MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Koalisyon, başlangıcından bu yana birliktelikleri devam eden AK Parti ve HDP arasında olması lazımdır." dedi.
MHP
Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkezi Binası’nda resmi olmayan seçim sonuçlarını değerlendirdi. Koalisyon tartışmalarına değinen Bahçeli, "Televizyonlarda, uzun zamandan bu yana, araştırmacı
yazar ve düşünür
olarak Türkiye’yi yönlendirmeye,
yeni yeni senaryolar çizmeye gayret gösterenler, daha seçim sonuçları heniz netleşmeden veye genel bir
kanaat oluşmadan, tek başına AK Parti’nin
iktidar olamayacağı varsayımını temel alarak, koalisyonlar
üzerinde bir tartışma başlatmak istemişlerdir. Şimdi zannediyorum sabaha
kadar seçim sonuçları üzerindeki yorumlardan ziyade, bu yeni senaryolar
üzerinden Türkiye meşgul edilecektir" dedi.
Resmi olmayan sonuçlara göre, hiçbir partinin tek başına iktidar kuramayacağını hatırlatan Bahçeli,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
hükümet kurma görevini Ahmet Davutoğlu’na vermesi
gerektiğini söyledi. Davutoğlu’nun hükümet kurma çalışmaları başlamadan, koalisyon tartışmaları yapmanın
yanlış olacağını belirten Bahçeli, "Türkiye’de
Anayasa geçerlidir. Seçimlerde bir siyasi parti, tek başına iktidar olmuyorsa, ülkeyi iktidarsız bırakmamak
için diğer siyasi partilerle beraber
nasıl bir çalışma düzenine girileceğine dair geçmişte kazanılan tecrübeler vardır. Cumhurbaşkanı, öncelikle TBMM’de milletvekili olan bir kişiyi görevlendirebilir.
Demokratik eğilime
göre bu değerlendirme, en
fazla oy almış olan siyasi partinin genel başkanına yönelmesi lazımdır. Dolayısıyla
Sayın Ahmet Davutoğlu’nu görevlendirmesi gerekir. Davutoğlu’nun Meclis’te bulunan partilerle nasıl bir hükümet oluşturulacağına dair çalışmaları başlatması gerekir. Bu çalışmalar başlamadan, hiçbir siyasi partiyle hiçbir
görüşme yapmadan, ’Şunlarla şu koalisyon olsun’ diye bir dayatmayla ülkeyi
karşı karşıya bırakmak
doğru değildir" dedi.
"MHP, ANA MUHALEFET PARTİSİ GÖREVİNİ ÜSTLENMEYE DE HAZIRDIR"
"Bir defa tek başına siyasi iktidar oluşmamış ise, koalisyon kurma zarureti doğmuş ise ülkeyi istikrarsızlığa sevk etmemek, ekonomik sıkıntıya yol açmamak, piyasayı alt üst etmemek için bir koalisyona
ihtiyaç duyuluyorsa, bu koalisyonun önce uyumlu bir koalisyon olması gerekir" diyen Bahçeli, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:
"Adalet ve
Kalkınma Partisi, uyumu çözümde aramıştır ve Oslo görüşmesinden bu yana bir
çözüm sürecini sürdürmüştür. Bu çözüm sürecinin bir
kanadı şuan yüzde 10 barajını
aşmak suretiyle, 79 milletvekiliyle TBMM’de bulunmaktadır. Demek ki birinci koalisyon, başlangıcından bu yana birliktelikleri devam eden AK
Parti ve HDP arasında olması lazımdır. AK Parti ve HDP
arasındaki örtülü işbirliğini kamufule etmek, gizlemek, koalisyon arayışlarıyla Türkiye’yi bir
erken seçime mecbur bırakacak şekilde tehdit altına alarak, bir dayatmaya başka partileri katmak siyasi ahlaksızlıktır. İkinci olarak çözüm süreciyle ilgilenen
Türkiye’de ileri demokrasiden yana olan, ’Daha gelişmiş bir özgürlükler’ cümlesiyle siyasetini sürdüren partilerin bir
ortak koalisyonunu düşündüğünüz taktirde; alın size ikinci bir koalisyon
modeli olarak AK Parti, CHP, HDP’yi
bir araya getirebilirsiniz. Bunları şuan gayrı resmi rakamlarla
ifade edersek, söz gelimi AK Parti artı HDP koalisyonu 258 artı 79 toplam 337 milletvekiline dayalı,
güven oyu alabilecek, Anayasa üzerinde değişiklik yapabilecek bir koalisyon modeli olarak ortaya konabilir. Bunun oransal temsili yüzde 53.9’dur. İkinci modeli
esas alacaksanız;
yani AK Parti, CHP, HDP üzerinde, çözüm süreci için, ileri
demokrasi için, daha
geniş özgürlükler için bir
model arıyor ve uluslararası
destek de bulabiliyorsanız işte size 258 artı 132 artı 79 yani 469, toplam yüzde 78.9 orana dayalı bir geniş tabanlı koalisyon olur. Böyle bir yapılanma içerisinde MHP şerefi ve haysiyetiyle, ilkeli ve dürüst davranışıyla, Meclis’te denetimi esas alan bir ana
muhalefet partisi görevini üstlenmeye de hazırdır. Eğer
bunların hiçbirisinden sonuç alınamıyorsa, Türkiye’yi AK Parti’nin azınlığına bir
takım çevrelerin senaryosuna mahkum
etmeye de
kimsenin hakkı yoktur, en erken seçim ne zaman olacaksa o zaman seçim olsun."