HATAY
Evlendikten sonra köye yerleşen ve ev, bahçe işleri ile çocuklarının koşuşturmacasıyla bir yaşam süren 42 yaşındaki Canseven Bahçeci, 11 yıl önce katıldığı kursta resimdeki yeteneğini kullanmaya başlayarak hayatına renk kattı.
Hatay'ın Defne ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Bahçeci, henüz 18 yaşındayken evlendi. Eşinin isteği üzerine kayınvalidesiyle köy evinde yaşayan Bahçeci, 3 kızını büyütüp kimi zaman kayınvalidesine bahçe işlerinde yardım etti kimi zaman da yetiştirdiği hayvanların besiciliğini yaptı.
Bahçeci, bu sürede çocukluk hayali olan resim sanatına ise yaşadığı köy ortamı nedeniyle bir türlü başlayamadı.
Emeğinin karşılığını öğrenci kızlarının okul masrafları için kullanıyor
Kızları büyüdükten sonra eşinin de desteğiyle merak duyduğu resim kursuna katılan Bahçeci, gittiği özel bir kursta kısa sürede kendini geliştirdi.
Yaklaşık 350 tuvale renk veren Bahçeci, aldığı eğitimden 2 yıl sonra kendi atölyesini de açarak internet üzerinden eserlerini pazarlamaya başladı.
Fransa, Almanya gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye'nin çeşitli illerindeki sanatseverlere eserlerini satan Bahçeci, emeğinin karşılığını ise üniversite öğrencisi kızlarının okul masrafları için kullanıyor.
Atölyesinde yaklaşık 15 öğrenciye de resim kursu veren Bançeci, Anadolu kadınını ve eski Antakya evlerini resmederek gerçekleştirdiği hayaliyle kendi gibi aynı hayatı yaşayan kadınlara da örnek oluyor.
Yaz aylarında köy köy gezerek Anadolu kadınlarına seminer ve resim kursu veren Bahçeci, kendi hayatından örnekler vererek diğer kadınların da hayallerini gerçekleştirmesi için çabalıyor.
"Fırça darbelerinde kayboluyorum"
Ressam Bahçeci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 11 yıl önce resimle tanıştığını söyledi.
Resme olan ilgisinin çocukluk yıllarında başladığını ancak yaşadığı hayat nedeniyle bir türlü bu alanla ilgilenemediğini anlatan Bahçeci, şöyle konuştu:
"Parçalanmış bir ailenin çocuğu olduğum için annem beni ve iki kız kardeşimi tek başına zor şartlarda büyütmek zorunda kaldı. Bu yüzden eğitim ve sosyal yaşantımız çok kısıtlıydı. Sadece ilkokulu okuyabildim. Resim her zaman yapmak istediğim bir hobiydi. Yalnız ona da imkan yoktu çünkü bizim için lükse giriyordu. Evlendim ve köy hayatı yaşamaya devam ettim. Bahçe işleri, hayvan besiciliği yaptım bu yüzden yine resim yapamadım. Ama içimdeki resim aşkı hiç bir zaman bitmedi. İstemediğim bir hayat biçimi yaşıyordum. Kendime 'Canseven sen kimsin, hayattan beklentilerin nelerdir?' diye sordum. Öncelikle bir eş, anneydim ve gelindim. Bütün bu karakterleri en iyi şekilde yaşamaya çalıştım. Ama kendime kim olduğumu sorduğumda kocaman bir sıfırla karşılaştım. Bu yüzden ben olmalıydım. Benim hayallerim, düşüncelerim olmalıydı. 'Artık Canseven yaşamalıydı' diye düşündüm ve 11 yıl önce resim atölyesine girdim, bir daha da çıkmadım. Tuvalin karşısına geçtiğimde o renklerde, fırça darbelerinde kayboluyorum. Hepsi benim için o kadar özel ki kendi yarattığım bir sürü çocuğum var. Halen aynı köyde oturuyorum ama bu defa farklı bir Canseven var. Köyde artık eskiden yaptığım işleri yapmıyorum, şehre geliyorum erkenden atölyemi açıyorum, eve ise uyumak için gidiyorum."
Başta eşi ve kızları olmak üzere tüm çevresinden destek gördüğünü belirten Bahçeci, bu desteklerin başarısına katkıda bulunduğunun altını çizdi.
Kadının toplumu geleceğe taşıdığına inandığını belirten Bahçeci, bu yüzden eserlerinin çoğunda Anadolu'nun emekçi kadın figürüne ağırlık verdiğini söyledi.
Muhabir: Lale Köklü
Kaynak: AA
dikGAZETE.com