Ankara
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ege ve Doğu Akdeniz'deki sorunları uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek istediklerini, bunun için gerekenleri bugüne kadar yaptıklarını ve bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini belirterek "Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamakta da son derece azimli, kararlıyız ve buna da muktediriz." dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile hudut bölgesinde dün yaptığı toplantıda Akar, bölgedeki son duruma ilişkin bilgiler aldı.
Bölgedeki birlik komutanlarını tek tek dinleyerek hudut güvenliğinden teröristle mücadele operasyonlarına kadar birçok konuda talimatlar veren Akar, toplantıdaki sözlerine şehitlere rahmet, gazilere şifa dileyerek başladı.
Akar, FETÖ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini vurguladı. Bu mücadelede herhangi bir tavizin, mücadele kararlılığında azalmanın söz konusu olmadığını, olmayacağını dile getiren Bakan Akar, şunları söyledi:
"Milletimizin 'peygamber ocağı' dediği Türk Silahlı Kuvvetlerinin pak, temiz olması lazım. Bu konuda herkese görev düşüyor. FETÖ ile ilk günden itibaren yapılan mücadele var. Artan şiddet ve tempoda bu vazife devam ediyor. Bu kriterler gelişiyor, geliştiriliyor. Ona göre tedbirler alınıyor. Bu konuda komutanların personelleri hakkındaki kanaatleri de çok önemli. Adli makamlarla, istihbarat makamları ile yakın ilişki içinde bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
"Muhataplarımızı Ankara'ya bekliyoruz”
TSK'nın tüm faaliyetlerinin yanı sıra Türkiye'nin Mavi Vatan'daki ve semalarındaki hak, alaka ve menfaatlerini de korumakla görevli olduğunu dile getiren Akar, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak, Silahlı Kuvvetler olarak Ege'deki, Doğu Akdeniz'deki, Kıbrıs'taki bütün sorunlarımızı uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek istiyoruz. Uluslararası hukuk ne diyorsa iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, karşılıklı iyi niyete dayalı, saygıyla sevgiyle karşılıklı nezaket çerçevesinde, hiçbir şekilde kimseyi tahrik etmeden, kimse kimsenin hakkına tecavüz etmeden barışçıl yöntemleri kullanmak suretiyle bütün sorunları çözelim. Bizim gayemiz, samimi gayretimiz, niyetimiz, maksadımız bu.
Bu çerçevede sayın mevkidaşımla yaptığımız görüşmelerde vardığımız mutabakata bağlı olarak arkadaşlarımız heyet halinde iki defa Atina'ya gittiler, orada toplantı yapıldı. Bir kez Türkiye'ye geldiler, burada görüştük. Aynı şekilde yine muhataplarımızı Ankara'ya bekliyoruz."
"Bu hiçbir şekilde kimseye tehdit değil"
Türkiye olarak bu diyaloğun sürmesinden yana olduklarını vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
"Bunun için bize düşen neyse bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Fakat diğer taraftan 83 milyonluk halkımızın, asil milletimizin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hak, alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamakta da son derece azimli, kararlıyız ve buna da muktediriz. Bunu da söylemek zorundayım.
Bu hiçbir şekilde kimseye tehdit değil, hiçbir şekilde provokasyon değil. Biz sadece ve sadece bir taraftan barışçıl yöntemlerle, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde bu sorunların çözülebileceğini, yapılan toplantıların ve bunun devamının buna önemli katkılar sağlayacağını söylüyoruz, diğer taraftan da Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak hak alaka ve menfaatlerimizi korumak ve kollamakta azimli ve kararlı olduğumuzu ve buna muktedir olduğumuzu söylüyoruz. Bu çerçevede inşallah bu görüşmelerimizi sürdürürüz ve değerli mevkidaşım, Sayın Savunma Bakanı ile görüşmelerimizi sürdürüp bunlara bir çözüm bulabilirsek ne mutlu bizlere. Bu bizim arzu ettiğimiz bir sonuç olur."
"Türkiye'nin Kıbrıs'taki tutumu belli"
Bakan Akar, Türkiye'nin Kıbrıs'taki tutumunun da belli olduğunu dile getirerek "Yıllardan beri sürdürdüğümüz politikalarımız var. Kıbrıs'ın bizim milli meselemiz olduğunu herkesin bilmesi lazım. Orada da herhangi bir şekilde oldubittinin söz konusu olmadığını herkesin aklının bir tarafında tutması lazım. Orada da barışçıl yöntemler neyse, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa konuşmalar, görüşmeler yoluyla bunları çözelim. Amacımız, gayretimiz bu. Gerektiğinde bu konuda Silahlı Kuvvetlerimiz kendisine verilecek her türlü görevi yapabilecek durumdadır." ifadelerini kullandı.
Yeni celpler başladı
Akar, koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında bu kapsamda terhis ve celplerin ertelendiğini anımsatarak bu önlemlerle önemli başarılar elde edildiğini söyledi. Bu kararın çok isabetli olduğunun altını çizen Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk başlarda bazı gençlerimiz ve aileleri bu konuda biraz duygusal davrandılar ama şimdi onların da bu durumu anladığına inanıyorum. O dönemde terhis ve celplerin yapılması durumunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin koronavirüsle mücadeleyle başı derde, operasyonlar tehlikeye girebilirdi. Aynı zamanda ülke çapında bu salgın ile verilen mücadeleye de zarar gelebilirdi.
Orada durmamız, o sıkıntıyı yaşamamız lazımdı. O sıkıntıyı yaşadık. Şimdi yeni celplerle gelecek yaklaşık 100 bin gencimize PCR testi yaptık. Bunun koordinasyonunu Sağlık Bakanlığı ile yaptık. Bu konudaki desteklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz. Tüm il ve ilçelerde 3-4 gün öncesinden PCR testi yapıldı, 'sağlam' denildikten sonra onların sevki başladı.
Terhis olacak askerleri ise 14 gün öncesinden gözlem altına aldık. Olası bir salgına izin vermemek, milletimize, ülkemizin bu konudaki mücadelesine katkı sağlamak için bunu yaptık. Bu faaliyetimizin de başarıyla gerçekleştiğini görmek bizler için gerçekten büyük bir övünç, gurur kaynağı. Terhisler itibarıyla baktığımızda yaptığımız bu faaliyet, amansız mücadelesinde ülkemize, milletimize, çok saygıdeğer halkımıza yaptığımız önemli bir katkı oldu."
Bakan Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin vazifesini yapması konusunda herhangi bir engel oluşmaması için celplerde tedbirleri aldıklarına dikkati çekerek "Bu da gerçekten çok isabetli oldu ve çok başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. İnşallah bunu uygulayarak kazasız, belasız yeni normale geçmiş olacağız. Terhisler sıkıntısız tamamlandı, celplerin de kazasız, belasız tamamlanmasını temenni ediyorum. Bu konuda yapılması gereken ne varsa her türlü dikkat ve hassasiyeti ilk günden itibaren gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Bu konuda sivil asker sağlık personeli ile sıralı komutanlarımızın rolü büyük olmuştur." diye konuştu.
"Bizim görevimiz, vazifemiz belli"
Asil milletin sevgisi, güveni ve duasının Türk Silahlı Kuvvetleri için önemli bir ilham kaynağı olduğunu dile getiren Akar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk Silahlı Kuvvetleri asil milletimizin emrinde, onların rahatı, huzuru, birliği ve bütünlüğü için anayasa çerçevesinde, aklın ve bilimin ışığında, yasalar ve Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda yapılması gereken ne varsa ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı içinde bugüne kadar yaptı, bundan sonra da yapmaya devam edecek.
Bu ordu milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hepimiz bunun için çalışıyoruz, bunun dışında herhangi bir duruş, hareket, bakış açısı olamaz, kabul edilemez. Bizim görevimiz, vazifemiz belli. Hukuk var, şeffaflık var, vazifemiz var. Bu üçgen içinde bize düşen neyse yaptık, yapmaya devam edeceğiz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com