Avrupa Birliği'nin (AB), Libya'da silah ambargosunun uygulanmasını sağlamak için başlattığı "IRINI" deniz operasyonunun, ülkedeki hava ve karadan yapılan silah kaçakçılığını kapsamaması, misyonun hedefleri ve sebeplerine ilişkin bazı soruları gündeme getirdi.
AB Konseyi'nden yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler'in (BM) Libya'ya yönelik silah ambargosunun uygulanması için 1 Nisan'da başlatılan ve Yunanca "barış" anlamına gelen "IRINI" operasyonu kapsamında Libya açıklarında gemilerin denetleneceği, yasa dışı petrol ticareti hakkında veri toplanacağı belirtildi.
Hava, uydu ve deniz varlıklarından yararlanılacak operasyonun, Tuğamiral Fabio Agostini tarafından yönetileceği, karargahın İtalya'nın başkenti Roma'da olacağı ifade edildi.
Teorik olarak, Libya'ya silah ve savaşçı akışının engellemesi hedeflenen operasyondan en fazla, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter tarafının etkileneceği varsayılıyordu. Hafter ise Avrupa'nın bu girişimini memnuniyetle karşıladı ve bu operasyonun, BM nezdindeki meşru Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) yönelik Türkiye desteğini durduracağına kanaat getirdi.
Hafter taraftarları, Mısır-Libya sınırından kara yoluyla ya da Abu Dabi'den kalkan uçaklarla, Suudi Arabistan hava sahası üzerinden Ürdün-Akabe Havalimanına, oradan Libya'nın doğusundaki El-Hadim hava üssüne ulaştırılan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Ürdün'den gelen tonlarca silahı görmezden geliyor.
Sorunun odak noktası da burası. Temel görevi, Libya'ya silah taşıyan gemilerin denetlenmesi olan IRINI, yabancı savaşçılar ile silahların hava ve kara yollarıyla nakledilmesini ise hava ve uydu vasıtasıyla gözetlemekle yetiniyor.
Hafter'e karadan ve havadan gönderilen büyük ölçekli silah kaçakçılığını durdurmak için herhangi bir yürütme mekanizması bulunmazken UMH denizden "boğulmaya" çalışılıyor. İşte; denetleme ve gözetleme arasındaki fark da budur.
Bu gerçeği, AB Konseyi açıklaması da duyurdu. Açıklamada, Libya'ya silah ihracatını engellemek için hava, deniz ve uydu varlıkların kullanılacağı, operasyonun özellikle Libya sahili yakınlarında silah transferinden şüphelenilen gemilerin denetlenmesine izin vereceği kaydedildi.
Fransız basını da bu durumdan aynı sonucu çıkardı. Fransa'da yayımlanan Jeune Afrique dergisi, bu gelişmeyi, "nihayet gemiler, zorunlu denetim standartlarının hedefinde" şeklinde gördü.
Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ise Avrupa askeri operasyonunu "çifte standart" olarak nitelendirdi.
Bu durum, Hafter taraftarlarının, "IRINI" operasyonunu memnuniyetle karşılamasını açıklıyor. Ayrıca Hafter milislerinin Fransa, Rusya, BAE, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Esed rejiminden aldığı büyük desteği dengeleyen Türkiye'nin meşru hükümete yönelik desteğinin operasyonla engelleneceği düşüncesini de açıklıyor.
"IRINI", "Barış Fırtınası" operasyonuna bir yanıt mı?UMH'nın Hafter milislerinin saldırılarına karşılık olarak başlattığı "Barış Fırtınası" operasyonundan bir hafta sonra AB Konseyi, 31 Mart'ta IRINI (Barış) operasyonu duyurdu.
Başta İtalya, Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa dünyayı istila eden Kovid-19'la boğulduğu göz önüne alındığında IRINI operasyonu çok kritik bir zamana denk düşüyor.
Ayrıca UMH birlikleri, Mitiga Havalimanı’ndan sonraki en önemli askeri hava üssü olarak kabul edilen Vatiyye'yi ele geçirmesinin, birkaç savaş uçağı ve insansız hava aracı düşürülmesinin, Hafter'e bağlı Sirte Operasyon Odasının yıkılmasının, özellikle Veşka bölgesinde aralarında komutanların da olduğu Hafter yanlısı yaklaşık 200 kişinin etkisiz hale getirilmesinin ardından 25 Mart'tan bu yana daha önce görülmemiş sonuçlar elde etti.
Bunun ilaveten UMH birliklerine ait uçaklar, Trablus'un 650 kilometre güneydoğusundaki Cufra hava üssünden, Beni Velid kentini geçerek, 90 kilometre güneydoğusundaki Terhune kentine uzanan Hafter milislerinin tedarik hattını kesmeyi başardı. Böylece Nisan 2019'dan bu yana ilk kez batı bölgesindeki çatışmalarda hava sahası hakimiyeti sağlanmış oldu.
Bu durumda, AB'nin, operasyonu gerçekleştirecek deniz kuvvetlerinin oluşmasından bile önce, BM Güvenlik Konseyi izni olmadan, UMH'nın karşı çıkmasına rağmen IRINI misyonunu açıklamasını hızlandırmasıyla, UMH güçlerinin kısıtlanmasını, kuşatılmasını ve başarılarının baltalanmasını hedeflediği görülüyor. Aynı zamanda da Hafter milislerine karadan ve havadan silah kaçıran ülkelerin ellerini serbest bırakıyor.
Bu durum, açık şekilde bir tarafı diğerine tercih etme anlamına geliyor ve AB'yi tarafsızlık ve güvenilirlik sıfatlarından uzaklaştırıyor.
UMH'ya bağlı Dışişleri Bakanı Muhammed et-Tahir Seyyale, operasyonun mevcut durumunun, meşru hükümeti hedef almasıyla ve Hafter'in silahlandırılmasını gözardı etmesiyle, misyonu şaibeli hale getirdiğini ifade etti.
"Barış" adı altında çıkarların gözetilmesiIRINI operasyonuna gemi ve keşif uçaklarıyla destek verecek ülkeler henüz açıklanmadı. Ancak Almanya, Fransa ve limanlarının Libya sahillerine yakın olması hasebiyle operasyon karargahının merkez üssü İtalya bu konuda çok istekli.
Bununla birlikte AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, operasyona katkılarını belirlemek üzere üye devletlerle görüşmeler yapıldığını, bir çalışma grubu oluşturulduğunu ve çalışma mekanizmalarının belirlendiğini ifade etti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı ise operasyonun, Ocak ayındaki Berlin Konferansı'nda katılımcı ülkelerin mutabık kaldığı ve BM'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunun uygulanmasını hedeflediğini belirtti.
Operasyonun hedefleri arasında yasa dışı petrol ihracatı hakkında veri toplanması olduğunu aktaran Almanya Dışişleri Bakanlığı, Hafter milislerinin BAE ve Mısır'a gerçek fiyatının altında petrol ihracının yasaklanması konusuna değinmedi. Hafter milisleri ayrıca yakıt kaynaklarından mahrum bırakmak için Trablus'taki UMH'ya bağlı kurum tarafından işletilen petrol sahaları ve limanlarını da kapatıyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı, operasyonun bir diğer görevinin Libya Sahil Güvenlik güçlerine eğitim verilmesi ve insan kaçakçılığıyla mücadele olduğunu belirtirken, AB Sözcüsü Stano ise Akdeniz'deki arama ve kurtarma çalışmalarının operasyonun bir parçası olmayacağını ifade etti.
Operasyonun başlatılmasını memnuniyetle karşılayan Fransa, gerçek hedefleri konusunda daha açıktı.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Agnes Von Der Mühll, açıklamasında "Bu operasyon, Avrupalıların, Libya krizi bağlamında risk altında olan siyasi ve güvenlik çıkarlarını savunmak için birlikte çalışma taahhüdünü ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı.
IRINI, petrol ve gaz konusunda Afrika'nın en zengin ülkelerinden biri olan Libya'da barışın sağlanması için başlatılmadı. Aksine, ülkede Türkiye ve Rusya'nın güçlü varlığıyla ortaya çıkan tehlikenin ve arka bahçeleri mesabesinde gördükleri ülkede ayaklarının altındaki halının çekilebileceğinin hissedilmesinin ardından Avrupalıların çıkarlarını savunmak için başlatıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com