ANKARA (AA) - Ekonomiden sorumlu BaÅŸbakan Yardımcısı Mehmet ÅžimÅŸek, TRT Haber'de yayınlanan "Anadolu Soruyor" programında gündemdeki konulara iliÅŸkin soruları yanıtladı.
Türkiye'nin AK Parti hükümetlerine kadar kronik yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıya bulunduÄŸuna iÅŸaret eden ÅžimÅŸek, büyük çabayla enflasyonun tek haneye indiÄŸini ancak darbe giriÅŸimi sonrasında son bir yıldır yaÅŸanan kur ÅŸoku ve gıda fiyatlarındaki kısmi artış nedeniyle enflasyonun geçici olarak çift haneye çıktığını söyledi.
ÅžimÅŸek, "Gerek kurda yakın dönemde saÄŸlanan göreceli istikrar gerekse Gıda Komitesinde alınan önemli tedbirler sayesinde enflasyonun yıl sonunda tekrar yüzde 10'un altına ineceÄŸini düÅŸünüyoruz. Hedefimiz enflasyonu tekrar tek hanede bitirmek, bu mümkün." diye konuÅŸtu.
Gıda Komitesinin gıda fiyatlarının istikrarlı hale getirilmesi için bu yıl etkin ÅŸekilde çalıştığını vurgulayan ÅžimÅŸek, önce kısa vadeli arz sıkıntısı yaÅŸanan bazı ürünler için gümrük vergilerinde düzenlemeye gidildiÄŸini ifade etti.
Orta ve uzun vadede gıda arzını artıracak ve vatandaşın cebini de bütçesini de olumlu etkileyecek adımlar atıldığını anlatan ÅžimÅŸek, bu kapsamda yaÅŸ sebze ve meyvede yüzde 50'leri bulan fire oranının azaltılmasına yönelik tedbirler alınacağını dile getirdi.
ÅžimÅŸek, ÅŸöyle devam etti:
"Ekimden itibaren çok önemli standartlar getiriyoruz. Sektörün bu standartlara uyumu için de bir takım teÅŸvik ve destekler getiriyoruz. Tarlada toplanan ürünün nasıl taşınması gerektiÄŸini belirteceÄŸiz. Buna iliÅŸkin yatırımlara teÅŸvik, destek vereceÄŸiz, soÄŸuk hava zinciri konusunda da destek olacağız. Hal ve pazarları köklü ÅŸekilde gözden geçireceÄŸiz. Sadece rekabetin oluÅŸması deÄŸil, fire oranını azaltacak ortamların oluÅŸturulmasını dikkate alacağız. Dolayısıyla tarladan tüketiciye fireyi azaltacağız."
ÅžimÅŸek, üretime katkısı olamayan üreticileri azaltmak istediklerini, bu kapsamda kooperatiflere de destek vereceklerini vurguladı.
Mehmet ÅžimÅŸek, "Ekim ayında standartları yayımlayacağız. Bu standartlara uyum için bir süre vereceÄŸiz. Uyum için de gereken desteklerde bulunacağız. Bu doÄŸrudan doÄŸruya çiftçimizin, tüketicimizin ve ülkemizin lehine. Sorunun köküne iniyoruz. Bazı ürünlerde fire yüzde 50'lerde ise bunu yüzde 20-25'lere bile indirseniz Türkiye ekonomisine muazzam katkı demek." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Havza bazlı üretimle kaynakların doÄŸru kullanılacağını ve üretimin artırılacağını ifade eden ÅžimÅŸek, arazi toplulaÅŸtırmasına da daha fazla kaynak ayıracaklarını, sulama olanaklarını geliÅŸtireceklerini kaydetti.
"Türkiye-Avrupa iliÅŸkileri zehirlenmeye çalışılıyor"Türkiye-Avrupa BirliÄŸi (AB) iliÅŸkilerine iliÅŸkin sorular üzerine ÅžimÅŸek, "Avrupa'da Türkiye konusunun iç siyasete malzeme yapılmasını hayretle izliyoruz, gerçekten üzücü." diye konuÅŸtu.
Türkiye'nin Avrupa'da yeni bir aktör olmadığını dile getiren ÅžimÅŸek, "Åžu veya bu ülkede iç siyasi tartışmaların bir parçası olarak bizi kullanmalarını hayretle izliyoruz. Ä°nÅŸallah seçim atmosferi bitince aklı selim bir patikaya oturur." ifadelerini kullandı.
ÅžimÅŸek, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı yaÅŸamsal tehditlere karşı tedbirler aldığını ancak bu tedbirlerin baÄŸlamından çıkartılarak ÅŸer cepheleri tarafından Avrupa'ya farklı ÅŸekilde sunulduÄŸunu, Avrupa ile Türkiye arasındaki iliÅŸkilerin ve atmosferin zehirlenmesine çalışıldığını söyledi. ÅžimÅŸek, buna da izin verilmemesi gerektiÄŸinin altını çizdi.
Sığınmacıların yoÄŸun olduÄŸu ÅŸehirlere destekÅžimÅŸek, Suriyeli sığınmacıların yoÄŸun olduÄŸu ÅŸehirlere yönelik çalışmalara iliÅŸkin sorular üzerine, Suriyeli misafirlerin ÅŸehirlerdeki etkisinin ciddi boyutlarda olduÄŸunu söyledi.
Bunu en aza indirmek için yoÄŸun çaba içinde bulunduklarını anlatan ÅžimÅŸek, söz konusu belediyelere altyapı çalışmalarında öncelik verdiklerini, yatırım programlarıyla da eÄŸitim, saÄŸlık gibi hizmetlere yönelik çeÅŸitli tedbirler aldıklarını bildirdi.
Bu konuda planlanan çalışmalara iliÅŸkin bilgiler veren ÅžimÅŸek, ÅŸunları kaydetti:
"Önümüzdeki dönemde mahalli idarelerle ilgili reform çalışmasında muhtemelen ÅŸunu dikkate alacağız: Åžu anda ÅŸehirlerimiz bu yükü taşıyorlar ama bunun karşılığında merkezi bütçeden bir gelir almıyorlar. Halbuki nüfusları ciddi ÅŸekilde artmış durumda. Bu durumu dikkate alacak bir formül üzerinde çalıştık. Ä°nÅŸallah önümüzdeki dönemde mahalli idarelerle ilgili yeni bir düzenleme yaptığımızda bu illere gelir dağıtımında adaleti bir miktar artıracak adım atmayı düÅŸünüyoruz."
"Türkiye ekonomisi yüzde 5'in üzerinde büyüyecek"Ekonomide büyümenin devam edip etmeyeceÄŸine iliÅŸkin bir soru üzerine ÅžimÅŸek, 2002-2016 döneminde Türkiye'nin ortalama yüzde 5,7 büyüdüÄŸünü anımsatarak, bunun Avrupa BirliÄŸi'nin aynı dönemdeki büyümesinin yaklaşık 3 katı olduÄŸunu söyledi.
ÅžimÅŸek, dünyanın küresel kriz sonrası büyüme anlamında çok sıkıntılı bir döneme girdiÄŸini belirterek, "2010-2016 döneminde Türkiye'nin büyümesi ortalama yüzde 6,7. Bu giriÅŸimcilik ruhu, dinamizm, genç nüfus, siyasi istikrar olduktan sonra Türkiye büyür." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ekonomisinin geçen yıl yaÅŸadığı ÅŸoklara raÄŸmen hızla toparlandığını ve yüzde 2,9 büyüdüÄŸüne dikkati çeken ÅžimÅŸek, "Bu sene öyle görünüyor ki Türkiye ekonomisi yüzde 5'in üzerinde büyüyecek. Bu rakam, OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüme demek, G20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'dan sonra muhtemelen en iyi üçüncü performans." dedi. me hedefimizi Orta Vadeli Programda (OVP) ortaya koyacağız ama yüzde 5'in altında olmaz." ifadelerini kullandı.
"Hazine destekli kredilerde batık oranı düÅŸük olacak"
Hazine destekli KGF kefalet sisteminin büyük bir baÅŸarı hikayesi olduÄŸunu vurgulayan ÅžimÅŸek, bu kapsamda ihracatçıya yüzde 100, KOBÄ°'lere yüzde 90, KOBÄ° dışındaki ÅŸirketlere yüzde 85 kefil olduklarını hatırlatarak, ÅŸöyle devam etti:
"Bankalara diyoruz ki, 'sizin zaten batık oranınız normal ÅŸartlarda yüzde 3-3,5 ama yüzde 7'ye kadar biz kefil oluyoruz.' Dolayısıyla bu herkesin elini rahatlattı. Bankaların elini rahatlattı, ÅŸirketlerimizin teminat, krediye eriÅŸim sorununu çözdük. Bizim riskimiz önümüzdeki birkaç yıl içinde verilecek 250 milyar liralık kredinin bir kısmının batması. Biz zaten 25 milyar liralık bir risk almış durumdayız ama inanıyoruz ki Hazine kefaletiyle kredi alan KOBÄ°'lerimiz o kredilerini ödemek için canla baÅŸla mücadele edecekler. Niye? Çünkü Hazine kefaleti çok önemli bir deÄŸerdir, onu kaybetmek istemeyecekler. Onun için batık oranının çok daha düÅŸük kalacağını, yüzde 7 deÄŸil, yüzde 3 bile olmayacağını ümit ediyoruz. Bundan dolayı bütçeye yansıması, Hazineye yükü inÅŸallah daha az olacak."
"Åžirketlerin döviz kuru riskine karşı yeni bir çerçeve oluÅŸturacağız"Özel sektörün 2002'den bu yana borcunda ciddi bir artış olduÄŸunu, buna karşılık varlıklarında yükseliÅŸ görüldüÄŸünü anlatan ÅžimÅŸek, ÅŸöyle devam etti:
"Biz kur riskini döviz piyasasındaki dalgalanmaları sınırlamak için makro ihtiyati tedbir diyebileceÄŸimiz yeni bir çerçeve oluÅŸturacağız. Döviz geliri olmayanların dövizle borçlanamamasını prensip edineceÄŸiz. Ä°kincisi, döviz geliri olanların ancak belli bir oranda döviz borçlanması... Hindistan, Endonezya gibi ülkelerde birtakım uygulamalar var. Merkez Bankamız bunlara iliÅŸkin çalışmalarını bitirdi. Veri toplama noktasında bir yasal düzenlemeye, adıma ihtiyaç var. Biz bu yıl içinde hızlı ÅŸekilde hareket edeceÄŸiz. Döviz geliriniz olmadığı halde döviz borçlanmak istiyorsanız, o zaman bir tür kur riskini sigortalamaya yönelik adım atmanız lazım. Özetle ÅŸirketlerimizin eÄŸer döviz geliri yoksa, döviz borçlanmak istiyorsa kurlardaki iniÅŸ çıkışlara karşı kendilerini garantiye, korumaya alacaklar. Onu gerekli hale getireceÄŸiz."
Muhabir: Göksel Yıldırım,Zeynep Akyıl