USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

'Bankacılık sektörü, reel sektöre gereken düzeyde katkı sağlamıyor'

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Aşan, kamu bankaları dışındaki bankacılık sektörünün, reel sektöre olması gereken düzeyde katkı sağlamadığını belirtti.

'Bankacılık sektörü, reel sektöre gereken düzeyde katkı sağlamıyor'
09-09-2019 20:02
Google News
İstanbul

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, kamu bankaları dışındaki bankacılık sektörünün, reel sektöre olması gereken düzeyde katkı sağlamadığını belirterek, "Bu durum bize özellikle KOBİ'ler için farklı finansal araçlar geliştirmenin önemini bir kez daha göstermiştir." dedi.

Aşan, Marmara Üniversitesi ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nce, Marmara Üniversitesi rektörlük binasında düzenlenen "Alternatif Finansta Yeni Ufuklar: Likidite, Yeşil Finans ve Politik Ekonomi" konferansının açılışında konuştu.

Aşan, 1990'lı yıllarda Atlantik eksenli dünyanın ekonomik ve finansal ana ekseninin 2050 yılları itibarıyla tamamen Asya'ya kayacağını belirterek, "Finansal ve ekonomik merkezlere ilişkin bu büyük tektonik dönüşüm döneminde oyun kurucu olma iddiası ile kendi alanımıza giren konularda Asya'ya yönelik proje ve çalışmalarımızı devam ettireceğiz." dedi.

Finans Ofisi olarak Asya'nın önemli finans merkezleriyle muhtemel iş birlikleri üzerine çalışmalara başladıklarını ifade eden Aşan, Asya ülkelerinde açacakları irtibat bürolarının da gelecekte önemli bir işlevi olacağını vurguladı.

Türkiye'nin mevcut finansal yapısına bakıldığında, bankacılık sektörünün başat bir rol oynadığına işaret eden Aşan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerek bankacılık dışı kesimin gerekse alternatif finansın payının çok gerilerde olduğunu görmekteyiz. Bankacılık kesiminin finans sektörü içindeki payı yüzde 90'lar seviyesindedir. Her ne kadar ekonomimizde yaşanan son gelişmeler bankacılık sektörünün yaşanan saldırılara karşı ne kadar dayanıklı olduğunu göstermiş olsa da kaynakların yatırımlara daha etkin bir şekilde yönlendirilebilmesi ve ekonomik büyümeye daha fazla katkı sağlayabilmesi için finansal kesimde daha dengeli bir dağılıma ihtiyaç duyduğumuz da ortadadır."

"Bölgenin en büyük finans teknoparkını kurmayı planladık ve projelendirdik"

Prof. Dr. Göksel Aşan, kamu bankaları dışındaki bankacılık sektörünün, reel sektöre olması gereken düzeyde katkı sağlamadığını belirterek, "Bu durum bize özellikle KOBİ'ler için farklı finansal araçlar geliştirmenin önemini bir kez daha göstermiştir." dedi.

Katılım finansının önemine işaret eden Aşan, Türkiye'de katılım finansının olması gereken yerin çok gerisinde bulunduğunu söyledi.

Kişiler arası finansal işlemlerin aracısız ve online olarak gerçekleştirilme imkanının dünyada çok hızlı büyüme eğilimi gösteren kitle fonlaması, kişiden kişiye borçlanma ve özel girişim sermayesi gibi alternatif finansal araçların gelişimine büyük oranda katkı sağladığını vurgulayan Aşan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Katılım finansı, sigortacılık ve sermaye piyasalarından oluşan bankacılık dışı finansal kesimin payının artırılmasında Fintek olarak adlandırılan finansal teknolojileri hızlandırıcı bir rol oynayacaktır. İstanbul Finans Merkezi'nin bir alt projesi olarak bölgenin en büyük finans teknoparkını kurmayı planladık ve projelendirdik. Finans alanının kendi bilişim devriminin yaşandığı bu süreçte izleyen değil, yönlendiren olmamız gerektiğinin farkındayız."

"Ülkemizin bilimsel bilgi üretim performansında çarpıcı gelişmeler yaşandı"

Marmara Üniversitesi Rektörü Erol Özvar da Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanlığı ve Marmara Üniversitesi iş birliğiyle kurulan Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü'nün, yüksek lisans ve doktora düzeyinde verilecek eğitimlerle finans sektörünün ihtiyaç duyduğu yetenekli personelin yetişmesine hizmet edeceğini söyledi.

Marmara Üniversitesi'nin Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapça dillerinde lisans düzeyinde eğitim verdiğini ifade eden Özvar, üniversitenin 3 bini aşan uluslararası öğrenciye yüksek öğrenimin kapılarını açtığını belirtti.

Üniversitelerin önemli bir işlevinin de uluslararası düzeyde araştırmalar yoluyla bilimsel bilgi üretiminde söz sahibi olması gerektiğini vurgulayan Özvar, "Son 20 yılda üniversitelere sağlanan ve geliştirilen bilimsel araştırma fonları ve mali tahsisat sayesinde ülkemizin bilimsel bilgi üretim performansında çarpıcı gelişmeler yaşanmıştır. Türk üniversiteleri, küresel araştırma ve teknoloji sahasında rekabet edebilir düzeye gelmiştir." diye konuştu.

Özvar, Marmara Üniversitesi'nin yabancı saygın akademik veri tabanlarında yer alan bilimsel çalışmaların dörtte birinin, uluslararası kuruluşlarla yürütülen çok taraflı iş birlikleriyle üretildiğini aktardı.

"Spekülatif karakterli kar motifleri dünyada ciddi eleştiriler almakta"

Erol Özvar, Marmara Üniversitesi'nin bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri bakımından Türkiye'nin ilk 5 kamu üniversitesinden biri olabilmeyi hedeflediklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Niçin Marmara Üniversitesi olarak bizim ulusal ve uluslararası alanda bir başarı hikayemiz olmasın? Bu uğurda adına 'akademik seferberlik' dediğimiz ve üniversite yönetim anlayışımızı akademik üretkenlik ve performansı vizyonu itibarıyla belirleyen uzun soluklu stratejik planı hayata geçirdik. Üniversitemizin bütün mezun ve paydaşlarıyla bu hedef doğrultusunda çalışıyoruz."

Marmara Üniversitesi'nin 135 yıllık tarihinde en önemli dönüm noktalarından birinin Maltepe Kenan Evren Kışlası arazisinin yapılan protokol çerçevesinde üniversiteye devredilmesi olduğunu vurgulayan Özvar, yeni yapılacak Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi ile üniversitenin İstanbul'un ilçelerine dağılmış yerleşkelerinin tek bir çatı altında toplanacağını söyledi.

Son yıllarda kapitalizmin klasik konvansiyonel finans sistemine karşı alternatif arayışlarının dikkati çekecek düzeyde arttığını belirten Özvar, şunları kaydetti:

"Gerçek ekonomik faaliyetlerin getireceği kazancın çok üstünde, spekülatif karakterli kar motifleri dünyada ciddi eleştiriler almaktadır. Gelişmiş ülkelerin, silah ve ordu kullanmaksızın, gelişmekte olan ve ekonomik olarak zayıf ülkeleri yüksek faizli borç veya kredilerle teslim almaya çalışmaları çok daha görünür hale gelmiştir. Bu durum, protestolara ve yeni arayışlara yol açmaktadır. Yüksek faiz illetine bulaşmadan üretimi ve ortaklıkları teşvik edecek ve bölüşümde adaleti sağlayacak değişikliklerin, ekonomik ve finansal tedbirlerin belirlenmesi ve uygulamaya konulması eskisinden çok daha önemli hale gelmiştir."

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanlığı desteğiyle kurulan enstitünün, İslam ekonomisi ve finansı alanında çalışacak Türkiye'nin ilk ve tek enstitüsü olacağını vurgulayan Özvar, "Enstitü, sadece lisansüstü eğitim veren bir kurum olmayacak. Yapacağı akademik ve sosyal faaliyetler ile İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında, İslam ekonomisi ve finansı alanında Türkiye, küresel ve bölgesel merkez ülke olma hedefini kendisine vizyon olarak belirlemiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Özvar, enstitünün, çoğunlukla katılım bankacılığıyla sınırlı kalan alternatif ekonomik ve finansal arayışlara yeni istikametler teklif edeceğini söyledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ