Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bana gelip, ’sizin döneminizde bire beş kazandım’ diyen sen değil misin? Aydın Bey ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Hakkın olanı her zaman alırsın ama hakkın olmayanı bizden öncekilerden aldığın gibi bizden alamazsın” dedi.
Ankara
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bana gelip, ’sizin döneminizde bire beş kazandım’ diyen sen değil misin? Aydın Bey ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Hakkın olanı her zaman alırsın ama hakkın olmayanı bizden öncekilerden aldığın gibi bizden alamazsın” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Keçiören’de yapımı tamamlanan Esertepe Rekreasyon Alanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle açıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün paralel yapının gazetesinin yazarlarıyla sohbet ettiğini ve “Türkiye’de tek parti devleti var” dediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘ne söylediğini kulağının duymadığını’ belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun örnek olarak 1930’ların, valilerin il başkanı olduğu tek partiyi CHP’yi gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendisi kim, şu anda CHP’nin genel başkanı. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Bu arada bir başka gazetenin yazarlarına da genel müdürlükten genel başkanlığa terfi etmesinden duyduğu mutluluğu ifade ediyor. Biz nezaketimizden ona genel başkan dedik, diyoruz ama o bu makama geldikten sonra. Daha önce ben buna biliyorsunuz hep genel müdür derdim. Çünkü genel müdürlükten terfi edemedi. Kendisi milletin gözünde ömrünün sonuna kadar SSK’yı batıran, SSK’daki rezil yönetimiyle millete hayatı zehir eden, kasetle koltuğa oturan genel müdür olarak kalacak. Tek parti dönemini örnek verirken şu anki durumun o dönemden daha kötü olduğunu iddia ediyor. Bu millet Türkiye’nin bugünkü durumunun, 1930’ların, 1940’ların tek parti döneminden daha kötü olduğunu söyleyen adamın aklından şüphe eder. O zaman sen niye varsın, sen nasıl bir muhalefetsin. Yanında bir başka muhalefet daha var, bir başkası daha var. Bu partilerin hepsi ortada. Ama tek parti döneminde senin şu anda mensubu olduğun partiden başka parti yoktu. Sadece o vardı. Kaldı ki partinizin il başkanlarını da illere vali olarak tayin ediyordunuz. Ağalarınız, babalarınız bunu yapıyordu. Hamdolsun bizde böyle bir şey yok” diye konuştu.
“BU MİLLETE HAKARETTİR”
Türkiye’de şu anda 80’e yakın partinin bulunduğunu ve 7 Haziran seçimlerinde de 30’a yakın partinin seçime girdiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok partili dönemin bu olduğunu, parlamentoda 4 siyasi partinin grubu bulunduğunun altını çizdi.
Tek parti CHP’si döneminin Türkiye’de yokluğun, yoksulluğun, zulmün, baskının, ret ve inkar politikalarının sembolü olarak anılan bir dönem olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Camilerin kapatıldığı, din eğitiminin yasaklandığı, her türlü muhalif görüşün baskı altına alındığı bu dönemi bugünden daha iyi anlatabilmek mümkün mü? Bu millete hakarettir. Bugün oralarla mukayesesi kabil olmayan bir dönemdir. Ekmeğin karneyle alındığı, hayvan gübrelerinin içindeki arpa tanelerinin ayıklanarak öğütülüp un yapıldığı günleri büyüklerimiz, dedelerimiz unutmadı, unutmaz. Babam rahmetli anlatırdı, onlar o dönemleri yaşadılar. Şimdi böyle bir şey var mı? Şuanda Ankara’nın halk ekmeğini, belediyenin ürettiği halk ekmeğini piyasada bulmanız bile zor. Aynı şey İstanbul’da anamuhalefetin genel başkanının bugünkünden iyi dediği günler işte o günler.”
Doğan Medya Grubu’nun bugün kendisine başyazıyla cevap yazdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanlarda Mısır’da Mursi’nin idamıyla alakalı açıklamalarının olduğunu, bu açıklamalar üzerine “beyefendilerin rahatsız olduğunu” kaydetti.
Orada ima yollu olarak, “Şok karar, Mısır’da milletin yüzde 52 oyunu almış olan Mursi’ye idam kararı” başlığı attıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi bunu yazıyor. Tabi sosyal medyada ciddi bir yüklenme başlıyor. Bu yüklenmeler başlayınca hemen bunu yayından kaldırıyorlar. Tabi ben bunu meydanlarda söyledim” dedi.
“EY DOĞAN, NİYE RAHATSIZ OLUYORSUN?”
Doğan Medya Grubu’na seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey Doğan, niye rahatsız oldun? Sen değil misin ’411 el kaosa kalktı’, sen değil misin benim seçilme hakkım elimden alındığı zaman ’muhtar bile olamaz’ diye başlık atan? Bütün köşe yazarlarınla bize saldırdığın o günleri unutacağımızı mı zannediyorsun? Cumhurbaşkanı olduk, yine aynı şekilde devam ediyorsun. Milletin verdiği oya saygın yok. İma yollu bunu yapıyorsun. Bak Doğan, ben sana şunu söyleyeyim. Bana gelip, şu anda ekranları başında bizi izleyenler, tüm milletime bunu anlatıyorum. Bugüne kadar hiçbir yerde söylemedim, bundan sonra söyleyeceğim. Bu çok hassas bir konu. Bana gelip, ’sizin döneminizde bire beş kazandım’ diyen sen değil misin? Bana gelip, İstanbul Conrad Otel’de aynen şu ifadeler, ’Ben, Sayın Demirel’le de çalıştım. Ben, Tansu Hanım’la da çalıştım. Özal’la da çalıştım. Sayın Özal, ‘medyayla da olmaz, onsuz olmaz’ bana bunu söyledi. Tansu Hanım, ‘zaten bizlerle baş edemedi.’ Bunları anlatınca ben kendisine o zaman şunu söyledim, Aydın Bey, ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Şunu bilmeni isterim. Bizim Rabbimize verilecek bir borcumuz var, can borcumuz. Onun vakti saati onda bellidir ama şunu bilmeni isterim, hakkın olanı her zaman alırsın ama hakkın olmayanı bizden öncekilerden aldığın gibi bizden alamazsın. Bunu bilmen lazım. Ben, bunu söyledim. Şimdi tabi yarın öbürsü gün bütün ekibini yalan yanlış bir senaryoyla bana cevap verecektir. Zaten milletim de bunların ne derece doğru, ne derece yalan haberler ürettiklerini gayet iyi bilir. Bunlar hükümet yıkmaya, hükümet kurmaya alışmış olan yazılı ve görsel medyadır. Her türlü saltanatı bunlar sürerler ama kalkarlar Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili yazdıklarını yaptıklarını biliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni şahsıma mı yaptım.”