Viyana
Avrupa'da son yıllarda yaşamın birçok alanında hissedilen İslam karşıtlığı sayıları 30 milyona yaklaşan Avrupalı Müslümanların zor zamanlar yaşamasına yol açtı.
Aşırı sağcı söylemlerin merkez sağ ve sağ popülist partiler marifetiyle Avrupa’da iktidarlara taşınması, Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefret söylemini daha fazla görünür hale getirdi.
İslam karşıtlığı Avrupa'da yaygınlaşıyor
Avrupa'da İslam düşmanlığı özellikle 2015’te yaşanan sığınmacı hareketliliği sonrasında daha da hissedilirken, son yıllarda Müslümanlar, "siyasal İslam’la mücadele" adı altında bazı devletler tarafından kurumsal ayrımcılığa maruz kalmaya başladı.
İslam dininin temel değerlerinin bizzat resmi kurumlarca sorgulanması, marjinal kişi ya da grupların Müslümanların kutsallarına yönelik fiziki ve sözlü tacizlerine "düşünce özgürlüğü" bahanesiyle göz yumulması, ülke fark etmeksizin her seçim öncesinde Müslümanların siyasete alet edilmek istenmesi, Avrupa’da İslam düşmanlığının ne denli yaygınlaştığının görülmesi açısından önem arz ediyor.
Din, düşünce, konuşma özgürlüğü gibi temel değerlerin sıklıkla dillendirildiği Avrupa’da Müslümanlar dışında herhangi bir din ya da dünya görüşüne mensup kişilere yönelik ciddi bir ayrımcılık yapılmazken, Müslümanların her fırsatta hedef alınması 'Avrupalıların kendi değerlerine ihanet ettikleri' yorumlarına yol açıyor.
Avusturya’da yaşayan Türkler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri nedeniyle buruk şekilde idrak etmek durumunda kaldıkları Mevlit Kandili münasebetiyle son günlerde Avrupa’da Hazreti Muhammed’e yönelik çirkin söylemler üzerinden bir kez daha görünür hale gelen İslam düşmanlığına tepki gösterdi.
Başkent Viyana sakinlerinden İbrahim Fırat, konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, yaklaşık 30 yıldır Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaşadığını, son yıllarda İslami değerler üzerinden Müslümanlara yönelik saldırılardan rahatsızlık duyduğunu söyledi.
Fırat, ABD'de 2001'de yaşanan 11 Eylül saldırıları öncesinde Avrupa’da bütün yabancılara yönelik bir karşıtlığın olduğuna, bu tarih sonrasında "yabancı düşmanlığının Müslüman düşmanlığına dönüştüğüne" dikkati çekti.
"Türk ve Müslümanlar üzerinden gündem oluşturuluyor"
Avrupa’da özellikle Müslüman Türklere yönelik düşmanlığın daha belirgin bir hal aldığını vurgulayan Fırat, "Şu an hangi ülkede siyaset sıkışırsa Türk ve Müslüman kesime karşı hoyratça söylemlerle gündem oluşturuluyor ve böylelikle oy devşirilmeye çalışılıyor. Biz bu durumdan rahatsızlık duyuyoruz." şeklinde konuştu.
Şükran Anaç da Müslümanların Mevlit Kandili'ni kutlayarak son zamanlarda Müslümanlara yönelik yaşanan ırkçı saldırılara dikkati çekti.
"İslami değerler üzerinden siyaset yapılmasın"
Anaç, Hazreti Muhammed’e yönelik saygısızlıklar ve İslami değerlere saldırıların son bulmasını istediğini belirterek, "İslami değerler üzerinden siyaset yapılmasını istemiyoruz, buna karşıyız. Avrupa’da Hıristiyanlar, Yahudiler dinlerini özgürce yaşayabiliyorlarsa biz de Müslümanlar olarak dinimizi özgürce yaşamak istiyoruz." görüşünü paylaştı.
Avrupa’da siyasilerin ayrıştırıcı söylemlerden kaçınması gerektiğini kaydeden Anaç, birlikte yaşamanın teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Hasan Yetiş de Avrupa’da Hazreti Muhammed’e yönelik saldırıları kınadığını, hangi dine mensup olursa olsun kimsenin bir başkasına saldırma hakkının olmadığını ve herkesin dinini özgürce yaşaması gerektiğini ifade etti.
Avrupa'da Müslümanlara hoşgörü azaldı
Avusturya’da uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olan Safiye Yetiş, Avrupa’da Müslümanlara yönelik hoşgörünün azalmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Yetiş, İslami değerlere yönelik saldırıların ilk geldikleri dönemde bu kadar hissedilir olmadığını, son 10 yılda çok daha yaygınlaştığını ifade etti. Yetiş, Müslümanlara yönelik olumsuz yaklaşımların sona ermesi temennisinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com