MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörizmin Türkiye’yi kana buladığını, adeta ölüme yatırdığını belirterek "Bölücülük mevki ve mevzi elde etmiştir, Türkiye çıkmazdadır" dedi.
Bahçeli, konuşmasında, "IŞİD’e ’nankör’ diyen Davutoğlu bu sözünü açıklığa kavuşturmak zorundadır. İyilik bilmeyene nankör denildiği bilinen bir gerçektir. Davutoğlu IŞİD’e hangi iyilikleri yapmış hangi kıyakları geçmiştir de bu terör örgütü nankörce davranmış, kadir kıymet bilmemiştir" diye konuştu.
MHP, 1 Kasım Milletvekili Genel Seçimi kapsamında son mitingini Anadolu meydanında gerçekleştirdi. Ankara mitinginde partililere seslenen Bahçeli, şunları söyledi: "Huzurumuz darboğazda, iç barış ve kardeşlik ortamı buhrandadır. Terörizm Türkiye’yi kana bulamış, ölüme yatırmıştır. Bölücülük mevki ve mevzi elde etmiştir. Türkiye çıkmazdadır, Türkiye sorun ve sıkıntı yumağıdır ve her değerimiz, her mirasımız, her kutsalımız AKP saldırısına maruz kalmıştır. AKP’nin soysuz politikaları yüzünden milli güvenlik duvarlarımız yıkılmıştır, milli his ve hassasiyetlerimiz aşındırılmıştır, milli kimlik ve geleceğimiz rehin alınmıştır. Tehlike büyüktür."
"İNTİHAR BOMBACILARI SURİYE’DEN ANKARA’YA RAHATLIKLA GELİYORSA ORTADA HÜKÜMETİN AĞIR BİR KUSURU VAR"
Ankara Garında 102 vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısına ilişkin değerlendirme yapan Bahçeli, "Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanmıştır. 10 Ekim günü Ankara’nın göbeğinde canlı bombalar patlamıştır. Bu sıradan bir hadise değildir. Canlı bombalar hükümetin acziyetinden, güvenlik ve istihbarat zaafiyetinden azami ölçüde yararlanmışlardır. Terör örgütleri AKP’nin kötürüm ve körlüğünü fırsat bilmişlerdir, intihar bombacıları Suriye’den Ankara’ya kadar rahatlıkla geliyor, başkentte saldırılarını icra edebiliyorsa ortada hükümetin ağır bir kusuru ve ihmali var demektir" diye konuştu.
"Gaziantep’te çarıkçılığa özenen, Şanlıurfa’da dama oynayan, Gazali ve Hegel’le rüyalarda buluşan Davutoğlu, ne iş yapmaktadır?" diye soran Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
"Saray’da muhtarlarla düzenlediği toplantılarda yalan ve aldatma kompozisyonu yazan Erdoğan, daha ne kadar sorumluluktan kaçacaktır. Paralel operasyonu ile dengesi bozulan emniyet, Saray’a özel hizmet sunan istihbarat teşkilatı ne ile meşguldür. Böylesi rezil bir yönetim tarihimizin hiçbir döneminde vasat bulmamıştır. Böylesi düşkün ve korkak bir iktidar ne duyulmuş ne de görülmüştür."
Bahçeli, Türkiye’nin, teröristlerin cirit attığı, bekamıza, beraberliğimize, birlik hukukumuza meydan okuduğu üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi haline gerilediğini söyledi. Suçlunun Başbakanlığı kağıt üstünde kalan Ahmet Davutoğlu olduğunu anlatan Bahçeli, "Suçlu 17-25 Aralık’ta yakayı kurtarmak için devlet hayatını tarumar eden bu da yetmezmiş gibi teröristlere kol kanat geren Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.
"BÖYLESİ DEVLET İRADESİ NEREDE GÖRÜLMÜŞTÜR?"
Davutoğlu’nun "Canlı bombaların kimliği bilinmektedir, katillerin listesi de tutulmuştur" dediğini hatırlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Davutoğlu’nun açıklamaları bu yöndedir. Fakat birden hukuk devleti olduğumuzu hatırlayan Davutoğlu, teröristleri kollarcasına ’Eylem yapmadan harekete geçemeyiz’ diyerek Başbakanlığa layık olmadığını, üstlendiği yetkiyi kötüye kullandığını göstermiştir. Canlı bombalar hedeflerini imha için etrafta gezerken Başbakan sabırla eylem yapmalarını beklemektedir. Böyle bir devlet idaresi nerede görülmüştür. Düşmana buyur eden, ikramda bulunan bir hükümete dünyanın neresinde rastlanmıştır. Teröriste gelince hukuk devleti, millete gelince hülle adaleti uygulayan bir Başbakan ve hükümetine nasıl güveneceğiz, nasıl inanacağız? Madem hukuk devletiyiz, o zaman hırsızlar, rüşvetçiler, komisyoncular, yüzdeciler, kasacılar, kutucular, villacılar, arazi yağmacıları, haksız servet edinen soygun çeteleri niçin dışarıdadır? Madem hukuk devletiyiz, o halde kanun kaçakları, altın kaçakçıları, kollarında yüz binlerce liralık rüşvet saat takan ahlaksızlar, Kur’an ile alay eden namertler ne hakla koruma altındadır. Hukuk devletiysek polisleri kovalayan, yandaşlık tasmasını reddetmiş hakim ve savcılara zulmeden adalet katliamcıları nasıl özgürce dolaşmaktadır."
"TÜRK MİLLİYETÇİLERİ VARKEN BOMBACILAR KAÇACAK DELİK ARAYACAK"
Bahçeli, konuşmasında "Davutoğlu sanal hukuk hatırlatmasıyla vakit geçirirken daha kaç insanımızın ölmesi, hangi saldırıların vuku bulması lazımdır?" diye sordu.
Bunların hukuk diye bir meselesi olmadığını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şuan hakim olan, Habur, Kandil, İmralı, Oslo hukukudur. Anayasayı çiğneyen, yasalara baş kaldıran, zulmü alkışlayan, zalimlere kul köle olan AKP ile Türk milletinin işi ve geleceği olamaz, olmamalıdır. Çok şükür ümitler kurumadı, yollar kapanmadı, çareler tükenmedi, özlemler sonlanmadı. Göğsümüzü kabartacak bu ihtişamlı heyecandan görüyorum ki şehitlere sahip çıkmak için, gazileri kucaklamak için, AKP tuzaklarını teker teker bozmak için ve hepsinden önemlisi ’Yıkılmadım ayaktayım’ demek için ülkenin geleceğini güvenceye alacak irade buradadır. Milliyetçi ülkücü hareketin varlığı her kirli kampanyanın parçalanmasına yetecektir. Türk milliyetçileri varken bombacılar, suikastçılar, saldırganlar kaçacak delik arayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi varken Batı planlarına uşaklık yapanlar rahat yüzü göremeyeceklerdir. Ankaralı Seymenler, 1 Kasım’da verecekleri kararla tıpkı milli mücadele yıllarında olduğu gibi, tıpkı ilk Meclis’in açıldığı günlerdeki inançla başkent Ankara’nın gurur ve mirasını, Türkiye’nin hak ve hukukunu müdafaa edeceklerdir."
Bahçeli, konuşmasında vatandaşlara şöyle seslendi: "1 Kasım’da bayrağa, vatana, istikbale sahip çıkacak mısınız? 1 Kasım’da terör baronlarına, terörist himayecilerine, yıkım ve himayecilerine, yıkım ve çözülme siyasetine kesin bir darbe vuracak mısınız? 1 Kasım’da AKP’yi kenara ve kızağa çekip MHP’yi seçecek misiniz? Ülkenin geleceğine tertemiz vicdanlarınızla oy verecek misiniz? Bu evetler 1 Kasım’da Türkiye’nin kurtuluş habercisidir. Bu evetler Türk milletinin bağımsızlık ve var olma tercihidir."
"IŞİD’E ’NANKÖR’ DİYEN DAVUTOĞLU BU SÖZÜNÜ AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ZORUNDA"
Davutoğlu’nu eleştiren Bahçeli, "Serok Ahmet ustasından öğrendiği yalanlara bel bağlamıştır, saptırma konusunda uzmanlaşmıştır" ifadesini kullandı. Davutoğlu’nun öğüttüğünün iftira, savurduğunun hayal olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yalanla yaşayan, yalana yaslanan, yalancılığı kılavuz yapan, yalandan bir başbakan karşımızdadır. Davutoğlu, Şanlıurfa’da IŞİD’e nankör demektedir, PKK’yı korkaklık ve hainlikle itham etmektedir. Davutoğlu, Ankara’daki bombadan sonra oylarının arttığını söyleyecek kadar aklını ve ahlakını kaybetmiştir. IŞİD’e nankör diyen Davutoğlu bu sözünü açıklığa kavuşturmak zorundadır. İyilik bilmeyene nankör denildiği bilinen bir gerçektir. Davutoğlu IŞİD’e hangi iyilikleri yapmış hangi kıyakları geçmiştir de bu terör örgütü nankörce davranmış, kadir kıymet bilmemiştir."
(Ä°HA)
Bahçeli, konuşmasında, "IŞİD’e ’nankör’ diyen Davutoğlu bu sözünü açıklığa kavuşturmak zorundadır. İyilik bilmeyene nankör denildiği bilinen bir gerçektir. Davutoğlu IŞİD’e hangi iyilikleri yapmış hangi kıyakları geçmiştir de bu terör örgütü nankörce davranmış, kadir kıymet bilmemiştir" diye konuştu.
MHP, 1 Kasım Milletvekili Genel Seçimi kapsamında son mitingini Anadolu meydanında gerçekleştirdi. Ankara mitinginde partililere seslenen Bahçeli, şunları söyledi: "Huzurumuz darboğazda, iç barış ve kardeşlik ortamı buhrandadır. Terörizm Türkiye’yi kana bulamış, ölüme yatırmıştır. Bölücülük mevki ve mevzi elde etmiştir. Türkiye çıkmazdadır, Türkiye sorun ve sıkıntı yumağıdır ve her değerimiz, her mirasımız, her kutsalımız AKP saldırısına maruz kalmıştır. AKP’nin soysuz politikaları yüzünden milli güvenlik duvarlarımız yıkılmıştır, milli his ve hassasiyetlerimiz aşındırılmıştır, milli kimlik ve geleceğimiz rehin alınmıştır. Tehlike büyüktür."
"İNTİHAR BOMBACILARI SURİYE’DEN ANKARA’YA RAHATLIKLA GELİYORSA ORTADA HÜKÜMETİN AĞIR BİR KUSURU VAR"
Ankara Garında 102 vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısına ilişkin değerlendirme yapan Bahçeli, "Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanmıştır. 10 Ekim günü Ankara’nın göbeğinde canlı bombalar patlamıştır. Bu sıradan bir hadise değildir. Canlı bombalar hükümetin acziyetinden, güvenlik ve istihbarat zaafiyetinden azami ölçüde yararlanmışlardır. Terör örgütleri AKP’nin kötürüm ve körlüğünü fırsat bilmişlerdir, intihar bombacıları Suriye’den Ankara’ya kadar rahatlıkla geliyor, başkentte saldırılarını icra edebiliyorsa ortada hükümetin ağır bir kusuru ve ihmali var demektir" diye konuştu.
"Gaziantep’te çarıkçılığa özenen, Şanlıurfa’da dama oynayan, Gazali ve Hegel’le rüyalarda buluşan Davutoğlu, ne iş yapmaktadır?" diye soran Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
"Saray’da muhtarlarla düzenlediği toplantılarda yalan ve aldatma kompozisyonu yazan Erdoğan, daha ne kadar sorumluluktan kaçacaktır. Paralel operasyonu ile dengesi bozulan emniyet, Saray’a özel hizmet sunan istihbarat teşkilatı ne ile meşguldür. Böylesi rezil bir yönetim tarihimizin hiçbir döneminde vasat bulmamıştır. Böylesi düşkün ve korkak bir iktidar ne duyulmuş ne de görülmüştür."
Bahçeli, Türkiye’nin, teröristlerin cirit attığı, bekamıza, beraberliğimize, birlik hukukumuza meydan okuduğu üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi haline gerilediğini söyledi. Suçlunun Başbakanlığı kağıt üstünde kalan Ahmet Davutoğlu olduğunu anlatan Bahçeli, "Suçlu 17-25 Aralık’ta yakayı kurtarmak için devlet hayatını tarumar eden bu da yetmezmiş gibi teröristlere kol kanat geren Recep Tayyip Erdoğan’dır" dedi.
"BÖYLESİ DEVLET İRADESİ NEREDE GÖRÜLMÜŞTÜR?"
Davutoğlu’nun "Canlı bombaların kimliği bilinmektedir, katillerin listesi de tutulmuştur" dediğini hatırlatan Bahçeli, şöyle konuştu: "Davutoğlu’nun açıklamaları bu yöndedir. Fakat birden hukuk devleti olduğumuzu hatırlayan Davutoğlu, teröristleri kollarcasına ’Eylem yapmadan harekete geçemeyiz’ diyerek Başbakanlığa layık olmadığını, üstlendiği yetkiyi kötüye kullandığını göstermiştir. Canlı bombalar hedeflerini imha için etrafta gezerken Başbakan sabırla eylem yapmalarını beklemektedir. Böyle bir devlet idaresi nerede görülmüştür. Düşmana buyur eden, ikramda bulunan bir hükümete dünyanın neresinde rastlanmıştır. Teröriste gelince hukuk devleti, millete gelince hülle adaleti uygulayan bir Başbakan ve hükümetine nasıl güveneceğiz, nasıl inanacağız? Madem hukuk devletiyiz, o zaman hırsızlar, rüşvetçiler, komisyoncular, yüzdeciler, kasacılar, kutucular, villacılar, arazi yağmacıları, haksız servet edinen soygun çeteleri niçin dışarıdadır? Madem hukuk devletiyiz, o halde kanun kaçakları, altın kaçakçıları, kollarında yüz binlerce liralık rüşvet saat takan ahlaksızlar, Kur’an ile alay eden namertler ne hakla koruma altındadır. Hukuk devletiysek polisleri kovalayan, yandaşlık tasmasını reddetmiş hakim ve savcılara zulmeden adalet katliamcıları nasıl özgürce dolaşmaktadır."
"TÜRK MİLLİYETÇİLERİ VARKEN BOMBACILAR KAÇACAK DELİK ARAYACAK"
Bahçeli, konuşmasında "Davutoğlu sanal hukuk hatırlatmasıyla vakit geçirirken daha kaç insanımızın ölmesi, hangi saldırıların vuku bulması lazımdır?" diye sordu.
Bunların hukuk diye bir meselesi olmadığını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şuan hakim olan, Habur, Kandil, İmralı, Oslo hukukudur. Anayasayı çiğneyen, yasalara baş kaldıran, zulmü alkışlayan, zalimlere kul köle olan AKP ile Türk milletinin işi ve geleceği olamaz, olmamalıdır. Çok şükür ümitler kurumadı, yollar kapanmadı, çareler tükenmedi, özlemler sonlanmadı. Göğsümüzü kabartacak bu ihtişamlı heyecandan görüyorum ki şehitlere sahip çıkmak için, gazileri kucaklamak için, AKP tuzaklarını teker teker bozmak için ve hepsinden önemlisi ’Yıkılmadım ayaktayım’ demek için ülkenin geleceğini güvenceye alacak irade buradadır. Milliyetçi ülkücü hareketin varlığı her kirli kampanyanın parçalanmasına yetecektir. Türk milliyetçileri varken bombacılar, suikastçılar, saldırganlar kaçacak delik arayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi varken Batı planlarına uşaklık yapanlar rahat yüzü göremeyeceklerdir. Ankaralı Seymenler, 1 Kasım’da verecekleri kararla tıpkı milli mücadele yıllarında olduğu gibi, tıpkı ilk Meclis’in açıldığı günlerdeki inançla başkent Ankara’nın gurur ve mirasını, Türkiye’nin hak ve hukukunu müdafaa edeceklerdir."
Bahçeli, konuşmasında vatandaşlara şöyle seslendi: "1 Kasım’da bayrağa, vatana, istikbale sahip çıkacak mısınız? 1 Kasım’da terör baronlarına, terörist himayecilerine, yıkım ve himayecilerine, yıkım ve çözülme siyasetine kesin bir darbe vuracak mısınız? 1 Kasım’da AKP’yi kenara ve kızağa çekip MHP’yi seçecek misiniz? Ülkenin geleceğine tertemiz vicdanlarınızla oy verecek misiniz? Bu evetler 1 Kasım’da Türkiye’nin kurtuluş habercisidir. Bu evetler Türk milletinin bağımsızlık ve var olma tercihidir."
"IŞİD’E ’NANKÖR’ DİYEN DAVUTOĞLU BU SÖZÜNÜ AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ZORUNDA"
Davutoğlu’nu eleştiren Bahçeli, "Serok Ahmet ustasından öğrendiği yalanlara bel bağlamıştır, saptırma konusunda uzmanlaşmıştır" ifadesini kullandı. Davutoğlu’nun öğüttüğünün iftira, savurduğunun hayal olduğunu anlatan Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yalanla yaşayan, yalana yaslanan, yalancılığı kılavuz yapan, yalandan bir başbakan karşımızdadır. Davutoğlu, Şanlıurfa’da IŞİD’e nankör demektedir, PKK’yı korkaklık ve hainlikle itham etmektedir. Davutoğlu, Ankara’daki bombadan sonra oylarının arttığını söyleyecek kadar aklını ve ahlakını kaybetmiştir. IŞİD’e nankör diyen Davutoğlu bu sözünü açıklığa kavuşturmak zorundadır. İyilik bilmeyene nankör denildiği bilinen bir gerçektir. Davutoğlu IŞİD’e hangi iyilikleri yapmış hangi kıyakları geçmiştir de bu terör örgütü nankörce davranmış, kadir kıymet bilmemiştir."
(Ä°HA)