USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Politika

Başbakan'dan HDP’ye çok sert cevaplar!

Başbakan Davutoğlu, HDP’yle yapacağı görüşmenin iptaline ilişkin, "Benden hesap soracaklarmış. Bana hesap soracaklarına Sur’u, Cizre’yi zindan yerine çevirenlerde hesap sorsunlar. Hem teröre destek verecekler, hem kendileri ile anayasa...

Başbakan'dan HDP’ye çok sert cevaplar!
28-12-2015 13:30
Google News

Başbakan Davutoğlu, HDP’yle yapacağı görüşmenin iptaline ilişkin, "Benden hesap soracaklarmış. Bana hesap soracaklarına Sur’u, Cizre’yi zindan yerine çevirenlerden hesap sorsunlar. Hem teröre destek verecekler, hem kendileri ile anayasa konuşmaya gelecek başbakan şart koşacaklar" dedi.

Resmi temaslarda bulunmak üzere Sırbistan’a giden Başbakan Ahmet Davutoğlu, uçuş öncesi Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Ahmet Davutoğlu, Sırbistan’a yapacağı resmi ziyaretiyle ilgili, "Sırbistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Daha önce Dışişleri Bakanı olarak birçok ziyaretim olmuştu. Bu Başbakan olarak ilk ziyaretim. Sırbistan, Türkiye için komşu ülke muamelesi yaptığımız önemli bir ülke. İkili ilişkilerimiz son yıllarda büyük ivme kazandı. Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin gelişmesi hem iki ülke halkı, hem bölge barışı bakımından büyük anlam ifade ediyor. Son yıllarda geliştirdiğim ilişkiler Balkanlar’da siyasi omurgayı teşkil etti. Tarihi, kültürel arka plan üzerinde yapabileceklerimizi görüşeceğiz. 3 üniversite rektörümüz de bizimle birlikte. Ekonomik alanında ciddi potansiyelimiz var. Geçen sene 700 milyon dolar civarında bir ticaret hacmimiz var. Bunu daha da arttırmak için iş adamları heyeti ile bilikte gidiyoruz" dedi.

"Akşam Türkiye-Sırbistan iş formunu gerçekleştireceğiz" diyen Davutoğlu, "Ticaret, turizm, yatırım, enerji gibi alanlarda önemli potansiyelimiz var. Sağlık alanında da bazı görüşmeler gerçekleştireceğiz. Aslında seçimler sonrasında Balkanlar’daki gelişmeleri yakından takip edip önemli adımlar atmıştık. Bosna’dan bir heyet ülkemizi ziyaret etmişti. Bundan sonra da Balkanlar’da barış ve istikrarın temini, kalıcı bir barışı gerek Bosna Hersek- Sırbistan, gerek Sırbistan-Kosova ilişkilerinde ihdas edebilmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Yarın inşallah Türkiye’nin Balkanlar’daki en önemli kültürel miraslarının bulunduğu Sancak’a ziyarette bulunacağız. Oradaki liderlerle görüşmeler gerçekleştireceğiz. Sancak bölgesi Sırbistan’da etnik ve dini barışın sağlanması bakımından önemli bir yer. Önemli bir ziyaret olacak. İkili ilişkiler ve bölgesel barış bağlamında önemli sonuçları olacağına inandığım bir ziyaret" ifadelerini kaydetti.

ERDOĞAN’LA GÖRÜŞME

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı görüşme sorulan Davutoğlu, “Ben Sırbistan’a gidiyorum, sayın Cumhurbaşkanımı Suudi Arabistan’a gidecek. Perşembe yılbaşı haftalık görüşmemiz yapma imkanımız olmayacak. Yurt dışı seyahatleri öncesi bir görüşme gerçekleştirmekte fayda gördük. Önce planlanmış değildi. Birçok konuyu ele aldık. Terörle mücadele başta olmak üzere Irak ve Suriye’deki gelişmeler. Ayrıca önümüzdeki günlerde muhalefet liderleri ile görüşeceğim. Genel haftalık görüşmemizi öne alarak bir görüşme gerçekleştirdik. Her gün yeni gelişmeler oluyor. Bu gelişmeleri istişare etmek ve gelişmeler çerçevesinde atacağımız adımları değerlendirmek için olağan görüşmemizi erkene almış olduk” açıklamalarında bulundu.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU VE SAYIN BAHÇELİ’YE GİDERKEN BİR ÖNYARGIMIZ YOK’

Başbakan Davutoğlu, muhalefet partileri ile yeni anayasa konusunda yapacağı görüşmelerin hatırlatılması ve yeni anayasa konusunda izlenecek yöntemin sorulması üzerine ise şunları söyledi;
“Cumartesi günü geçtiğimiz dönemde anayasa çalışmalarına katılmış bütün arkadaşlarımı İstanbul’a davet ettim. Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece bütün müktesebatı kendilerinden dinledim. Uzun bir gecede bütün 2007-2011 anayasası süreçlerinde yaşadıklarımızı yöntem ve muhteva olarak dinledim. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli’ye giderken bir önyargımız yok. Zihnimde bir yöntem var, istişarelerden sonra şekillenmiş olan. Geçmişte iki yöntem denendi. 2007 sonrasında AK Parti’nin kendi çalışması olarak parti mutfağında hazırlayıp sunması yöntemi var. 2011’den sonra uzlaşma komisyonu olarak bütün partilerin katıldığı önü açık bir yöntem denendi. İkisinde de istediğimiz neticeyi alamadık. Önümüzde ciddi bir siyasi istikrar dönemi var. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Bahçeli ile yöntem etrafında hiçbir önyargı taşımayan bir istişarede bulunacağız. İçerik bağlamında önemli olan anayasanın ruhudur. Şeklinden önce anayasanın ruhu üzerinde mutabık kalmak lazım. Özgürlükçü, insan odaklı, vatandaşı esas alan, vatandaşın devleti tanımladığı, insan onuruna dayalı bir anayasa çerçevesini kendileri ile paylaşacağım. Bu hususta bir mutabakat sağlanırsa önyargı taşımadan en doğru hükümet yönteminin ne olacağı konusunu kendileri ile paylaşacağım. Şimdiden hiçkimsenin ‘şu yöntem doğur değil, şu hükümet yöntemi doğru değil, şu yöntem gelirse konuşmam’ gibi bir yaklaşım için girmemesi doğur olur"

"YENİ ANAYASANIN KURUMSAL FORMU İTİBARİYLE EN DOĞRU OLAN BAŞKANLIK SİSTEMİDİR"

Zihninde açık ve net bir tablo oluştuğunu ancak bunun tartışılmaz olmadığını söyleyen Davutoğlu, "Bizim için bu anayasanın kurumsal formu itibariyle söylüyorum en doğru olan başkanlık sistemidir. Bunu daha önce de dile getirdik. Bunu tartışırken kimseni konjonktürel bakmasını tavsiye etmem. Yani bu dönemdeki siyasi liderler hepimiz geçiciyiz. Öyle bir anayasa yapalım ki 50 sene sonra bizim torunlarımız onu idare ederken de rahat etsinler. Kişiselleştirirsek ‘şöyle olursa karşı çıkarım’ diyerek yapacağımız konjonktürel analizlerin hepsi bizden sonraki nesiller için sıkıntı doğurur. Hedefim bu görüşmelerde tamamen özgürlükçü, katılımcı güçler ayrılığı prensibe dayalı çağdaş bir anayasanın yazılabileceğini düşünüyorum. Bunu yapabilmek için konjonktürel şartlardan çıkmamız lazım. Kişiselleştirmeden, şartlar koymadan, önyargıları zihnimizden silerek oturduğumuz zaman torunlarımızın dahi revizyona ihtiyaç duymadan kullanabileceği, üzerinde yemin edebileceği bir anayasayı birlikte yapmamız lazım. Bu sadece hükümetimizin görevi değildir. Öyle olmuş olsaydı bizim bunu sadece bir AK Parti meselesi olarak görmemiz gerekirdi. 380 Milletvekilimiz de olsa ben bu yöntemi tercih ederdim. Doğru yöntem bu" ifadelerini kullandı.

HDP GÖRÜŞMESİNİN İPTALİ

Davutoğlu, HDP ile yapacağı görüşmenin iptaline ilişkin bir soru üzerine, “Ben seçim sonrasında hiçbir ayrım yapmadan herkesle görüşeceğimizi ifade ettim. Buna sadık kalarak randevu talebinde bulundum. Ama randevu talebinden sonra hadi öncekileri diyebiliriz siyasi polemiktir ya da alışkanlıklarıdır. Maalesef eskiden beri terörü mazur görüyorlardı. Randevu talebinden sonra aynı tutumu sürdürmeleri, hakaretamiz bir şekilde birkaç gün sonra kendilerini ziyaret edecek misafire saygısızlık ifade eden açıklamalardan sonra onları muhatap almam şahsi olarak bulunduğum makam olarak doğru değil. Ben iki şeye önem veririm. Her şeyde anlaşmazlığa düşebiliriz. Samimiyet, üslupta ve yöntemde de ciddiyet. Bu randevuyu talep eden ülkeni başbakanı ve 49.5 destekle aslında bu diyaloğu da o desteğe dayanarak yapmış bir başbakan. Benim kimseye nezaketsizlik yaptığım görülmemiştir. Bana karşı nezaketsizliğe de izin vermem. Şahsen tevazu gösteririm ama destek aldığım millet adına tevazu göstermem. Anayasayı konuşmak için gidecek sanki öyle bir gündem yokmuş gibi benden hesap soracaklarmış. Bana hesap soracaklarına Sur’u, Cizre’yi zindan yerine çevirenlerde hesap sorsunlar. Hem teröre destek verecekler, hem kendileri ile anayasa konuşmaya gelecek başbakan şart koşacaklar.. Bu niyet meselesi. Niyetleri sahih değil ne konuşacağız o zaman? Biz bir film senaryosu çeviriyor değiliz. Türkiye ateş çemberinin ortasında. Yüzlerce askerimizi, polisimizi şehit vermişiz. Yok çay içecekmişiz de kaçak çaymış da. Gitsinler çaylarını kimle içeceklerse içsinler, isterse Kandil’e gitsin çayını içsin bu filmin senaristi” dedi.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ