Kudüs
Birleşik Arap Emirlikleri'ne yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre, İran'ın 20 Haziran'da ABD'ye ait bir İHA'yı düşürdüğünü açıklamasının ardından BAE'yi oluşturan emirliklerin liderleri gizli bir toplantı gerçekleştirdi.
Veliaht Prens Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın da katıldığı toplantıda, BAE Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve aynı zamanda Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ülkenin dış siyasetine sert eleştiriler yönelterek bu politikaların revize edilmesini istedi.
Her gün yüzlerce milyon doları ne için harcıyoruz?
BAE'ye yakın ismini açıklamak istemeyen kaynakların aktardığına göre toplantıda konuşan Al Maktum, "Dış politikamızı toptan gözden geçirmeliyiz. Her gün yüzlerce milyon dolar harcıyoruz. Peki bunun karşılığında ne kazanıyoruz?" diye sordu.
Al Maktum, ülkenin saldırgan ve müdahaleci dış siyasetinden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini, bu siyasetin ülkesine pahalıya mal olmasına rağmen bir getirisinin olmadığını vurguladı.
Bu kadar parayı BAE'nin hiçbir çıkarı olmayan yerlere harcamaya gerek olmadığını ifade eden Al Maktum, şunları kaydetti:
"Sudan veya Libya’da rejim değişse ya da değişmese bize ne yararı var? ABD'nin İran'ı vurmasına ümit bağlıyorsunuz ama Tahran onların (Amerika'nın) İHA'sını düşürdükten sonra bile (ABD Başkanı Donald) Trump diyalog çağrısı yaptı. Velev ki ABD İran'ı vurdu. O zaman İran kime saldıracak?
İran doğrudan veya Yemen'deki Husiler vasıtasıyla BAE ve Suudi Arabistan'a saldırarak karşılık verecektir. BAE'ye bir roket bile düşse tüm yabancı yatırımcılar ülkeden kaçar. Ülkemizde çalışan Asyalı işçileri bile burada tutamayız."
BAE'nin desteklediği Libya'nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in bir ilerleme kaydedemediğini de dile getiren Al Maktum, "Yıllardır Hafter için para harcıyoruz. Para harcamayı bırakıp alternatif aramalıyız ve bu alternatif askeri değil siyasi olmalı." diye konuştu.
Al Maktum, BAE'nin Yemen'den Libya'ya kadar birçok yerde "boş yere para harcamayı bırakması ve İran'ın ülkesine saldırabileceği riskini de düşünerek izlediği siyasette köklü değişikliklere gitmesi gerektiğini" dile getirdi.
Edinilen bilgiye göre, Veliaht Prens Muhammed bin Zayid Al Nahyan bu eleştirileri dikkate alarak BAE'nin izlediği dış politikada bazı değişikliklere gitme kararı aldı.
BAE izlediği dış politika yüzünden sosyal medyada da sert eleştirilere muhatap oluyor. Bölge halklarının nefretini üzerine çeken BAE'nin politika değişikliğine gitmesinin ardında bu gerçeğin de etkili olduğu belirtiliyor.
Dubai Emiri Al Maktum başından beri BAE'nin izlediği müdahaleci dış politikaya karşı bir isim olarak biliniyor. İran'la önemli ticari bağları bulunan bir bölge olarak bilinen Dubai, yaptırımlara rağmen dünya ile ticaretini sürdürmek isteyen İranlı iş adamlarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği bir yer olma özelliğini de taşıyor.
BAE dış siyasetinde değişiklik sinyalleri
Bölgesel meselelerde İran'a karşı Suudi Arabistan'ın safında yer alan BAE yönetiminin son zamanlarda İran'a karşı girişimlerinden geri adım attığı yönünde haberler medyada sıklıkla yer buluyor.
Bunun ilk işareti, mayıs ayında Umman Körfezi'nde petrol tankerlerine düzenlenen saldırılarda İran'ı suçlayan ABD'nin aksine BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid Al Nahyan'ın "İran'ın suçlanması için kesin kanıtlara sahip olunması gerektiğini" söylemesiydi.
Daha sonra BAE yönetimi, Yemen'de İran destekli Husilere karşı Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona desteğini azaltarak bu ülkedeki askerlerini geri çekeceğini duyurdu.
Bunun ardından İran ile BAE'den üst düzey güvenlik yetkilileri Tahran'da bir araya gelerek, 6 yıl aradan sonra yeniden Ortak Sahil Güvenlik Toplantısı düzenledi.
İki ülke arasındaki yakınlaşmanın son işareti ise BAE'den iki bankanın, ABD'nin bankacılık yaptırımlarına rağmen İran'la finansal işlemlere onay vermesi oldu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com