USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Başbakan Davutoğlu: Türkiye'nin taziye evi Başbakanlık'tır

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı arayarak taziyede bulunmasıyla ilgili, "Kendi takdiri ama Türkiye'nin taziye evi Başbakanlık'tır" dedi.

Başbakan Davutoğlu: Türkiye'nin taziye evi Başbakanlık'tır
19-10-2015 17:34
Google News

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı arayarak taziyede bulunmasıyla ilgili, 'Kendi takdiri ama Türkiye'nin taziye evi Başbakanlık'tır' dedi. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu A Haber'de gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Görüşmelerimizin ayrıntılarını açıklarsam Başbakan zor durumda kalır” sözlerini değerlendiren Davutoğlu, “Bunu Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Beni zor durumda bırakacak boyutta gizli bir konu geçmedi. Ancak bizim verdiğimiz istihbarat bilgileri ile ilgili ‘bunlar burada kalsın’ dendi. Eğer burada iki ihtimal var. Ya Kılıçdaroğlu bu tür soruşturma unsuru olan bilgilerle ilgili konuşabilir. Bu bir dahaki toplantıda bir daha bilgi paylaşmamayı gerektirir. Başka bir şey kast ediyorsa elinde beni zorda bırakacak bir şey varsa çıksın açıklasın. Bundan gocunma. Kapalı kapılar adında ve arkasında ne söylediğimiz bilerek söyleriz. 

Biri bir şey açıklarsa onlar mahcup olur ben olmam. Bir daha hiçbir devlet adamı onlara güvenip bir şey paylaşmaz. Burada kaybeden ben olmam. Bu nasıl bir devlet ahlakı. Diyelim ki ben onlara gerçekten de belki beni zora sokacak bir şey paylaştım. Hadi güvenerek bir husus paylaştım. Yok ya öyle bir şey. Bunu örtülü bir şekilde kamuoyuna söylemek hangi ahlaka sığar. Sır diye bir şeyi barındırmayan bir siyasi ahlak olabilir mi? Varsa ellerinde bir şey çıksın açıklasın. Hayatta utanılacak bir şey yapmadım. Ben bundan eminsem kim ne derse söylesin. Şimdiye kadar siyasette şantaj üzerinde kısa dönemde belki puslu hava oluşturan olmuştur ama şantaj üzerinden kime bir şey kazanmamıştır” ifadelerini kullandı.

Selahattin Demitaş’ın “Biz olmasaydık iç savaş çıkardı” açıklamalarına da yanıt veren Davutoğlu, şunları söyledi: “Ülkede iç savaş var diyen kendi belediye başkanları. Her fırsatta iç savaş çağrısı yapanlar onlar. Polisimizi askerimizi şehit ederek Türkiye’ye savaş açanlar onlar. Kendileri ile PKK arasına mesafe koyarlarsa biz memnun oluruz ama kendi belediye başkanına bakması lazım. Ne haddine Türkiye’de iç savaştan bahsediyorsun diyecek. Türkiye’de kim iç savaş çıkaracak kudrete sahip. ‘Aslında iç savaş çıkarabiliriz ama çıkarmıyoruz’ cümlesi o anlama geliyor.

Bu milleti bu şekilde tehdit edemezler. ‘Çıkartmak istiyorum ama biz gördüğünüz gibi çıkarmıyoruz’ demek suçu kabullenmek anlamına gelir. Senin iç savaştan değil demokrasiden barıştan bahsetmen gerekir. Demirtaş bu süreçte aslında kendisi ile sürekli çelişkiler içinde. Bir yerden bir yere savrulmanın psikolojisini yansıtıyor bu açıklamalar. Türkiye kendisine meydan okuyan her terör örgütü, ya da her devletle tek tek hesaplaşmaya hazırdır. Kimse Türkiye’yi tehdit etmeye kalkmasın”.

Başbakan Davutoğlu, HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın “Sırtımızı PKK’ya dayadık” sözleri üzerine, “Çeviri hatası var. Aksi durumda isitfa ederim” diyen Demirtaş’a yüklenerek, “O zaman istifa mektubunu hazırlasın. ‘YPG’ye dayanıyoruz’ dediğinde dünya alem bilmiyorum mu YPG ve PYD’nin PKK ile organik ilişkileri olduğunu. Ya da Türkiye Kandil’e operasyon düzenlediğinde bazı önemli PKK liderlerinin Suriye’ye geçtiğini bilmiyor muyuz. PYD, PKK VE PEJAK. Bunlar aynı hiyerarşik yapı içinde birbirlerini mütemmim cüzleri. ‘PYD’ye dayıyoruz’ diye meşruiyet sağlıyorlar PKK’nın terör eylemlerine zemin hazırlıyorlar. İki yüzlü olmasınlar herkes maskesini indirsin. 

PYD çıksın desin ki ‘PKK’nın Türkiye’deki terör faaliyetlere karşıyız. PKK’nın tutumun kınıyoruz’ Diyebilecek mi? PYD bunu diyemeyecek. Herkesin tutumu açık ve net olsun. Biz kiminle nasıl konuşacağımızı biliriz. Bize saldıranlarla hangi dilde konuşacağımızı da, çözüm sürecinde bizimle yol yürüyeceklerle hangi dilde konuşacağımızı da biliriz. Herkes maskesini indirsin tek kimlikle konuşsun. PYD ise PYD, PKK ise PKK” şeklinde konuştu.

Başbakan Davutoğlu 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı arayarak taziyede bulunmasıyla ilgili olarak ise şu değerlendirmede bulundu: “Sayın Cumhurbaşkanımızın kendi takdirleri ama burada taziye evi kim, taziye kime verilir. Burada taziye evi Türkiye Cumhuriyeti’dir. Hepimiziz. Sadece HDP’ye taziye bildirmek, orada hayatına kaybeden bütün vatandaşlarımız HDP ile özdeşleştirmek anlamına gelir. Türkiye’nin en büyük taziye evi Başbakanlıktır. Yurt dışından arayan liderler beni ve Cumhurbaşkanımızı aradılar. 

Kimse bu taziyeyi alıp kendisine mal edemez. İkinci olarak taziye evi bu toplantıyı organize eden kuruluşlar. Ben de bu çerçevede DİSK ve KESK’i aradım. Güzel görüşmeler yaptık. Demirtaş ile görüşmedik, gerek de görmedim. Acı bizim acımız, taziye ona ait değil. İki Ak Parti mensubu da hayatın kaybetti. Ben ne zaman aradım Diyarbakır saldırısında. Çünkü o gün HDP mitingine saldırı yapılmıştı. Aradım. Ne benim ne cumhurbaşkanımızın telefonlarına tenezzül edip çıkmadı. Bir kültür var bu topraklarda. İhtilaf etseniz bile taziye günü herkes her şeyi unutur. Demirtaş o gün telefonlarımıza çıkmadı”.

dikGAZETE
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ