Nobel Kimya ödülüne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar’ın "DNA onarımı" adını verdiği buluşu, tıp dünyasını heyecanlandırdı.
Dr. Sancar’a Nobel getiren buluşun sırları hakkında bilgi veren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Uzmanı Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer, buluş sayesinde özellikle kanser hastalığının tedavisi noktasında ışık olması beklendiğini kaydetti. Dünya tıbbı alanında Sancar’ın buluşunun büyük bir başarı olduğunu ifade eden Demirer, “Hücrelerin içerisinde DNA var. Normalde insan vücudunda hücreler çoğalıyor. DNA kendisini yeniliyor ve çoğalıyor. Normalde DNA bu çoğalmalardan hasar alabiliyor ve kendini tamir edebiliyor. Bazı insanlarda bu tamir mekanizmalarında bozukluk olabiliyor. Tamir mekanizmalarında doğuştan kalıtsal bozukluklar oluyor. Bu bozuklukları tamir etmede sıkıntısı olan hastalara çevresel faktörler devreye girmeye başladığı zaman güneş ışınları, ultraviyole ışınları, toksit maddeler veya sigara, alkol gibi devreye giren çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor” diye konuştu.
"TIPTA ÖNEMLİ BİR ADIM"
Sancar’ın buluşunun DNA’nın tamir mekanizmalarındaki bozuklukları ortaya koyacağını kaydeden Demirer, “Kalıtsal bozukluklar önem arz ediyor. Kalıtsal olarak DNA’nın kendisini kopyalamasında kalıtsal bozukluklar mevcut. Bu kalıtsal bozukluğu mevcut olanlarda çoğalma aşamasında kolon kanseri gelişiyor. Tamir mekanizmalarının ortaya konması mekanizmanın aydınlatılması bize neyi sağlayacak? İleride bu mekanizmalar tanımlandıkça bunlara uygun ilaçların geliştirilmesi, tamir mekanizmalarının düzeltilmesi, tamirdeki hatanın ortadan kaldırılmasına sağlayacak. Önümüzdeki 20-30 yıllık vadede buna uygun ilaçların geliştirilmesi bu kanserlerin ortaya çıkmasını engelleyecek. Kanserin oranını ciddi şekilde azaltacak. Önemli bir adım tıpta. Özellikle bu tür ilerlemelerle tıpta öyle bir aşamaya geleceğiz ki 50 yıl sonra kemoterapi uygulamaları ortadan kalkacak. Gen tedavileri devreye girecek. Öyle bir zamana geleceğiz ki kanser artık dünyada tehlike olma riskini gittikçe azaltacak. İlaçların yerini yeni tedavi yöntemi alacak. Özellikle DNA tamir mekanizmaları kalıtsal olarak bazı ailelerde bozuk. Bunun teşhis edilmesi mekanizmaların bilinmesi bu aile bireylerinde bozuk mekanizmalara yönelik ilaçların geliştirilmesi ve kullanılması sağlanacak. Dolayısıyla deri, kolon kanserlerinin oranı azalacak” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Dr. Sancar’a Nobel getiren buluşun sırları hakkında bilgi veren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Uzmanı Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Taner Demirer, buluş sayesinde özellikle kanser hastalığının tedavisi noktasında ışık olması beklendiğini kaydetti. Dünya tıbbı alanında Sancar’ın buluşunun büyük bir başarı olduğunu ifade eden Demirer, “Hücrelerin içerisinde DNA var. Normalde insan vücudunda hücreler çoğalıyor. DNA kendisini yeniliyor ve çoğalıyor. Normalde DNA bu çoğalmalardan hasar alabiliyor ve kendini tamir edebiliyor. Bazı insanlarda bu tamir mekanizmalarında bozukluk olabiliyor. Tamir mekanizmalarında doğuştan kalıtsal bozukluklar oluyor. Bu bozuklukları tamir etmede sıkıntısı olan hastalara çevresel faktörler devreye girmeye başladığı zaman güneş ışınları, ultraviyole ışınları, toksit maddeler veya sigara, alkol gibi devreye giren çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkmasına neden oluyor” diye konuştu.
"TIPTA ÖNEMLİ BİR ADIM"
Sancar’ın buluşunun DNA’nın tamir mekanizmalarındaki bozuklukları ortaya koyacağını kaydeden Demirer, “Kalıtsal bozukluklar önem arz ediyor. Kalıtsal olarak DNA’nın kendisini kopyalamasında kalıtsal bozukluklar mevcut. Bu kalıtsal bozukluğu mevcut olanlarda çoğalma aşamasında kolon kanseri gelişiyor. Tamir mekanizmalarının ortaya konması mekanizmanın aydınlatılması bize neyi sağlayacak? İleride bu mekanizmalar tanımlandıkça bunlara uygun ilaçların geliştirilmesi, tamir mekanizmalarının düzeltilmesi, tamirdeki hatanın ortadan kaldırılmasına sağlayacak. Önümüzdeki 20-30 yıllık vadede buna uygun ilaçların geliştirilmesi bu kanserlerin ortaya çıkmasını engelleyecek. Kanserin oranını ciddi şekilde azaltacak. Önemli bir adım tıpta. Özellikle bu tür ilerlemelerle tıpta öyle bir aşamaya geleceğiz ki 50 yıl sonra kemoterapi uygulamaları ortadan kalkacak. Gen tedavileri devreye girecek. Öyle bir zamana geleceğiz ki kanser artık dünyada tehlike olma riskini gittikçe azaltacak. İlaçların yerini yeni tedavi yöntemi alacak. Özellikle DNA tamir mekanizmaları kalıtsal olarak bazı ailelerde bozuk. Bunun teşhis edilmesi mekanizmaların bilinmesi bu aile bireylerinde bozuk mekanizmalara yönelik ilaçların geliştirilmesi ve kullanılması sağlanacak. Dolayısıyla deri, kolon kanserlerinin oranı azalacak” ifadelerini kullandı.
(İHA)