USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Genel

Başbakan Şanlıurfa’da konuştu: Sanki bir el düğmeye bastı!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “20 Temmuz’dan 23 Temmuz’a kadar sanki bir el düğmeye bastı. Birbirleriyle bazen ihtilaflı gibi görünen ama perde gerisinde aynı hedefe vakıf olarak çaba sarf eden DEAŞ, PKK ve DHKP-C harekete geçti” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğ

Başbakan Şanlıurfa’da konuştu: Sanki bir el düğmeye bastı!
09-08-2015 02:38
Google News
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “20 Temmuz’dan 23 Temmuz’a kadar sanki bir el düğmeye bastı. Birbirleriyle bazen ihtilaflı gibi görünen ama perde gerisinde aynı hedefe vakıf olarak çaba sarf eden DEAŞ, PKK ve DHKP-C harekete geçti” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Şanlıurfa’da sivil toplum örgütleri temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. [gallery type="slideshow" columns="6" ids="85435,85436,85437,85438,85439,85440"] Başbakan Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savuma Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nureddin Nebati, Şanlıurfa Valiliği ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından Şanlıurfa’da özel bir otelde düzenlenen sivil toplum kuruluşları buluşmalarına katıldı. Toplantıda konuşan Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti: “Bir ülkenin Şanlıurfa gibi şehre sahip olması, tarihin derinliğine giden kültürel bir mirasa sahip olması anlamına gelir. Şanlıurfa’nın doğru anlaşılması, bu mekanların doğru anlaşılması bu ülkenin birliğinin ve aidiyetinin pekişmesi anlamına gelir. Bu günlerde hepimiz, ülkemizin bu manevi ikliminden, özellikle de Şanlıurfa’nın irfanından istifade etmeliyiz. Şanlıurfa bizim o derin birikimimizi yansıtan güzel bir şehir olmasının yanı sıra Şanlıurfa’nın sivil toplum kuruluşları bir araya geldiğinde hem ülkemizin hem de ortak coğrafyamızın tüm birikimin yansıdığını görürüsünüz. Dolayısıyla Şanlıurfa’da sivil toplum kuruluşları ile buluşmak ortak bir ruhun, ortak bir vicdanın ortak bir akidenin, ortak bir kaderin buluşması demektir.” 6 ayda 4 kez Şanlıurfa’yı ziyaret ettiğini hatırlatan Davutoğlu, son ziyaretin ise Suruç’taki bombalı saldırının ardından olduğunu kaydetti. Davutoğlu, şöyle devam etti: “Son Şanlıurfa ziyaretim maalesef, çok hüzünlü bir vesileyledir. 20 Temmuz’da Suruç’ta bir terör saldırısında, arkasında güzel ilimizin merhametini, şefkatini kirletmek dışında bir bir meziyeti olmayan DEAŞ bir diye bir terör örgütünün saldırısıyla sarsıldık. 32 vatandaşımız hayatını kaybetti. Onun hemen sonrasında, 21 Temmuz’da Şanlıurfa’daydım. Yaralıları ziyaret ettim, terör saldırısıyla ilgili teferruatlı bilgi aldım. Buradan Adıyaman’a geçtim. Bu sefer, 30 yıldır bu vatanın evlatlarına, zulümden, terörden ve kandan başka hiçbir şey kazandırmamış olan, hep bunlardan beslenmiş olan başka bir terör örgüt, PKK’nın saldırısında şehit olmuş, askerimizin cenaze törenine katıldım.” Suruç saldırısı ile başlayan son dönemdeki terör saldırılarının milletin birlik, berberlik, devletin vahdetini hedef aldığını kaydetti. Davutoğlu, şöyle konuştu;
“SURUÇ SALDIRISI İLE ÇOK BÜYÜK BİR IZDIRABI YAŞADIK”
“Suruç saldırısı ile çok büyük bir ızdırabı yaşadık. Ama aynı zamanda bir alarmı, hep beraber hissetmeye başlamıştık. Birden Şanlıurfa’da ve bu şehirlerimizde arka arkaya gelen saldırılarla, çok ciddi bir tehlikenin kapımızı geldiğini, derinden hepimiz hissettik. Suruç’taki saldırıdan sonra bölücü terör örgütünün başlattığı saldırıyla birlikte DHKP-C’nin, Suruç’taki bir vatandaşımızın cenazesini bahane ederek İstanbul sokaklarında o dersaadetin, o irfanın şehrinde, ellerinde silah, yüzlerinde maske ile gösteri yapma cüretine girdiğini gördük. Hemen ondan bir gün sonra, yine Şanlıurfa’da, Şanlıurfa’nın güzel bir ilçesinde bu sefer Ceylanpınar’da 2 yiğit pınarımızı, annelerin ve tüm milletimizin gözyaşlarının pınar gibi akmasına sebep olacak şekilde, haince gece evlerinde uyurken şehit ettiler. Aynı gün bu kez Kilis’te, dağ Karakolu’nda hain DEAŞ örgütü, bu kez askerimize saldırdı. Bakın 20 Temmuz’dan 23 Temmuz’a kadar, sanki bir el düğmeye bastı, birbirleriyle bazen ihtilaflı gibi görünen, ama perde gerisinde aynı hedefe vakıf olarak çaba sarf eden DEAŞ, PKK ve DHKPC, harekete geçti. Hedefleri tam da Şanlıurfa’nın temsil ettiği neyse onu yok etmekti. Bu salonda, Türk var, Kürt var, Arap var, her bölgeden kardeşimiz, vatandaşımız var. Şanlıurfa Hz. İbrahim’den bu yana tevhidin diyarıdır. Tevhit, hem kelimeyi tevhid anlamında imandır. Hem de Müslümanların o tevhid etrafında birleşmesi anlamında vahdet demektir. Bu saldırıların hepsi, vahdemize, birliğimize dönük saldırılardır.” “DEAŞ terör örgütü o cani cinayetler ile yüce dinimize en büyük zararı veren son yüzyıldaki örgütlerden biri” diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: “DEAŞ terör örgütünü Müslümanları hedef edinen örgütler, yapılara karşı harekete geçtiğini görmediniz. Hep Müslüman katlettiler. İstediler ki, şu veya bu görüşe, inanca, yoruma, tabi olmayan tüm Müslümanların katli vaciptir, noktasında Suriye’de, büyük katliamlara sebep olacak bir zihniyeti hayata geçirdiler. Tam da Şanlıurfa’nın savunduğu zihniyetin karşısındaki bir zihniyet bu. Aynı şekilde terör örgütü PKK’da yine, bu sefer ülkemizin vahdetini, milletimizin birliğini beraberliğini, en çok da Şanlıurfa’da gözüken o ulvi kardeşliği hedef edindi. İkisi de Şanlıurfa’yı seçtiler. Birisi Suruç’u, diğeri Ceylanpınar’ı. Çünkü biliyorlardı ki Şanlıurfa’daki birlik ve beraberlik yok edilirse, bu sembol şehrin Türkleri, Kürtleri, Arapları arasında nifak sokulabilirse, Türkiye aynen Suriye gibi kardeş kavgası girdabı içerisine sokulabilir. Çünkü biliyorlardı ki Şanlıurfa’nın, bugün bu salonu dolduran sivil toplum kuruluşlarının omuz omuza verdiği, her etnik kökenden kardeşimizin omuz omuza verdiği ruh yok edilirse Türkiye girdaba sokulur. Emin olun bu bilinçle hareket ettiler.”
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ