçimlerin yapılması bir önerge halinde teklif edilebilir. Kurultay gününü beklemek lazım” karşılığını verdi.
(İHA)
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında devam ederken, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç bir basın toplantısı düzenledi. Aylan Bebek’ten sonra Ayvalık sahillerinin fotoğrafının yürek sızlattığını anlatan Koç, “İnsanlar umutlarıyla, gelecek hayalleriyle bile bile ölüme gidebiliyorlar. Bu mülteci akınına sebep olan savaşı çıkartanlar, körükleyenler, besleyenler, saçma sapan hayallerle bu sürecin daha kötüye gitmesini sağlayanlar siyaseten bu işin temel sorumlusudurlar. Tüm dünya da suçlu bütün bunlara göz yumduğu için. Herkes kendi bulunduğu mahalleden kendi siyasi çıkarını gözetiyor ve bütün bu acı sahnelere tanık olma tercihini de yapıyorlar. Daha fazla adım atılamıyor. Türkiye’nin bu mülteci yükünü tek başına taşımasının mümkün olmadığını ifade ettik. Bu hem Türkiye’nin kapasitesi açısından çok zorlayıcı hem de mültecilere yapılan ayrı bir boyutta kötülük olduğunu ifade ettik. İktidar mültecileri insan kimliklerinden sıyırıp AB ve Batı ile ilişkilerde bir koz olarak kullanma yolunu da seçti” diye konuştu.
“NE İDÜĞÜ BELİRSİZ BİR BAŞKANLIK SİSTEMİ ISRARLARI YENİ ANAYASA YAPMA İDDİALARI ÖNÜNE KAZILMIŞ BİR HENDEKTİR”
Anayasa tartışmalarıyla ilgili görüşmelerin ilk turunun yapıldığını hatırlatan Koç, şöyle konuştu:
“Hiç kimse bir tereddüt içine girmesin. CHP görüşmeyi bir anayasa çalışma komisyonunun tekrar canlandırılması konusunda kapıyı araladı. Bu kapıdan her türlü başkanlık talebi geçer şeklinde bir takım tezler var. Biz ne olduğumuzu, ilkelerimizi biliyoruz. Ne idüğü belirsiz bir başkanlık sistemi ısrarları yeni anayasa yapma iddiaları önüne kazılmış bir hendektir. Kimi ilçelerde hendek kazıyor, içine bomba, mayın döşüyor. Kimisi de yeni, çağdaş, insan hak ve özgürlüklerini temel alan, vesayetlerden arınmış bir yeni anayasa çerçevesi ortaya koyarken başkanlık iddialarını koşul olarak sokuşturuyor. Bu da bir çeşit anayasa hendek kazmaktır. Bunu savunanlara, bu tezi koruyanlara bu benzetmeyi yapmak zorundayız. Bir başka çeşit siyasi hendek kazma yolu da başkanlık sistemi üzerindeki ısrarlardır. Adını tam koyamadıkları, ete kemiğe büründüremedikleri ortada. Dillerinin altında yatanı bir türlü söylemiyorlar. Ben özetleyeyim, ne arzu ediyorsunuz, meramınız ne? Yavaş yavaş Güney Amerika faşizmine doğru giden bir sistemi oluşturacağız. Boşuna Hitler’le yatıp Hitler’le kalkmıyor birileri. Yetersizsiniz, sığsınız ve her türlü denetimden uzak her türlü sorumluluğu taşıyarak başkanlık taslıyorsunuz. Sayın Davutoğlu, başkanlık sistemini savunuyoruz dediğiniz anda ifade ettiğiniz bütün süslü cümlelerin içi boşalıyor ve siz maalesef siyasi figüranlığı kabul etmiş oluyorsunuz.”
“FİİLEN BİR OHAL UYGULAMASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan sahnelerin dayanılması zor acı dramları getirdiğini kaydeden Koç, “Şuanda fiilen bir olağanüstü hal uygulaması var. Kanunen yok gibi gözüküyor ama fiilen bir OHAL uygulamasıyla karşı karşıyayız. İlan edilmemiş bir sıkıyönetim koşulları geçerli şuan. Fiili bir OHAL dönemi, fiili bir sıkıyönetim dönemi ve fiili bir başkanlık dönemi var. Çünkü tek kişi konuşuyor. Güvenlikle ilgili, bölgeyle ilgili tek kişi konuşuyor. Bölge acı çekiyor. Her gün şehitlerimiz var. Bu işi akılla izanla, büyük devlet olmanın ferasetiyle, büyük devlet olmanın sorumluluğuyla mutlaka çözmek zorundayız. Meşruiyet içinde çözmek zorundayız. Terörle mücadeleni yaparken ulusal ve uluslararası hukuka bağlı kalarak bu mücadeleni sürdüreceksin, devlet bu demektir” ifadelerini kullandı.
“SUUDİ ARABİSTAN PARALELİ BİR ÇİZGİYLE GİDERSE TÜRKİYE ZATEN KAYBETTİĞİ BİRÇOK DENGE AYAĞINI HİÇ SAĞLAYAMAMAK ÜZERE BUNDAN SONRASINDA İYİCE KAYBEDECEKTİR”
Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerginliğe değinen Koç, “Türkiye’ye büyük rol düşüyor. Eğer bu mezheplerden bir tanesinin eksenine takılarak Suudi Arabistan paraleli bir çizgiyle giderse Türkiye, zaten kaybettiği birçok denge ayağını hiç sağlayamamak üzere bundan sonrasında iyice kaybedecektir. Sünni ittifak içerisinde Suudi Arabistan ekseninde dün küfür ettikleri Sisi ile yan yana gelmeyi içlerine sindirerek bu Sünni ekseninde bir ittifaka giriştiklerine tanık olmuştuk. Türkiye burada şuana kadar AK Parti’nin izlediği dış politika Türkiye’yi Suudi Arabistan’ın kuyruğuna takacak şekilde görüntü veriyorsa, bu biran önce aşılması gereken bir durumdur. Dışişleri Bakanlığı resmi sözcüsünden idamlar üzerine tavır belgeleyen konuşması gelmemiştir. Açıklanması gereken bir durumdur” dedi.
“NE ZAMANDIR TÜRKİYE İSRAİL’E MUHTAÇ HALE GETİRİLDİ TARTIŞMALARI BAŞLADI, ŞİMDİ CUMA İLE İLGİLİ BİR DÜZENLEME GELİYOR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun cuma namazlarıyla ilgili bir genelge hazırladıkları yönündeki açıklamasına ilişkin olarak Haluk Koç, şunları kaydetti:
“Benim bildiğim kadarıyla cuma günü ibadet etmek isteyenin önüne bir engel çıkarıldığına ben tanık olmadım. Varsa böyle bir engel yapılıyor diyen ifade edebilir. İbadet özgürlüğü din, inanç, ibadet özgürlüğü hepimizin en saygılı olması gereken özgürlük alanlarından bir tanesi. Hiç kimsenin ibadet inancını yerine getirirken hiçbir engelle karşılaşmaması hepimizin hassaslıkla üzerinde durmamız gereken bir konu. Bayram değil seyran değil bu niye böyle oluyor diye düşünecek olursanız baktığınız zaman bir defa dini siyasete alet etme alışkanlığı zora geldiği zaman kullanılan bir yöntem. ‘Türkiye İsrail’e muhtaç hale geldi’, bu sözün belli mahallerde yarattığı bir duygu tepkisi, duygusal kabarma söz konusu. Ne zamandır Türkiye İsrail’e muhtaç hale getirildi tartışmaları başladı, şimdi cuma ile ilgili bir düzenleme geliyor.”
“HER ZAMAN ÇARŞAF LİSTE UYGULANMASINDAN YANAYIM”
Gazetecilerin CHP kurultayında çarşaf liste mi, blok liste mi olacağını sorması üzerine Koç, “Bilmiyorum ben parti sözcüsü olarak kendi görüşümü söyleyeyim. Her zaman çarşaf liste uygulanmasından yanayım kurultayda. Asıl olan uygulama tek ve ortak listedir. Yani çarşaf listedir. Ama yeterli imza sayısıyla başvurulduğunda blok listeyle seçimlerin yapılması bir önerge halinde teklif edilebilir. Kurultay gününü beklemek lazım” karşılığını verdi.
(İHA)
