Başbakan Davutoğlu, HDP’yle yapacağı görüşmenin iptaline ilişkin, "Benden hesap soracaklarmış. Bana hesap soracaklarına Sur’u, Cizre’yi zindan yerine çevirenlerden hesap sorsunlar. Hem teröre destek verecekler, hem kendileri ile anayasa konuşmaya gelecek başbakan şart koşacaklar" dedi.
Resmi temaslarda bulunmak üzere Sırbistan’a giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, uçuş öncesi Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ahmet Davutoğlu, Sırbistan’a yapacağı resmi ziyaretiyle ilgili, "Sırbistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Daha önce Dışişleri Bakanı olarak birçok ziyaretim olmuştu. Bu Başbakan olarak ilk ziyaretim. Sırbistan, Türkiye için komşu ülke muamelesi yaptığımız önemli bir ülke. İkili ilişkilerimiz son yıllarda büyük ivme kazandı. Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin gelişmesi hem iki ülke halkı, hem bölge barışı bakımından büyük anlam ifade ediyor. Son yıllarda geliştirdiğim ilişkiler Balkanlar’da siyasi omurgayı teşkil etti. Tarihi, kültürel arka plan üzerinde yapabileceklerimizi görüşeceğiz. 3 üniversite rektörümüz de bizimle birlikte. Ekonomik alanında ciddi potansiyelimiz var. Geçen sene 700 milyon dolar civarında bir ticaret hacmimiz var. Bunu daha da arttırmak için iş adamları heyeti ile bilikte gidiyoruz" dedi."Akşam Türkiye-Sırbistan iş formunu gerçekleştireceğiz" diyen Davutoğlu, "Ticaret, turizm, yatırım, enerji gibi alanlarda önemli potansiyelimiz var. Sağlık alanında da bazı görüşmeler gerçekleştireceğiz. Aslında seçimler sonrasında Balkanlar’daki gelişmeleri yakından takip edip önemli adımlar atmıştık. Bosna’dan bir heyet ülkemizi ziyaret etmişti. Bundan sonra da Balkanlar’da barış ve istikrarın temini, kalıcı bir barışı gerek Bosna Hersek- Sırbistan, gerek Sırbistan-Kosova ilişkilerinde ihdas edebilmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Yarın inşallah Türkiye’nin Balkanlar’daki en önemli kültürel miraslarının bulunduğu Sancak’a ziyarette bulunacağız. Oradaki liderlerle görüşmeler gerçekleştireceğiz. Sancak bölgesi Sırbistan’da etnik ve dini barışın sağlanması bakımından önemli bir yer. Önemli bir ziyaret olacak. İkili ilişkiler ve bölgesel barış bağlamında önemli sonuçları olacağına inandığım bir ziyaret" ifadelerini kaydetti.
ERDOĞAN’LA GÖRÜŞME
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı görüşme sorulan Davutoğlu, “Ben Sırbistan’a gidiyorum, sayın Cumhurbaşkanımı Suudi Arabistan’a gidecek. Perşembe yılbaşı haftalık görüşmemiz yapma imkanımız olmayacak. Yurt dışı seyahatleri öncesi bir görüşme gerçekleştirmekte fayda gördük. Önce planlanmış değildi. Birçok konuyu ele aldık. Terörle mücadele başta olmak üzere Irak ve Suriye’deki gelişmeler. Ayrıca önümüzdeki günlerde muhalefet liderleri ile görüşeceğim. Genel haftalık görüşmemizi öne alarak bir görüşme gerçekleştirdik. Her gün yeni gelişmeler oluyor. Bu gelişmeleri istişare etmek ve gelişmeler çerçevesinde atacağımız adımları değerlendirmek için olağan görüşmemizi erkene almış olduk” açıklamalarında bulundu."SAYIN KILIÇDAROĞLU VE SAYIN BAHÇELİ’YE GİDERKEN BİR ÖNYARGIMIZ YOK’
Başbakan Davutoğlu, muhalefet partileri ile yeni anayasa konusunda yapacağı görüşmelerin hatırlatılması ve yeni anayasa konusunda izlenecek yöntemin sorulması üzerine ise şunları söyledi;“Cumartesi günü geçtiğimiz dönemde anayasa çalışmalarına katılmış bütün arkadaşlarımı İstanbul’a davet ettim. Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece bütün müktesebatı kendilerinden dinledim. Uzun bir gecede bütün 2007-2011 anayasası süreçlerinde yaşadıklarımızı yöntem ve muhteva olarak dinledim. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli’ye giderken bir önyargımız yok. Zihnimde bir yöntem var, istişarelerden sonra şekillenmiş olan. Geçmişte iki yöntem denendi. 2007 sonrasında AK Parti’nin kendi çalışması olarak parti mutfağında hazırlayıp sunması yöntemi var. 2011’den sonra uzlaşma komisyonu olarak bütün partilerin katıldığı önü açık bir yöntem denendi. İkisinde de istediğimiz neticeyi alamadık. Önümüzde ciddi bir siyasi istikrar dönemi var. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli ile yöntem etrafında hiçbir önyargı taşımayan bir istişarede bulunacağız. İçerik bağlamında önemli olan anayasanın ruhudur. Şeklinden önce anayasanın ruhu üzerinde mutabık kalmak lazım. Özgürlükçü, insan odaklı, vatandaşı esas alan, vatandaşın devleti tanımladığı, insan onuruna dayalı bir anayasa çerçevesini kendileri ile paylaşacağım. Bu hususta bir mutabakat sağlanırsa önyargı taşımadan en doğru hükümet yönteminin ne olacağı konusunu kendileri ile paylaşacağım. Şimdiden hiçkimsenin ‘şu yöntem doğur değil, şu hükümet yöntemi doğru değil, şu yöntem gelirse konuşmam’ gibi bir yaklaşım için girmemesi doğur olur"