İZMİR - GÜLCAN KAPLAN
Çocukken tanıştığı ve masasındaki leblebileri kendi deyimiyle "aşırdığı" Atatürk'e duyduğu hayranlıkla büyük emek ve servet harcayarak Ulu Önder'in fotoğraflarından 6 bin parçalık koleksiyon oluşturan İzmirli eski iş adamı Hanri Benazus, dünyanın dört bir yanında açtığı sergiler ve katıldığı konferanslarda Atatürk’ü anlatıyor.
Dar gelirli İzmirli ailenin oğlu olarak 1929 yılında dünyaya gelen Hanri Benazus, 8 yaşında küçük bir çocukken babasının götürdüğü Nazilli Basma Fabrikası'nın açılışında tanışma fırsatı bulduğu Atatürk'e hayranlığını, gençlik yıllarında başladığı ve hala sürdürdüğü Atatürk fotoğrafları koleksiyonculuğuna taşıdı.
6 bin parçalık koleksiyonunun önemli bir bölümünü Anadolu Ajansından, Atatürk Orman Çiftliği Müzesine kadar pek çok kurumla paylaşan Benazus, 1988 yılında iş yaşamından iflası nedeniyle ayrılsa da tüm yokluklara rağmen Türkiye'de ve dünyada Atatürk'ü anlatma gayretinden vazgeçmedi.
Benazus, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 78. yılında, Atatürk fotoğrafları koleksiyonculuğunu AA muhabirine anlattı.
"İlk fotoğrafı aldığımda evde dayak yedim"
Atatürk ile tanıştığı gün, onun Nazilli'ye geldiği tren vagonunda masasına konuk olduğu ve tabağındaki leblebileri "aşırdığı" gün, ona karşı büyük bir sevgi beslediğini belirten Benazus, ölümünün ardından Ulu Önder'in fotoğraflarını satın almaya ilk gençlik yıllarında 15-16 yaşlarında hem çalışıp hem lisede okuduğu yıllarda başladığını söyledi.
Benazus, o dönemde bir Atatürk fotoğrafı gördüğünü ve koleksiyonunun da bu fotoğrafla başladığını dile getirerek, "O zamanlar liseye gidiyordum. Sabah okula gidip öğleden sonra da çalışıyordum, hafta sonu da haftalığımı eve getiriyordum. Babam hastaydı, 5 kardeştik ve geçim sıkıntılarımız vardı. Ben parayı o fotoğrafa verince, eve gittiğim de bir de dayak yedim." dedi.
"Aşağı yukarı 5 bin fotoğraf var"
O tarihten sonra imkan buldukça gördüğü her Atatürk fotoğrafını aldığını, bir iki derken, zamanla büyük bir koleksiyon oluşturduğunu belirten Benazus, şunları söyledi:
"Bende aşağı yukarı 5 bin (tarihlenmiş) fotoğraf var. 800 tane daha var ama onların ne çekildiği yeri belli, ne tarihi belli. Araştırıyorum, buldukça çıkarıyorum. Günü geldi, ben iki fotoğraf almak için günübirlik Amerika’ya gittim. Amerika'ya almaya gittiğim fotoğrafların bulunduğu kişinin babası gelmiş, 1921'de Atatürk’le röportaj yapmış. Fotoğrafları da kendi çekmiş. Bu fotoğrafların Türkiye’de olması mümkün değil. Onları aldım. O zaman verdiğim para beni rahatsız etmedi. İş hayatım iyiydi. Şu anda bazen düşünüyorum, o para şimdi bende olsa boğazda evim olurdu. Şimdi ise belediye misafirhanelerinde yahut kirada oturuyorum ama Allah’a şükür çok rahatım. Bir derdim, sıkıntım yok."
Dünyanın dört bir yanında Atatürk'ü tanıtıyor
İş yaşamından ayrılmasının ardından kendisini tümüyle Atatürk'ü anlatmaya adayan Benazus, Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında Atatürk fotoğrafı koleksiyonundan örneklerle açtığı sergiler ve katıldığı konferanslarla Atatürk'ü tanıtmaya çalıştığını vurguladı.
Avustralya'dan İngiltere'ye kadar yurt dışında pek çok sergiye imza atan Benazus, şöyle devam etti:
"Geçen sene Çanakkale’de, Avustralya'dan Melburn Belediye Başkanı ile katıldığımız etkinlikte, bendeki fotoğraflardan istediler. Onlara ait olup da onlarda olmayan fotoğraflardan yolladım. Melburn şehrinde caddeleri iki taraflı benim fotoğraflarla donattılar. Bu sene gideyim diye davet ettiler. Ama yaş 87 olunca, 24-26 saat uçuşu göze alamadım. Londra’da Avam Kamarasında sergi açtım. Bu sergiyle birlikte İngiliz milletvekillerine Atatürk’ü anlattım. Paris Akademisinde profesörlerle hem Atatürk’ü hem Çanakkale’yi tartıştım. Stokholm’de, Rotterdam’da da aynı şekilde. Türkiye'de de okullara gidiyorum. Okullara gidip Atatürk’ü anlatıyorum."
dikGAZETE.com