19-05-2016 15:27
Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, Alman Der Tagesspiegel gazetesine terörle mücadele, vize muafiyeti ve AB’nin talepleri ile Almanya Federal Parlamentosu’nun gündeminde bulunan sözde Ermeni soykırımı tasarısına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Der Tagesspiegel Gazetesi’nden Albrecht Meier’in sorularını cevapladı. Meıer’ın “Sayın Bakan, Avrupa Birliği, Ankara’dan Türk vatandaşları için vize serbestisi sağlanabilmesi için Terörle Mücadele Kanunu’nda bir değişiklik yapmasını talep ediyor. Türkiye Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirecek mi?” sorusuna Bakan Kılıç, “Öncelikle Terörle Mücadele Kanunu’ndan söz ettiğimizde burada neyin mevzubahis olduğuna açıklık getirmemiz gerekiyor. PKK bir terör örgütüdür, Almanya ile AB genelinde de bu şekilde sınıflandırılmaktadır. Biz teröre karşı bir savaş sürdürüyoruz ve bu konuda birbirimizi desteklemek zorundayız. Terörle mücadelenin tanımlanması hususunda harekete geçmesi gereken AB’dir. PKK’dan farklı olarak konu DAEŞ olduğunda Avrupalıların gündeminin en başında yer alıyor. DAEŞ ve PKK ile mücadelede benzer önlemler alabilmemiz için gerçekten bir masaya oturup bu meseleyi ele almak zorundayız” yanıtını verdi.
Meıer’ın “AB, yazdıklarından hoşlanılmayan gazetecilerin gelecekte susturulamaması için de Türk Terörle Mücadele Kanunu’nun değişmesini talep ediyor” sözleri üzerine Bakan Kılıç, “Türkiye’de düşünce özgürlüğü sınırlı değil ancak düşünce özgürlüğü başka insanlara şiddet çağrısında bulunulduğu yerde son bulur” dedi.
“O hâlde Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik olmayacak mı?” sorusu üzerine Kılıç, “Gündemimizde Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirmek yok” diye konuştu. .
“Türkiye, planlandığı üzere vize mecburiyeti kalkmazsa AB ile mülteci anlaşmasını feshedecek mi?” sorusuna Kılıç, “Vize muafiyetinin gelip gelmeyeceğini önce bir bekleyelim. Yakında Federal Şansölye Merkel, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek. Türkiye ve Avrupa’daki mültecilerin durumunun da masaya geleceğini düşünüyorum. Genel olarak geçerli olan şu: Türkiye, mülteciler karşısındaki insani yükümlülüklerini her daim yerine getirmiştir. Şimdiye dek neredeyse üç milyon mülteci kabul eden Türkiye, mültecileri kabul etme çizgisini gelecekte de terk etmeyecektir. Bu insanlar vatanlarına geri dönmek istiyor. Vatanları beş yıldan beri bir tiran ve diktatör tarafından mahvediliyor. Suriye’de 400 bini aşkın insan öldü. Maalesef dünya bunu görmezden geldi. Bu hususları da konuşmamız gerekiyor” yanıtını verdi.
Albrecht Meier’in “Türkiye ile AB’ye katılım görüşmelerinde ilerleme kaydedilmiyor. Bu durum hâlihazırda birçok Avrupalının Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki bir Türkiye’nin -özellikle kendisinin başkanlık sistemi planlarını hızlandırması sebebiyle- otokrasiye doğru yol aldığı endişeleriyle bağlantılı” sözleri üzerine Kılıç, “Cumhurbaşkanı Erdoğan oyların yüzde 52’siyle doğrudan seçilmiştir. Başkanlık sisteminde yeni bir hükümet sistemi söz konusudur. Burada Avrupa’nın sürekli olarak başımıza kalktığı gibi devlet düzeninin yeniden yapılandırılması mevzubahis değildir. Fransa’da da bir başkanlık sistemi var ve orada hiç kimse otokrasi suçlamasında bulunmuyor” dedi.
“Federal Meclis haziran ayı başında 101 yıl önce Ermenilere yapılan katliamın soykırım olarak tanımlanacağı bir karar almak istiyor. Bu hususta ne söyleyeceksiniz?” sorusu üzerine Kılıç, “Tarihle ilgili nasıl bir hükme varılacağı parlamenterlere bırakılamaz. Sözde soykırım, siyasi değil, hukuki bir tanımlamadır” dedi.
Meier’in “Geçmişte çok sayıda parlamento soykırımı kınadı, bunlar arasında Fransa Ulusal Meclisi de bulunuyor” sözleri üzerine Bakan Kılıç, “Bizim için neredeyse 3 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya, özel bir anlam taşıyor. Diğer parlamentoların yaptıkları hatanın Federal Mecliste tekrarlanmamasını ümit ediyoruz. Beraberce tarihin irdelenmesi, en başta Türkiye ve Ermenistan’ın meselesidir. İki ülkenin arşivlerindeki belgelerin incelenmesi için ortak bir komisyon kurulması önerisinde bulunduk ancak Ermeni tarafından şimdiye dek yanıt gelmedi” cevabını verdi.
(İHA)
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Der Tagesspiegel Gazetesi’nden Albrecht Meier’in sorularını cevapladı. Meıer’ın “Sayın Bakan, Avrupa Birliği, Ankara’dan Türk vatandaşları için vize serbestisi sağlanabilmesi için Terörle Mücadele Kanunu’nda bir değişiklik yapmasını talep ediyor. Türkiye Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirecek mi?” sorusuna Bakan Kılıç, “Öncelikle Terörle Mücadele Kanunu’ndan söz ettiğimizde burada neyin mevzubahis olduğuna açıklık getirmemiz gerekiyor. PKK bir terör örgütüdür, Almanya ile AB genelinde de bu şekilde sınıflandırılmaktadır. Biz teröre karşı bir savaş sürdürüyoruz ve bu konuda birbirimizi desteklemek zorundayız. Terörle mücadelenin tanımlanması hususunda harekete geçmesi gereken AB’dir. PKK’dan farklı olarak konu DAEŞ olduğunda Avrupalıların gündeminin en başında yer alıyor. DAEŞ ve PKK ile mücadelede benzer önlemler alabilmemiz için gerçekten bir masaya oturup bu meseleyi ele almak zorundayız” yanıtını verdi.
Meıer’ın “AB, yazdıklarından hoşlanılmayan gazetecilerin gelecekte susturulamaması için de Türk Terörle Mücadele Kanunu’nun değişmesini talep ediyor” sözleri üzerine Bakan Kılıç, “Türkiye’de düşünce özgürlüğü sınırlı değil ancak düşünce özgürlüğü başka insanlara şiddet çağrısında bulunulduğu yerde son bulur” dedi.
“O hâlde Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik olmayacak mı?” sorusu üzerine Kılıç, “Gündemimizde Terörle Mücadele Kanunu’nu değiştirmek yok” diye konuştu. .
“Türkiye, planlandığı üzere vize mecburiyeti kalkmazsa AB ile mülteci anlaşmasını feshedecek mi?” sorusuna Kılıç, “Vize muafiyetinin gelip gelmeyeceğini önce bir bekleyelim. Yakında Federal Şansölye Merkel, Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek. Türkiye ve Avrupa’daki mültecilerin durumunun da masaya geleceğini düşünüyorum. Genel olarak geçerli olan şu: Türkiye, mülteciler karşısındaki insani yükümlülüklerini her daim yerine getirmiştir. Şimdiye dek neredeyse üç milyon mülteci kabul eden Türkiye, mültecileri kabul etme çizgisini gelecekte de terk etmeyecektir. Bu insanlar vatanlarına geri dönmek istiyor. Vatanları beş yıldan beri bir tiran ve diktatör tarafından mahvediliyor. Suriye’de 400 bini aşkın insan öldü. Maalesef dünya bunu görmezden geldi. Bu hususları da konuşmamız gerekiyor” yanıtını verdi.
Albrecht Meier’in “Türkiye ile AB’ye katılım görüşmelerinde ilerleme kaydedilmiyor. Bu durum hâlihazırda birçok Avrupalının Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki bir Türkiye’nin -özellikle kendisinin başkanlık sistemi planlarını hızlandırması sebebiyle- otokrasiye doğru yol aldığı endişeleriyle bağlantılı” sözleri üzerine Kılıç, “Cumhurbaşkanı Erdoğan oyların yüzde 52’siyle doğrudan seçilmiştir. Başkanlık sisteminde yeni bir hükümet sistemi söz konusudur. Burada Avrupa’nın sürekli olarak başımıza kalktığı gibi devlet düzeninin yeniden yapılandırılması mevzubahis değildir. Fransa’da da bir başkanlık sistemi var ve orada hiç kimse otokrasi suçlamasında bulunmuyor” dedi.
“Federal Meclis haziran ayı başında 101 yıl önce Ermenilere yapılan katliamın soykırım olarak tanımlanacağı bir karar almak istiyor. Bu hususta ne söyleyeceksiniz?” sorusu üzerine Kılıç, “Tarihle ilgili nasıl bir hükme varılacağı parlamenterlere bırakılamaz. Sözde soykırım, siyasi değil, hukuki bir tanımlamadır” dedi.
Meier’in “Geçmişte çok sayıda parlamento soykırımı kınadı, bunlar arasında Fransa Ulusal Meclisi de bulunuyor” sözleri üzerine Bakan Kılıç, “Bizim için neredeyse 3 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya, özel bir anlam taşıyor. Diğer parlamentoların yaptıkları hatanın Federal Mecliste tekrarlanmamasını ümit ediyoruz. Beraberce tarihin irdelenmesi, en başta Türkiye ve Ermenistan’ın meselesidir. İki ülkenin arşivlerindeki belgelerin incelenmesi için ortak bir komisyon kurulması önerisinde bulunduk ancak Ermeni tarafından şimdiye dek yanıt gelmedi” cevabını verdi.
(İHA)
