İstanbul'da özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Ali Toktaş (31), 2 yıl önce Iraz Toktaş (21) ile evlendi. Bu evlilikten 11 ay önce çiftin adını Azra Sinem koydukları bir kız çocukları oldu. Ali Toktaş Osmaniyeli olduğu için memleketinde bir iş ayarlayarak İstanbul'dan Osmaniye'ye geldi. Memleketine geldiği sırada kızında yüksek ateş ve deri altında kanama hastalığı oluştu.
Kızını hemen Osmaniye'deki özel bir hastaneye götürdü. Hastanede doktorlar hastalığın ciddi olabileceğini bu nedenle Adana'da bir hastaneye gitmeleri tavsiyesinde bulundu. Ali Toktaş, Osmaniye'de daha işe başlamadan arkadaşından aldığı otomobil ile eşi ve çocuğunu 40 gün önce Adana'ya özel bir hastaneye geldi.
Hastanede Azra Sinem bebeğe testler yapıldıktan sonra lösemi tanısı konuldu. Aile bu haberi alınca yıkıldı ancak çocuklarının kurtulması için ne yapılması gerekiyorsa yapılmasını istedi. Azra Sinem bebeğin tedavisi başlatıldı ancak 40 günün sonunda baba hastane muhasebesinden çağrılarak 12 bin 600 lira borcu olduğu ve ödenmesi gerektiği söylendi. Bunun üzerine baba kredi kartlarında ne kadar para varsa hepsini çekip hastaneye 4 bin 500 lira ödeme yaptı. Ancak geri kalan parayı vermeye gücü yetmedi. Baba şimdi kızını kurtarmakla maddi sıkıntı arasında sıkışmış durumda.
Ali Toktaş kızının hastanede yattığı her günün kendisine masraf olduğunu bunu da ödeyecek gücü olmadığını bir taraftan da kızının kurtulmasını istediğini belirterek, "Çocuğum 1 yaşına girmek üzere, yaklaşık 40 günden beri bu hastanede yatıyor. Şu anda lösemi tedavisi başladı, 10 gün oldu teşhisi konuldu bu hastalığın. 1 aydan fazla oldu biz burada yatıyoruz teşhisi yeni koyabildiler şuanda da tedavisi devam ediyor. Hastane yönetimiyle konuştum durumumu izah ettim, bu masrafları hiç bir şekilde karşılayamayacağımı dile getirdim.
Şimdiye kadar bana 12 bin 600 lira hesap çıkardılar. Para istediler ben de dilekçe şeklinde derdimi anlattım şuan 4 bin 500 lira ödeme yapabildim, imkanlarım doğrultusunda elimden bu geliyor dedim ödedim ve dilekçe olarak yazdım şimdi karar bekliyorum. Güvenlik görevlisi olarak çalışıyordum İstanbul’da çocuğum hasta olunca işi gücü bıraktım buraya geldim. Osmaniye’de iş bulmuştum çocuk hastalanınca işe de gidemedim. Osmaniye’de çocuğum hastalanınca doktora gittik beyin kanaması riski var dedi, acil olarak al Adana’da hastaneye götür dedi.
Bende buraya getirdim çocuğumu, o günden beri elimiz kolumuz bağlı buradan çıkamadık. Devlet hastanesinde bunun tedavisi var mı yok mu hastane yönetimine ben derdimi anlattım. Parayı bulamazsam çık derlerse mecbur çıkacağım, evim yok ki evimi satayım arabam yok ki arabamı satayım hiçbir şekilde imkanım yok. Bir arkadaşımdan araba aldım tam 40 günden bu yana arabanın içinde yatıp kalkıyorum" dedi.
dikGAZETE.com