İSTANBUL
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Programı öğrencileri ve akademisyenleri sürdürülebilir tarım düşüncesinden yola çıkarak kampüste yer alan binanın terasında uygulamaya koydukları topraksız tarım kapsamında, mevsimine uygun sebze ve bitkiler yetiştiriyor.
Yemek atıklarının gübre olarak kullanıldığı ve "topraktan mutfağa, mutfaktan doğaya" bilinciyle hareket edilen proje kapsamında oluşturulan BAU Tarım Bahçesi'nin açılışı gerçekleştirildi.
BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, açılış programında yaptığı konuşmada, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Dekanı Dr. Dilistan Shipman'a, üniversitede gastronomiye yeniden hayat bulduran ve hedefleri daha yükseğe koyan bir anlayışla göreve geldiği için teşekkür etti.
Bir köylü çocuğu olduğunu, 50 yıldır memleketi Giresun'a gidip geldiğini anlatan Yücel, sözlerine şöyle devam etti:
"Her gidişimde bir şey eksiliyordu. Bizim kapıda olan hayvanlar, hiç birisi yok. Ben de inat ettim, kapıya gelen domates, biber, patlıcan arabaları var, yasak dedim. Şimdi orada üretiyorum, köyümde de insanlara bedava olarak veriyorum. Hem bir Anadolu çocuğu olarak bunlar yerine gelsin istiyorum hem de çok büyük bir değer ve geçmiş ziyan oluyor. Nesi ziyan oluyor? Türk mutfağını, Türk kültürünü, Türk medeniyetini her seferinde anlatırız ama bunlardan ülkemizin bir şey kazanmasını da çok arzu etmemiz lazım.
Bahçeşehir Üniversitesinin gastronomi bölümü sadece iyi ve mükemmel şefler yetiştirmeyecek, aynı zamanda diplomasi yapan insanlar yetiştirecek. Gastro-diplomaside öncülük yapacağız. Bugün dünyanın neresine gidersek gidelim, bir Türk mutfağı ile gitmemiz çok mümkün, çok da güçlü olur. Pandemi olmasaydı Güney Kore ve İngiltere'de böyle bir etkinlik yapacaktık. Ama önümüzdeki günlerde yine yapacağız. Yani Türk mutfağını dünyaya bir diplomasi anlayışı kültürüyle yerleştireceğiz. Yemek yapmak, kültür, bunların temelini tarım oluşturuyor. Türkiye'nin ve dünyanın tarım ile ilgili gelişmelerini hep beraber izliyoruz. Üniversitemizde gastronomi, yemek yapan bir bölümün yerine daha da kökten, büyük bakarak tarıma el atmak istiyoruz. Sürdürülebilir tarım, organik tarım."
Memleketinde 200 dönüm arazide BAU'nun Doğal Yaşam Kampı'nı oluşturduklarını ifade eden Yücel, yöredeki ürünlerin yetiştirilmesiyle ilgili çalışmalar yapacaklarını, buranın bir uygulama alanı olacağını söyledi.
Dünyada tarım alanında olup biteni, Doğal Yaşam Kampı'nda Türkiye'ye tanıtmak istediğini anlatan Yücel, burada aynı zamanda kadın istihdamına destek olduklarını, kooperatiflerin de merkezi haline getirerek yöredeki kadınlara katkı sağlayacaklarını belirtti.
Yücel, üniversitede daha çok gastronomi ve konservatuvar ile ilgilendiğini, bu alanların Türkiye'nin en büyük gücü olacağını dile getirdi.
"Yenilikçi gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz"
BAU Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz de salgın döneminin gastronomi sektörü ve tarım için kolay geçmediğini, bu süreçte eğitimleri tekrar masaya yatırdıklarını, bu yıl İngilizce gastronomi bölümünü açtıklarını, yüksek lisans başvurusunu bitirdiklerini, bundan sonra doktora programı da açacaklarını söyledi.
Buradaki programları tekrar yenilediklerini ve üniversite içindeki interdisipliner bakış açısını buraya da yansıttıklarını aktaran Prof. Dr. Karadeniz, "Eğitim açısından baktığımızda gastronomi nasıl tarımdan ayrı değilse, tarım yapay zekadan ayrı değilse, yapay zeka hukuktan ayrı değilse, bunların hepsini 360 derece görebilmek ve bu konuda farklı çalışma gruplarını bir araya getirmek gibi bir hedefimiz var. O yüzden tarımı dikeyde gördüğümüz tek başına kompartman halinde olan bir alandan ziyade, tüm diğer alanlara dokunan, yatayda kesişen, izdüşümlerini hepsiyle bir arada koyan bir alan gibi de görüyoruz çünkü buna ihtiyacımız var." diye konuştu.
Prof. Dr. Karadeniz, sürdürülebilirlik açısından da yaptıkları çalışmalarda gastronomi özelinde atıkları bir faydaya dönüştürdüğü için Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Dekanı Dr. Dilistan Shipman'a teşekkür etti.
Öğrenciye belirli davranış kalıplarının, belirli bakış açısının sadece derslerde öğretilemeyeceğini dile getiren Prof. Dr. Karadeniz, sözlerine şöyle devam etti:
"Onu davranış haline getirmek için o farkındalığı yaşatmak ve bunu birebir uygulatmak gerekiyor. Uygulamalı bir bilim olarak bakıyorum ben gastronomiye. Bu bilim içinde hem uygulamadahem bilim tarafında iyi olan hem kendi kültürünü, milli değerlerini anlayan ama bunu dünyadaki değerlerle de bütünleştirebilen yenilikçi gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu gençleri yetiştirmek için sadece belirli bir müfredata onları koymak değil, onları farklı alanlarla, tarımla, yapay zekayla, belki de işletme ve hukukla da bir araya getirmek gerekiyor ki bakış açıları farklılaşsın. Sadece bir tarımsal alandan ziyade, bizim bu bakış açımızın gastronomiye yansıması olarak bakıyorum, tüm emek verenlere teşekkür ediyorum."
"Çevresini seven öğrenciler yetiştireceğiz"
BAU Tarım Projesi'nin fikir öncüsü Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Dekanı Dr. Dilistan Shipman da giderek şehirleşen dünyada toprağa, ağaca, hiçbir şeye yer kalmadığını dile getirdi.
Ürünlere "organik" denmesine anlam veremediğini çünkü zaten organik büyüdüklerini ifade eden Shipman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diyorlar ki 'Bu Z kuşağı topraktan anlamıyor, bitkiye önem vermiyor.' Nasıl versin toprağı görmüyor. Halbuki biz bu dersi yapan tek gastronomi bölümüyüz. BAU Tarım Bahçesi'nde hem seralarda hem küçük toprak alanlarında hem de topraksız olarak bitkileri mevsimine göre yetiştiriyoruz. Gübreleri kendimiz yapıyoruz atık yemeklerden. Ayrıca öğrencilerin oturacağı bir alan yaptık. Öğrenciler onlara bakacak, hasat edecek ve bir maydanozun büyümek için ne kadar eziyetli bir zaman geçirdiğini anlayacak. Kesip kesip çöpe atmayacak. Böylelikle empati kurabilen, başka insanlara ve her şeye duyarlı, çevresini seven öğrenciler yetiştireceğiz.
"Bütün dünya tarımı konuşuyor"
Açılış konuşmalarının ardından katılımcılar BAU Tarım Bahçesi'ni ziyaret etti.
BAU Öğretim Üyesi Ziraat Yüksek Mühendisi Kevser Üner Öztürk, Tarım Bahçesi'nde bitkileri nasıl yetiştirdiklerine ilişkin Enver Yücel ve katılımcılara bilgi verdi.
Tarım Bahçesi'nde incelemelerde bulunan Enver Yücel, bütün dünyanın tarımı ve tarımın gelişmesiyle ilgili neler yapılması gerektiğini konuştuğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ülkemizde bu konuşulmaya başlandı. Toprağımızın daha verimli hale gelmesi için çalışmalar devam ediyor. Kentte tarım nasıl yapılabilirden yola çıkarak, topraksız tarım uygulamasına geçilip, hem gastronomi hem de diğer bölümlerdeki öğrencilerimize tarımın sadece toprakta olamayacağını, başka alanlarda da kullanılmayan bazı duvarlarda da tarım yapılabileceğini hatta bir evin içinde de yapılabileceğini arkadaşlarımız gösteriyor. Amacımız gastronomi bölümümüzdeki öğrencilere bunları gösterebilmek. Çünkü eğer tarımla ilgili bir ürün geliştiriliyorsa, bunun yemeği olur. Dolayısıyla bir bütün olarak meseleye bakıp, bunu yapıyoruz. Sadece burada kalmıyoruz, doğal yaşam köyü ve uygulama alanlarını ülkemizde yapmaya başladık. İlkini Karadeniz'de yaptık, başka bölgelerde de bunları geliştireceğiz. Özellikle kadın istihdamında da yararlı olalım diye çalışmalarımız devam edecek."
Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Dekanı Dr. Dilistan Shipman da kampüste yer alan binanın terasında projeyi 1,5 ayda kurduklarını anlattı.
Maydanoz, marul, patlıcan ve karnabahar üzerinden öğrencilerin hayatı da anladığını belirten Shipman, "Böylece o meyveler ve sebzeler üzerinden sana, bana, bir özürlüye, bir yaşlıya, bir hastaya, onunla aynı düşüncede olmayana da duyarlı olmayı anlıyor. İşte ben bunu yapmak istedim." dedi.
Hazırladıkları küçük bir serada da mevsim dışı sebzeleri yetiştirdiklerini aktaran Shipman, öğrencilerin getirdiği kendi yörelerine özgü tohumları da yetiştirdiklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com