2015 Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen Aziz Sancar, 'Türkiye’nin bin yıllık tarihi var. Türk’üm derseniz millet kim olduğunuzu bilir, şuyum buyum derseniz olur şu bu, ama Türk’üm derseniz saygı görürsünüz' dedi.
2015 Nobel Kimya Ödülleri İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nde açıklanmış, Türk asıllı ABD vatandaşı Aziz Sancar, ABD’li Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindhal hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde bu ödüle layık görülmüştü. Nobel ödüllü Aziz Sancar ve kendisi gibi Kuzey Karolina Üniversitesi’nde Biyokimya ve Biyofizik profesörü olan eşi Gwen Sancar, yaşamları boyunca düşledikleri Türk Evi projesi için Vehbi Koç ödülünden aldıkları ödülün tamamını harcadı.
Sancar çifti bu hayalini gerçeğe dönüştürerek 2007 yılında Türk Evi’ni açtı. Aziz Sancar Türk Evi’ni, Türk öğrencileri ve araştırmacıları için yurt ve Türk Kültür Merkezi amacıyla kurduğunu kaydederek, “Genellikle 3 ile 5 Türk öğrencileri ve akademisyenleri kalır. Burada Türk kültürü ile ilgili sunular yapılır ve milli ve dini bayramları kutlarız” dedi.
Türkiye’nin vatanı olduğunu kaydeden Sancar, “Türkiye memleketimdir. Türkiye sevgisi üstüne başka bir şey yoktur. Amerika’da yaşamak imkanlar sağlıyor fakat gönülde Türkiye var. Özellikle Amerikalılara tanımak önemli. Amerikalıların çoğu hiç Türk tanımamıştır. Çok Amerikalı tanıdım ama ‘ilk tanıdığım Türk’sünüz’ diyen olmuştur. O yüzden bu ev Amerikalılara Türkleri tanıtması gayemizdir” dedi. Sancar evinde, Atatürk’ün ve Fatih Sultan Mehmet’in resimleri ve Türk bayrağının bulunduğu sorusuna, “Varlığımız, Türklüğümüz bu. Bunlar bizi temsil eden simgelerdir. O bakımdan önemlidir” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin Türk Evi’ne gelip çalıştıkları alanda başarılı olmaları ve onların bu başarısında katkıları varsa ödülün bu olduğunu kaydeden Sancar, “Son 20 yılda 15-20 Türk öğrencim olmuştur. Hepsinin önemli katkıları olmuştur” dedi.
“TÜRKLERE ELİMDEN GELDİĞİ KADAR YARDIM ETMEYE ÇALIŞIYORUM”
Tıp alanında çalışma yapanların dışında çok fazla Türk’ün kendisini tanımadığını kaydeden Aziz Sancar, “Ödülden sonra duyuyorum ki herkes duydu adımı inşallah memleketime faydası olur” dedi. Sancar, Türkiye’nin vatanı olduğunu ve kalbinin Türkiye’de olduğunu söyleyerek, “Türklere elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. Türkiye memleketimdir, vatanımdır” ifadelerini kullandı.
Yurt dışında bilim adına çalışma yapanlara tavsiyelerde bulunan Sancar, “Kim olduklarını unutmasınlar. Türkiye’ye gelip ben şuyum veya buyum derseniz saygı görmezsiniz. Türkiye’nin bin yıllık tarihi var. Türk’üm derseniz millet kim olduğunuzu bilir, şuyum buyum derseniz olur şu bu, ama Türk’üm derseniz saygı görürsünüz. Ondan başka bir şey söylerseniz kendi benliğinizi inkar etmiş olursunuz. Ben bunu böyle kabul ediyorum, ben düşünce ile büyüdüm. Bu yönde hareket ediyorum. Benim birinci sınıf öğretmenlerimden, bize hep benlik verdiler. Cumhuriyetin çocuklarıyız biz. Bize Cumhuriyet benliğini verdiler, onla büyüdük. Atatürk’ün resmi ile büyüdük, Ay yıldızla büyüdük, biz buyuz. Onların dışında düşünemiyorum” ifadelerini kullandım.
“AZİZ HOCA BİR TÜRK’ÜN BUNU BAŞARABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ”
Sancar’ın öğrencisi Serken Alaçam, Sancar’dan direkt olarak ders almadığını kaydederek, “UNC’de farklı bir alanda master yaptım. Fakat dönemsel olarak son 2-3 senedir bu evde kalıyorum. Fakat Aziz hocanın çok fazla öğrencisi ile arkadaşlık yaptım. Aradan geçen zaman içinde. Hepsi Aziz Hoca’nın laboratuvar içinde çok disiplinli çalışkan biri olduğunu söylüyorlar. Hafta sonları bile hocanın çalışmalarına vakit ayırdıklarını söylerler. İnsan olarak çok sevdiklerini söylerlerdi. Hepsinden övgü ile bahsederlerdi. Türk toplumu içinde kaynaşırken, Amerikan toplumu içerisinde de entegre olmasında, ilişkilerini geliştirmesinde katkısı oldu. Buna bire bir şahit olduk. Özellikle milli ve dini yapılan etkinliklerde Amerikalı dostlarımızla burada birlikte olduk” dedi.
Fazile Cantürk, mezun olduktan sonra Sancar’ın ekibine katıldığını kaydederek, “Şu anda devam eden bir projemiz var, inşallah ondan da iyi sonuçlar çıkar. Bizim için çok önemli bu ödül. Aziz hoca bizim önümüzü açtı. Bir Türk’ün bunu başarabileceğini gösterdi. ’Bunu bir Türk araştırmacı yapamaz, ödül alamaz’ bize bunlar söylendi. Biz bunu gördük. Çok teşekkür ediyoruz kendisine bize bu mutluluğu yaşattığı için. Çok mutluyuz ve gururluyuz” açıklamasını yaptı.
'ÖDÜLÜ BEKLİYORDUK'
Sancar’ın laboratuvarında araştırmacı olarak bulunan Muhammed Karaman da, ”İlk geldiğimiz günden beri Aziz hoca hem çalışmalar konusunda hem de Amerika’daki çalışmalar konusunda bize çok yardımcı oldu. Şu anda da Fazile ile birlikte bir çalışmamız var. Bu çalışmadan da iyi sonuçlar bekliyoruz. Aziz hocamızın verdiği direktifler doğrultusunda. Bunun dışında Aziz hocanın bilim, kültürünü, çalışma azmini örnek alarak bizler de Nobel ödüllerine ilerle kavuşuruz diye ümit ediyorum” diye konuştu.
Ankara’dan gelen Mehmet Sait Ateş, Aziz Sancar’ı ilk olarak 2006 yılında tanıdığını kaydederek, “Biz bekliyorduk ödülü. Hocamıza da soruyorduk ne zaman alacaksınız, diye. Buraya ben geçen sene geldim. İşlerim yoğundu, direkt Türk Evi’ne geldim, bu ev gerçekten işimi gördü. Çok mutluyuz, gururluyuz. Aziz hoca ile bu evde kalmak büyük bir mutluluk, onun ötesinde Aziz hocayı tanımak çok büyük bir şeref, gurur. Kendisine müteşekkiriz” ifadelerini kullandı.
Bir başka öğrencisi ise çok mutlu olduklarını kaydederek, “Biz zaten bekliyorduk. Türkiye’de siz duymamıştınız belki ama biz duymuştuk. Biz zaten bekliyorduk. Burada birlikte öğrenmek nasip oldu. Çok mutluyuz” dedi.
dikGAZETE.com