Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, katıldığı bir televizyon programında Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Rus uçağının FETÖ'cü subaylar tarafından düşürüldüğünü savunan Başkan Gökçek, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ile barışmadığını da söyledi. Gökçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da Kızılay’da her akşam düzenlenen demokrasi nöbetlerine davet ederek, “Kendisini bizzat kendim takdim edeceğim” dedi.
Kalkışmanın yaşandığı gece nerede olduğu sorusuna cevap veren Başkan Gökçek, “Ben geceleri genellikle neredeyse 04.00’e kadar belediyede olurum. O gün Rusya’dan Putin’in danışmanı olan Aleksandr Dugin geldi. Onunla 1 saat kadar sohbet ettik. Biraz oyalandım ve uçakların havalanmasından 10-15 dakika önce belediyeden ayrıldım” diye konuştu.
Gökçek “O kadar enteresan ki Sayın Cumhurbaşkanı 15 dakikayla kurtardı. Ben de belediyeden çıkmamdan tam yarım saat sonra 2 astsubay belediyeye geliyor ve beni soruyorlar. Yani ben de yarım saatle kurtardım. Bu astsubayların arkasında mutlaka bir tim vardı, onlar öncelikle sordu ve çalışanlar ‘burada’ deseler arkadan asker gelecek ve beni alacaktı. Talimat da şuydu; '400 kişinin alnına sıkacaksınız.' Biri de bendim. Polis arkadaşlar söyledi bunları. ‘Karşılaşıldığı yerde sıkacaksınız alnına ve direndi diye zabıt tutacaksınız’ denmiş. Mamak’ta da toplu mezar yeri hazırlamışlar” açıklamasında bulundu.
Büyükşehir Belediyesi’nden ayrılmasının ardından eve uğradığını ve oğlu Osman Gökçek’i yanına çağırarak uzaklaşmaları gerektiğini söylediğini anlatan Başkan Gökçek, Osman Gökçek’in Beyaz TV’ye gitmeyi istediğini söyleyip gelmediğini belirtti. Kendisinin de ilk olarak Beyaz TV’ye canlı yayında bağlanıp, halkı meydanlara çağırdığını ifade eden Başkan Gökçek, “Ardından da tweet attım, halkı sokaklara davet ettim. Saate bakmak aklıma gelmedi ama uçakların uçmasından yarım saat sonra falandı” diye konuştu.
“Araçlarımızı birer tıkama aracı olarak kullandık”
Başkan Gökçek, kendisinin de televizyonlara bağlandığını, açıklamalar yapıp tweet'ler attığını belirterek, “5-6 arkadaşımla birlikte Öveçler tarafında, Konya Yolu’na yakın bir yerdeki bir gecekonduya gittim ve geceyi orada geçirdim. Valilikten ve emniyetten bazı tanıdığım arkadaşlar, devamlı bizden yardım istediler. Biz de kendi karayolu araçlarımızı, bütün araçlarımızı tabiri caizse birer tıkama aracı olarak kullandık” diye konuştu.
“Ankara’daki alt ve üst yapıda 4 milyon liralık zarar var”
Emniyetin kendisini koruma ekibini artırdığını, silahı bulunduğunu ancak taşımadığını kaydeden Başkan Melih Gökçek, Büyükşehir Belediyesi tarafından darbe kalkışmasına ilişkin açılan davaya ilişkin soru üzerine de, “Davada iki muhatap aldık. Biri FETÖ, biri de Akın Öztürk. Belediyeye verilen zararlarla birlikte bir dava açtık. 4 milyon TL’lik bir zarar var. Alt yapıya, duraklara, yola, direklere verdikleri zarar. Tankların asfaltı perişan etmesi söz konusu. Üst geçitlere hasar verdiler. Bir ön dava açtık” cevabını verdi.
"Yerime getirecekleri kişiyi tanımak isterdik”
Darbe kalkışmasının başarılı olması durumunda İlhan Karasu’nun kendisinin yerine Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının planlandığına ilişkin iddiaya cevap veren Gökçek, “Tanımıyorum ama mümkün olsa tanışmak isterim. Belediyeyi ne kadar biliyor da yönetecekti, bunları sormak isterdim” dedi.
Twitter’dan ABD’ye de bir takım çağrılarda bulunduğunu kaydeden Başkan Gökçek, Türkiye’de yaşanan darbe kalkışmasına Amerika’nın refleksinin son derece zayıf olduğunu ifade ederek, “İkiz Kuleler'e saldırı olduğunda dünyanın dört bir tarafında ne kadar kişi varsa Guantanamo Kampı’na topladılar. Bizde ise yakalananlara halkın attığı iki yumruktan dolayı işkence edildiğini söylüyorlar. Bu kişiler 248 kişi şehit ettiler” diye konuştu.
“ABD Gülen’i teslim etmezse ilişkiler bozulur”
“Avrupa Birliği olsun, ABD olsun, bizdeki darbe girişimine karşı refleksleri son derece az. Halk da böyle düşünüyor ve bunun ortadan kaldırılması lazım. Amerika, Fethullah Gülen’i teslim edecek mi etmeyecek mi? Etmezse bu fikir kesinleşir. ABD ilişkileri çok ciddi anlamda bozulur. Türkiye’de de ABD karşıtı bir nefret uyanmaya başladı ve bu artar” diyen Gökçek, Amerika’da herhangi bir teröristle ilgili bir talep geldiğinde iade edildiğini hatırlatarak, “Buna rağmen vermiyorlarsa bir şey diyemem. Fethullah Gülen’in Kanada, Brezilya ya da Arjantin’e gitme durumu var. Brezilya ve Arjantin’de konutlar tuttuklarını biliyoruz. Buraya gönderme durumu olacak” dedi.
“Hedef Türkiye’nin yalnızlaştırılması”
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Danışmanı Aleksandr Dugin ile görüşmesinde ne konuşulduğu da sorulan Başkan Gökçek, “Tamamen siyaset konuştuk. Rus uçağı düşürüldükten sonra ben Rusya aleyhine herhangi bir açıklama yapmadım. Hatta ilişkilerin düzelmesi gerekliliğine ilişkin tweet'ler attım. Bununla ilgili benimle görüşmek istedi. Kalkışmanın olduğu gün, saat 5-6 arası, ‘herhangi bir siyasetçi veya hükümet adına değil, Melih Gökçek adına söylüyorum uçak düşürülme olayının arkasında FETÖ'cü subaylar var’ dedim. Hava Kuvvetleri Komutanı ve Sayın Davutoğlu ile o dönem konuştum. Oradaki olay genel bir emir, ‘gerekli müdahaleyi yapın’ diye. Direkt olarak FETÖ tarafından verilen talimatla bu uçak düşürüldü. Hedef, Türkiye’nin dünyada yalnızlaştırılması, Rusya ile bizi uzaklaştırmak, hem Rus hem de Türk ekonomisine zarar verecek bir yola girilmesi. Bu tamamen Türk-Rus ilişkilerini bozmaya yönelik bir FETÖ talimatıdır. Sayın Dugin de ‘Birebir size katılıyorum, aynı şeyleri düşünüyorum’ dedi zaten.”
“Ben hiç arazi tahsis etmedim"
Fethullah Gülen ile son kırılma noktasının ne zaman olduğuna ve herhangi bir pişmanlığı bulunup bulunmadığına ilişin soru üzerine Başkan Gökçek, “Elbette var. Ama ben yaptığımdan pişman değilim. Ben tüm sivil toplum örgütlerine hukuki bir yardım istendiği zaman hep yaptım. Bize plan teklifleri geldiği zaman tüm sivil toplum örgütlerine olduğu gibi onlara da yardımda bulunduk. Ben hiç arazi tahsis etmedim. Sadece ihaleye çıktığımız arazilerden gelip aldıkları 1-2 tane olmuştur. Aldatıldım, niye? Çünkü biz onları Müslüman olarak kabul ediyorduk. Müslüman olan insan dostunu aldatmaz, dinlemez, arkasından kuyu kazmaz, komplo kurmaz. Biz bunları beklemiyorduk. Benim iyiliklerime karşı beni dinlemişler. Seçimde benim aleyhimde çalıştılar” diye konuştu.
“(Bülent Arınç) konusu içimde kapanmadı”
Genel seçimler öncesi eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’la yaşanan tartışmaya ilişkin bir soru üzerine de Başkan Gökçek, şunları söyledi:
“Bülent Arınç’la barışmadım. O dönem içerisinde benim sözlerimden sonra bana ağır bir şekilde hakaret etti. Ben ‘dava açacağım’ dedim. Fakat Sayın Davutoğlu beni o dönemde çağırdı ve ‘Davamız için, partimiz için bu işi unutacaksın. Senden istirham ediyorum. Ben Bülent Arınç’la da konuşacağım. O da konuşmayacak’ dedi. Konu kapanmadı, o defaatle konuştu. Ama ben söz verdiğim için konuşmadım. İçimde kapanmadı ama partinin talimatı olduğu için kapattım. Söylediklerimde yüzde yüz haklı olduğum da ortaya çıktı. Kızı ve damadıyla ilgili açıklamalar yapmıştım o dönem. Fethullah Gülen tarafından talimat geldiğini ve FETÖ'cülerin demokrasi toplantıları ve mitinglerine katılmalarını istediğini söyledim. Kızı ve damadı da bunun üzerine gelmişler ve bu nöbette karı koca fotoğraf çektirmişler, bana da mesaj atmışlar. ‘Melih Gökçek, böyle diyordun ama biz böyleyiz’ diye. Günaydın” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde halen paralel yapı mensubu bulunup bulunmadığına ilişkin soruya da “Bulunuyor” cevabını veren Başkan Gökçek, “İnşallah kesinlikle ve kesinlikle önümüzdeki hafta içerisinde temizlendiğini göreceksiniz” dedi.
İdam cezasına ilişkin referandum yapılması durumunda “Hiç tartışmasız ‘evet’ derim” diyen Başkan Gökçek, “Amerika’da, Rusya’da ve dünyanın birçok ülkesinde var. Avrupa’da yok diye 248 tane insanı öldüren canileri af mı edeceğiz?” ifadelerini kullandı
Kılıçdaroğlu’na davet
Başkan Gökçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunarak şunları söyledi:
“Ben Sayın Kılıçdaroğlu’nu Kızılay’da her akşam yapılan demokrasi toplantılarına davet ediyorum. Demokrasi nöbetine gelmesini istirham ediyorum, açık çağrıda bulunuyorum. Sayın Kılıçdaroğlu gelecek olursa kürsüye çıkıp bizzat takdimini ben yapacağım. Çünkü böyle bir olayın içerisinde aramızdaki tartışmaların hepsini bir kenara atmamız lazım. Böyle bir olayda işbirliği yapmak, bir araya gelmek, vatanı müştereken müdafaa etmek, darbeye karşı müştereken bir arada durmak her yurttaşın görevi. Ben de Sayın Kılıçdaroğlu ile siyasi muhalefet ve siyasi kavgayı bir tarafa bırakıp, memnuniyetle bir araya gelirim. Devletin bekası için siyasal partilerin bir araya gelmesi ayrı iş. Sayın Kılıçdaroğlu’nu yarın, ne zaman isterse çağırıyorum. Telefonla da arayıp özel davet etmek istiyorum. CHP’nin benzer bir davetine de ben katılabilirim."