Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) "Barış Pınarı Harekatı'nın Batı Basınındaki Yansımaları" konulu panel düzenlendi.
SETA İstanbul Ofisinde Araştırmacı Turgay Yerlikaya'nın moderatörlüğündeki panelde, SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, Daily Sabah Yayın Koordinatörü Meryem İlayda Atlas ve TRT World Dijital İçerik Müdürü Yusuf Özhan konuşmacı olarak yer aldı.
Konuşmacılar, Batı medyasının Türkiye aleyhine algı oluşturma çabalarına karşın halkın tamamına yakınının Barış Pınarı Harekatı'na destek verdiğini belirtti.
Harekata dair dış basında yer alan haberlerden örnekler veren konuşmacılar, operasyonun medyaya yansımalarını yorumladı.
SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, "Türkiye'nin Batı kamuoyundaki imajı meselesi aslında bir iletişim meselesi değildir. Türkiye'nin Batı kamuoyundaki imajı meselesi bir dış politika meselesidir." dedi.
Çağlar, "Bize soruyorlardı 'bu imaj nasıl düzelir?' diye. Düzelir kardeşim, 'Yani öyle operasyon yapacağım demeyin', 'PYD'nin, PKK'nın Suriye'deki kolu olduğu konusundaki ısrarınızdan vazgeçin', 'Cumhurbaşkanı çıkıp BM'de 'Dünya 5'den büyüktür' demesin'. Onu söylemezseniz, bunu söylemezseniz, birazcık daha uslu bir çocuk olursanız inanın bu imaj düzelir." ifadesini kullandı.
Çağlar, Batı'nın yaramaz çocuk olarak gördüğü Türkiye'nin başarılı gelişmelerine karşı pozisyon aldığını, ülkenin hegemonya mücadelesine henüz yeteri kadar hazır olmadığını söyledi.
"Bizi Batı'dan okuyorlar"Daily Sabah Yayın Koordinatörü Meryem İlayda Atlas da Batı medyasının etki alanından bahsederek, "Nasıl ki bizler Japonya'yı, Hindistan'ı Batı'dan okuyorsak, birbirimizin dilini bilmediğimiz için onlar da bizi Batı'dan okuyorlar. Dolayısıyla bizim Batı basınındaki üretilen o anlatı, Japonya'dan Çin'e, Hindistan'dan Latin Amerika'ya kadar oranın elitlerine de yayılıyor." diye konuştu.
Batı'nın 'basın lejyonerleri' denebilecek kişileri, Türkiye ve çevresine farklı konumlandırdığına dikkati çeken Atlas, "Bir kere en başta casusluk faaliyetlerinden tutun da yönlendirme, manipülasyon veya propaganda amaçlı bizim topraklarımızda konumlandırılıyor. Bu Napolyon'dan beri bu şekilde." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde 29 Ocak 2009'da Davos'ta katıldığı Dünya Ekonomik Forumu'ndaki "One minute" çıkışının ardından Türkiye'de medya alanında kırılma noktalarının başladığına değinen Atlas, şöyle devam etti:
"Davos sürecinden sonra başlayan ama bence asıl en büyük üç kırılma noktası var. Birincisi Gezi Parkı dönemi. Ben şunu çok iyi hatırlıyorum, Gezi Parkından önce üniversitede öğrenciyken New York Times'da bir makale yayımlandığında bunu herkes birbirine gönderirdi. Okurduk, üzerinde tartışır, konuşurduk, ama Gezi Parkı ciddi bir kırılma yarattı. Ve maalesef o dönemde Gezi Parkıyla ilgili alıntılara biz inandık, üzüldük ve şoke olduk. Arkasındaki ikinci büyük kırılma 15 Temmuz'da geldi ve bu sefer inanmadık, şoke olduk ama üzülmedik ya da üzülsek de bununla mücadele ettik. Üçüncü büyük kırılma Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarıyla karşılaştırıldığında bence asıl büyük kırılma Barış Pınar Harekatı'yla geldi. Çünkü içinde Türkiye'nin yüzde 80'in üstünde halk desteğiyle yapılan bir operasyon bütünüyle yalan bir anlatıyla harekete geçti. Bu sefer kabımızın dolduğunu, kaynama noktasına ulaştığını ve konuyla ilgili bir üzülme, kırılma, şaşırma halinden ziyade bir reaksiyon evresine geçtiğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla ben bunu aslında pozitif bir şey olarak algılıyorum."
TRT World Dijital İçerik Müdürü Yusuf Özhan da Barış Pınarı Harekatı öncesinde olası provokasyonlara karşı yayın çizgisini belirlediklerini vurgularken, stratejik çalışmalarından kesitler anlattı.
Konuşmacılar, panel sonunda öğrencilerin sorularını da yanıtladı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com